Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '08

 
Kategori
Psikoloji
 

Umut konmuyor. Kuş öldü.

Umut konmuyor. Kuş öldü.
 

Alıntı.


"Bu bir itiraftır." diye not düşmüştü genç kadın ..

Yüreğime ateş düştü. Farkındalıklarımın birer birer kaybolduğunun farkındayım. Sol tarafımda ki kara delikte apansız bir kuş kanat çırpmaya başladı. Bastırıyorum iki elimle göğsüme, canhıraş çırpınmalarına rağmen kaybetmek istemiyorum yıllar sonra duyduğum yaşam belirtisini..

Açarsam yüreğimi kaçacak. Başka diyarlara uçacak. İçimdeki çocukla yoldaş, masum, tertemiz, umut dolu oysa ki.. Dışarısı soğuk, dışarıda herşey katran karası, dışarısı kurak, dışarıda aşklar yalan, sevgiler sahte, imkansızlıklar diz boyu..

Çocuk, konuşamamanın verdiği sıkıntıyla yutkundu. Elini uzatmak istedi kolu hareketsizdi.Kuş hissetti omuzuna kondu. Gagasını uzattı çocuğa. Korktu masum yavru. Ağlamaya başladı. Kuş uçmaya başladı etrafında. En güzel sesi ile şarkılar söyledi. Uçtu.. Uçtu... Uçtu... Çocuk artık ağlamıyordu. Ama hala konuşamıyordu..

Bir sabah çocuk uyandığında, küçücük bedeninde umutlarının büyüdüğünü fark etti. Tutuk bedeninde önce parmaklarını hareket ettirdi. Kanadına dokundu kuşun. Sonra ki günlerde ellerini hareket ettirdi.

Avuçlarını açtı konsun diye. Ama kuş o kadar yorgun düşmüştü ki günlerdir uçmaktan, şarkılar söylemekten kalkamadı yerinden..

Çocuk üzüldü, kırıldı.Keşke dedi dokunmasaydım. Keşke umudumu büyütmeseydim. Anlatamadım. Ruhuna dokunamadım.Oysa konuşabilseydim.. Bir konuşabilseydim. Ona "Sana âşık oldum." diyebilseydim.. Sen bana şarkılar söylemesende, etrafımda dönmesende "Ben sana tutkunum. Seni yıllardan beri tanıyor gibiyim." diyebilseydim.. Simsiyah is'e bürünmüş kanatlarını coşkun akan sularımda yıkayabilseydim. Sonra sarılsaydım ona umudum olduğu için. Ve özgür bıraksaydım ait olduğu yerlere uçsun diye... Keşke dedi çocuk bir konuşabilseydim..

Psikiyatr 2 saate yakındır hastasının günlüğünü okuyordu. Suskunluğunun nedenini biliyordu artık.

Taburcu olmadan önce görmek için aceleyle kalktı yerinden. Odasına vardığında kadını odada ki herşeye tek tek dokunurken buldu. Fark etmemişti doktorun kendisini izlediğini. Genç kadına yaklaştı.

Eli ile elini tuttu ve kalbinin üzerine götürdü. Genç kadın anlamsız gözlerle bakıyordu yüzüne.

-Duyuyor musun? Bir kuş kanat çırpıyor sanki. Bu yaşam demek. Korkma. Sustuğun , vazgeçtiğin, kapandığın için kara deliğe dönüşmüştü yüreğin. Beni duymazlıktan, anlamamazlıktan gelsen de her seansta içinde ki umudu sen kendin büyüttün. Bu senin kendi başarın. Tutun HAYATA. Korkma.
Baş edecek kadar güçlüsün artık.

Ellerini çekti doktorun kalbinin üzerinden. İki avucunu birleştirerek doktora doğru uzattı. Sağanak halinde yaşlar boşalıyordu gözlerinden.. Bir iki saniye öylece kaldı.. Sonra yavaşça ilk kez fısıltı halinde konuştu.

-Umut konacak mı?

-Yüreğinin sesini dinle.

-Çok geç.

-Değil. Geç kalan sen değilsin. İçinde ki sevgiyi, aşkı göremeyen gözler..

İndirdi ellerini. Anlamsızca baktı doktorun yüzüne.

-Saatler hiç durmayacak zaman gibi. Ben inemeyeceğim yeryüzüne.. Gözler yine görmeyecek. Çocuk hep ağlayacak. Bak avucum hala boş. Kuş ÖLDÜ...

Doktor eli ile saçlarını okşadı genç kadının.

-Hadi odana gidelim.

Hemşire bankosunun önünde durakladı..

-Taburcu işlemlerini erteleyin. Umuda yolculuğa hazır değil..

Mutlu kalın.
NurZeynep

 
Toplam blog
: 347
: 1365
Kayıt tarihi
: 31.10.07
 
 

İstanbul 25 Temmuz : /… İşletme tahsil ettim. Özel ilgi alanım olduğu için 2 yıl Psikoloji okudum..