Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '09

 
Kategori
Güncel
 

ÜNİFORMA unisex

ÜNİFORMA unisex
 

Dertten kurtulmak( Def i hacet Arapça) Unisex WC ile gelen sıkıntı! http://farmlstaticflickr.com


Yürüyerek balıkçıya gittim, hasta tüylüler var bahçede halsizler.

Kuru mama yiyemiyorlar. Ucuz küçük balıklardan bir torba dolusu aldım. Balıkçı derdimi biliyor, sevabına ucuza veriyor.

Haftalardır tadilat işleri yapan ustaların yollarını gözlemekten annem ağladı. İçimden onlara dua ede ede eve doğru gelirken elim ayağım kesildi. Kahvaltı etmeden alış verişe çıkmanın cezası.

Önüme ilk gelen çayevinin yolun kenarında duran iskemlesine kendimi zor attım. Bir şişe su bir bardak çay ısmarladım kendime.

İçecek halim yoktu, maksadım masanın kirasını ödemekti.

Onca emekli beyin arasında göze batmak istemiyordum.

Gerçi; benim varlığımla pek ilgilenen yoktu; sohbete öyle bir dalmışlardı ki…Yaptıklarına sohbet denmezdi esasında.

Resmen kapışmışlardı.

Nasıl oldu bilmiyorum; bir anda kendimi çekişmenin içinde fetva verirken buluverdim.

- Örnek vermek gerekirse Avusturya’da askerlik sekiz ay ama altı ay sonra terhis olup geriye kalan iki ayı; iki senede bir, on günlük taksitlerle tamamlamak mümkün. Ücret alıyorlar. Ayrıca Avusturya dışında çalışanlar, ikâmet edenler askerlik yapmak zorunda değiller.

Eğer kırk yaşından önce vatanlarına (Avusturya) dönerlerse; askere alınıyorlar; kırk yaşından sonra dönenler muaf tutuluyor.

…Be hanım kızım bu ülkenin hiç mi düşmanı yok?

-Bilmem belki vardır! Tüm ülke vatandaşı asker olsa ne yazar? Yedi milyoncuk bir diyar. Yarısına yakını yabancı. İkinci dünya harbinde denizini deryasını da kaptırmış. Göllerde dolaşan bir donanması var.

… Vah zavallılar! Teröristi de yoktur bunların öyle değil mi?

-Valla bana hiç rast gelmedi. Yüksek yüksek tepeleri yani Alp dağları var ama… Kartallar ve boynuzlu mahlûkat sere serpe dolaşıyor diyorlar. Terör yoksunu garibanlar, halden nasıl anlasınlar!

Okulunu ekmiş bir liseli, yüzünü ekşiterek lafa karışıyor.

…Olmaması kötü mü abla? Şehit yarası, ağlayan şehit anası, avuç avuç harcanan mili servet kaybı yok fena mı işte!

-Tabii ki iyi; iyi olmaz mı? Kötü olan bizim gibi ülkelerin halinden anlamak zor geliyor onlara.

…Sen savaş yanlısı mısın hanım abla?

-Hayır! AB bilir bilmez zorluyor; tıpkısının aynısı yani savunma politikasında “Unisex” olunsun diyor da… Şartlar unisex değil; terör belası var bizim başımızda.

…Ablacığım sen askeri sevmiyor musun?

-Ben silahı savaşı sevmiyorum. Üniforma güzel ciddi bir giysi; yakışıyor. Her ülkenin bir savunma ordusu olmalı lâkin…

Emekli öğretmen olduğunu söyleyerek sözümü yarıda kesen bey:

…Ailenizde şehit düşen var mı?

-Çanakkale ve Kore savaşında neden sordunuz?

…Sizce; askerlik yapmak yapmamak bireyin özgür iradesine bırakılmalı mı?

-Çok iyi uzunca bir eğitim görenler; karda yürüyüp iz bırakmayanlar, mayını uzaktan koklayabilenler; ensesinde gözleri olanlar. Aldığı ücret yüksek; beslenmesi dört dörtlük, cengâver bir ruha sahip; ben asker olmak için doğdum; açın kapıları ben geldim diyenler askere alınmalı. O öyle kutsal bir görev ki… Hiç kimse buna zorlanmamalı. Ordu: Hacminden bir şey kaybetmez ama şehit analarının sayıları… Azaldıkça azalabilir… Kim bilir!

Birden bire bir sessizlik kapladı çayevinin masalarını… Ben bile kendi kendime fazla geldim. Ya ben neler söyledim! Meğer içimde neler birikmiş! Duvarın köşesine bıraktığım balık torbasını almak için eğildiğimde gözlerime inanamadım; delik deşikti yarsından fazlasını midelerine indiren kahve hanenin çevresinde takılan dört patili cangolar ağızlarını bıyıklarını temizliyorlardı.

Liseli genç; arda kalan balıklar için elime bir torba tutuşturdu.

…Avusturya’da askere gitmeyenler gerçekten kamu hizmetinde çalışarak üstüne bir de maaş alıyorlar mı?

-Evet; emeklerinin karşılığını alıyor; yapmak istemediği bir görevde yer almıyor devlete yük olmuyor vergisini ödüyor; düşkünlere hastalara göz kulak olarak; ülkesine hizmet ediyor.

Yerini; gönülden asker olmak isteyenler dolduruyor.

Salyası akan yaşlıyı beslemek; altına bez bağlamak, gün boyu nakarat dinlemek; her babayiğidin harcı olamıyor… Böylece terazi dengede kalıyor. Çünkü vicdan karar veriyor!

Balık torbam yarı boş; kafama unisex takıldı.

Âdem Havva’nın emrinde; cinsiyetsiz giysiler, takılar.

Bu ürünleri pazarlaması hem pratik hem de kolay.

Ortak kullanım alanlarına kenefler de girince; işin uçkuru kaçıyor.

Evimizde WC yi cinsiyet gözetmeden yakınlarımızla paylaşıyoruz.

Dışarıda, dışarıya sınırsız güven bilmem ne kadar doğru?

Yediğimiz ayrı gitmiyor; hiç olmazsa def-î hacet meselesinde bir sınır olsa… Ayakta yapanlar ve oturanlar; ha tabii bir de tüneyenler var. Balık almaya gittim dünyam karıştı.

30.Mayıs 2009 Cumartesi “Sen ne dersin İzmir’im? Anladım haklısın; bir daha unisex olmayan kahvelere takılırken iyi düşünmeliyim; WC meselesi yüzünden anladım. Sen olmasan ben ne yapardım; ne bileyim! Alev Meisel.

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..