Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '15

 
Kategori
Deneme
 

Umre mi, tatil mi?

Yaz mevsimi gelince insanları rehavet basıyor. Çoğu insanlar tatil planlarını yapıyor. Tatil düşüncesi olanların ekonomik sorunu olmayan kesimlerdir. Parası olanlar yazın sıcağında deniz, kumsal, gölge, otel düşünürler.

Kimi zenginlerimiz isabetli karar olarak görüyorum. Umre ibadetini düşünüyor. En güzeli de bence budur.

Kimisi de tarlasında çapa işlerini yapıyor. Hayvanları olanılar ise yaylalarda hayvanlarını otlatıyor. Her mevsimin kendine has özelliklerini düşününce insanoğlu yüce Allah'ın ne kadar güçlü ne kadar ilim sahibi olduğunu idrak ediyor.

Allah kışın özelliğine göre meyve yetiştirmemize imkân tanıyor. Soğuklarla mücadele edilebilecek sebzeler ve ürünleri nefsimize hoş gösteriyor. Yazın yetişen o sebze ve meyveler insanların akıllarına gelmiyor.

Bahar mevsimi gelince evin küçükleri çok sevdikleri çağladır, eriktir alınması için sıklıkla tembih ederler. Mevsimine göre istekler artıyor. Yaz mevsiminin kendine özgü ürünleri yetişme zamanı gelince sofralarımızın başköşelerine onları koyarız.

Susuzluğumuzu gideren karpuz zamanında aklımız fikrimiz karpuz da olur. İnsan karpuz kesip yemese adeta hasta olacağını düşünür. Karpuzu keser dilimlerseniz rahat edersiniz.

Bir süre sonar insanoğlunun nefsi bu sefer kavun yemek ister. Üreticilerde yol kenarlarına kavunlarını dizerler. Kavunun tatlısını ve sulusunu insan tercih eder.

Her konunun püf noktası vardır. Hatta kavun ve karpuz seçiminin deneyim sahibi olmayı gerektirir. Sonuçta kabukla kaplı içini bilemiyorsunuz. Para verildiğine göre karpuzun kırmızı olmasını isteriz.

Karpuz seçerken ebadına göre hafif olanın alınması önerilir. Bir de tık yapılır. Ses gelirse sıkıntı yoktur. Bunlar tecrübelerle öğrenilmiştir.

Evin hanımlarının diline düşmemek için kimi alıcılar satıcılara yalvarırlar. Aman ne olur karpuzun rengi bozuk olmasın diye. Bir karpuz seçmesini bile bilmiyorsun sözünü kimse duymak istemez.

Kavun seçiminde ise boyutuna göre ağır gelenin tercih edilmesi önerilir. Renkleri, yapısı, cinsi de önemlidir. İnsanlara Allah ne kadar nimetler sunuyor.

Yaz elmaları çıkıca kokusuyla tadıyla şükreder. Kimisinin rengi sarıdır. Kimi kırmızı, kimisi de yeşildir. Yeşil olan yaz elmaları mayhoştur.

Yaz sıcağında yerli armutların tadı başkadır. Ağacına çıkıp, toplayarak erginlerini yemek ne kadar hoştur. Erikler daha önce meyveye durur. Eriklerin alınıp dişlere dokunduğunda kendine has sesini duyunca insanın erik yediğine değer.

Çevremizde en çok can eriği bilinir. Yalnız yayla yörelerinde güzün toplanan büyük erikler vardır. Olgunlaşmadan bu erikleri yemek tat vermez. Zamanı gelir kıpkırmızı olursa ne güzel yemesi olur.

Dikkatimi çeken konuyu da dile getireyim. Erikleri, elmaları ve armutları annelerimiz bıçaklarla dilimlerler. Sererek, kuruturlar ve kışın hoşaf yaparlardı. Düğün yapanlara toplayarak üzüme para verilmezdi.

Eriklerin cinsi vardır. Özellikle o erikler toplanır. Kurutulur, hoşafı yapılır. Bulgur pilavıyla yenirdi. Sadece dile getiriyoruz. Kimseciklere yapın demedik. Başınıza iş bulmadık.

Domates kurutulur, biberler, kurutulur, patlıcan kurutulur. Yazın ve güzün kendi kışlık yiyeceklerini insan kendi hazırlayabilir.

Pazarlardan seçerek tanıdıklarınızdan ucuza temin ederek, el emeğinizi, temizce yemek varken niçin başkalarının yaptığına para verilir?

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..