Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '13

 
Kategori
Siyaset
 

Ülkelerinde darbe ortamı yaratanlar darbeye karşı olduklarını söyleyemezler

Ülkelerinde darbe ortamı yaratanlar darbeye karşı olduklarını söyleyemezler
 

Başbakan çıkmış ”Bizler darbeye karşıyız”  diyor. Sayın başbakan, emin olun ki Afrika’da günde üç defa darbe yapan Ruanda’lı çavuş da darbeye karşıdır. Yani sizin darbeye karşı olmanız neyi ifade ediyor ki! Asker ya da birileri akşama kadar darbe planları mı yapıyorlar sizce? O vakit militarizm lanet bir şey. Akşama kadar bize kötülük düşünen asker denen bu adamları kışlalarda niye besliyoruz ki!

O halde siz 12 Eylül darbesini ortada bir şey yokken askerin keyif için yaptığını düşünüyorsunuz. Ve o halde siz o günlerde ülkeyi içine düştüğü kaostan kurtaracak darbe seçeneği dışında bir yol biliyordunuz ama yetkili olmadığınız için uygulayamadınız. Ah yazık gerçekten! Bakın şimdi çok üzüldüm işte!

Efendiler! Türkiye’ye darbe Hüma kuşunun kanadında gelmiyor. Yok derin devlet, dış düşmanlar, darbeci subayların hırsı; yok karanlık güçler mutlaka etkisi olur ama bunlar tek tek ya da hepsi birden bir ülkede darbe yapamazlar. Her şeyden önce ülkede darbeyi gerektirecek ortam lazım.

Ülkenin bütünlüğü sürekli tehlikeye giriyor ya da siz icraatlarınızla uçurumun kenarına getiriyorsanız birileri de memleketi kurtarmak isteyecektir. Orduya vatanı koruma ve kollama görevini kanunla siz verdiniz, şimdi de bizi kurtarmayın diyorsunuz. Ne olsun yani iç savaş mı çıksın, ülke yok mu olsun! Geçmişte ordunun müdahalesini gerektirecek ortam hiçbir zaman olmadı, şimdi de yok, gelecekte de olmayacak diyorsanız siz körsünüz.

Allah kahretsin, bu ülkenin zor durumları hiç bitmedi, bitmiyor ki! Her 20–30 senede bir ülke batmanın eşiğine geliyor. Yöneticilerin marifeti tabii ki. Sonra da darbeye karşıyız, darbeler olmasın diyorsunuz. Örneğin Ak Partinin varlığı bile darbe nedeni. Memleketin %80’i karşı olduğu halde hala gidip Amerika’nın kucağına oturuyor. Menderes de aynı hatayı yapmıştı malum. 100 yıldır Yankileri kovamadık şu memleketten! Sanki bizim babamız.

Eğer doğruysa Gezi Parkı eylemleri sırasında askeri bir görevli, polislere “Halka müdahale ederseniz biz de size müdahale ederiz” demiş. Sayın başbakana bunu dikkate almasını öneririm. Siz paşaları değiştirdiniz, ezdiniz, emriniz altına soktunuz; ordu yerinde duruyor. Ve bu memleketin askeri ülkesinin varlığı ve geleceği tehlikeye girince darbe marbe dinlemeksizin, hatta gerekirse emirlere dahi uymayarak tankları meclise yürütür. Ülkenin güvenliği hala birinci derecede askerin sorumluluğundadır.

Sizler bırakın darbeye karşı olmayı da darbeler neden oluyor diye kafa yormaya bakın. 60 ihtilalinde bizler Haymana sokaklarında fidayda oynamıyorduk herhalde. Allah kahretsin, ülkeyi batırıyorsunuz, sonra da darbe olmasın diyorsunuz!

12 Eylül’de askeri müdahale olmamalıydı diyenler cahildir. Bizler yaşadık o günleri. Ülke resmen sağ-sol diye ikiye bölünmüştü. Evlere barikatlar kurulmuş, sokaklarda insanlar nöbet bekliyorlardı. 12 Eylül sabahı müdahalenin olduğu açıklandığında Türkiye’den yükselen sevinç çığlıkları neredeyse Merih gezegeninden duyuluyordu. Türkiye resmen iç savaşın eşiğinden döndü.

Kemal efendi “Askeri darbe kabul edilemez” demiş. Doğru dürüst siyaset yapın da olmasın beyim; kimse bu ülkede asker meraklısı değil. Siz de ateşe odun atanlardansınız. Milli merkezlerin kuruluşunda payınız var. Öteki %50 Tayyib’in eseriyse kalan %50’de sizin eseriniz. Şu anda Tayyib’in durumu Abdülhamit’in durumuna çok benziyor; sonu da aynı olacak herhalde.

Bugün Türkiye’de darbe ortamı yok diyebilir misiniz? İktidar partisi kendine oy vermeyenlere karşı resmen savaş açtı. “%50’yi serbest bırakırsam görürsünüz “ diyerek tehdit ediyor. Sanki %50 onun ordusu. Bunun sonucu olarak hükümete karşı milli merkezler kuruluyor. Ülkenin her tarafı kaynıyor. 50 bin kişinin katili PKK Mehmetçiği öldürmeme şartıyla serbest bırakıldı. Sınırlar onun, bir giriyor bir çıkıyor. Hükümet ülkenin %50’sini yönetiyor. Kalan %50 ayrı bir devlet gibi yönetimin dışında. Komşularla ilan edilmemiş savaş halindeyiz. Beyefendi Suriye’de Esat’ı, Mısır’da da Mursi karşıtlarını hain ilan ediyor. Öte yandan halk işsizlik ve yoksullukla kıvranırken Ak Parti cephesinde soygun devam ediyor. Seçim meçim hikâye; ikinci Gezi Parkı ayaklanmasında bu hükümet yıkılır. Ama sonra nolur bilemem. İşin yoksa asker postalı bekle!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..