Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '07

 
Kategori
Haber
 

Ulusal sevincin bayramı

Ulusal sevincin bayramı
 

Cumhuriyetin 84’cü yılını kutluyoruz.

84 yılda düşünmek ve ideallere ulaşmak anlamında nerede olduğumuzu sorgulamak durumundayız.

Terörün tırmandırıldığı günümüzde Tunceli’de bir uzman çavuşun mayına basarak şehit olduğunu öğreniyoruz.

Sadece terör mü? Bu soruya tarafsız bir şekilde yanıt vermek insanın içini acıtmıyor mu? Ekonomik anlamda, siyasi anlamda acz içinde bir Türkiye Atatürk’ün gösterdiği hedeflere ne kadar ulaşabilmiştir, düşünmeliyiz.

Emperyalizme karşı eşsiz bir kahramanlık destanı olan Türk kurtuluş savaşı ve sonrasında kurulan cumhuriyet; o gün olduğu gibi bu günde karşıtları tarafından sürekli hedef haline getirilmiştir. İçeride ve dışarıda sinsi ve planlı bir şekilde yürütülen çabalar bu gün gördüğümüz fotoğrafın ortaya çıkmasını sağladı.

Çanakkale’de Sakarya’da, Afyon’da omuz omuza mücadele eden , kanlarıyla özgürlük uğruna toprağı sulayan bu coğrafyanın yiğit insanlarını karşı karşıya getirmek için sinsi oyunlar sahneye konuluyor.

Ve bu tabloda Genelkurmay’ın açıklamasından sonra siyasi partiler sağduyu çağrısı yapıyorlar! Görülüyor ki Türk ordusu siyasi partilerden daha iyi içselleştirmiş demokrasiyi. Kan üzerinden siyasi nema bekleyenleri düş kırıklığına uğratmanın başka yolu yoktur. Ölçüsüz tepkiler ile ortaya çıkacak olumsuz tablo tam da şiddeti tırmandıranların hedefi değil midir?

Ülkemizi bu güne kadar yöneten siyasilerin başarısızlığı Cumhuriyet’e fatura edilemez. Karşı görüş ve düşüncelerin temelini oluşturan ve ikinci cumhuriyetçi denilen kalemşörlerin yanlış uygulamaları sorgulamaları doğaldır ancak bu olumsuz tablo Cumhuriyetin değil siyasi veya askeri alanda bu güne kadar yönetim erkini kullananların değil midir?

Yarım kalan toprak reformu, eğitim alanındaki başarısızlıklar, ekonomik olarak dışa bağımlılık, sosyal adaletsizlikler tartışmasız gerçektir. Nato, ABD, AB IMF ilişkileri yeniden sorgulanması gerekmez mi?

Cumhuriyetin tam bağımsızlık hedefi dünya egemenlerinin siyasi veya ekonomik projelerine angaje olarak nasıl gerçekleşebilir? Bu başarısızlık siyasi erki elinde bulunduranların değil midir?

Türkiye Cumhuriyeti kazanılan bağımsızlık savaşı sonrasında her alanda yeni bir heyecan ile cehalet ile, dinsel taassup ile, hilafet yanlıları ile mücadele ederken onur duyulacak bir destanı yaratıyorlardı. Neredeyiz!

Daha önce yazdığım “Mustafa Kemal’i Vatandaşlıktan Çıkarmak” (Sayfanın sonunda link’i veriyorum) adlı blog Cumhuriyet’in ilanı öncesi hilafet yanlılarının oynadıkları oyunu anlatıyor. Bu gün Cumhuriyet gazetesinin verdiği ekte daha geniş olarak konu işlenmiş. Ancak bu sürecin ayrıntıları Atatürk’ümüzün “Söylev”inde kapsamlı olarak yer almaktadır. Her yurttaşın altını çizerek , içselleştirerek okuması gerekiyor. Önceki bloglarımda okunması yönünde uyarılarda bulunmuştum. Okullarımızda ders olarak okutulması bu güne kadar uygulanan yöntemden daha sağlıklı olacaktır. Tarihimizi birinci elden öğrenmek her yurttaşın en doğal hakkıdır, olmalıdır.

Herkes yeniden Söylev’i okusun, okutsun ve hatta dostlarına armağan etsin. Göreceksiniz bu günkü fotoğraf daha bir netleşecek.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=50121

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..