Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '17

 
Kategori
Güncel
 

Ütopik Kent-3

Ütopik Kent-3
 

Ütopik kentte her gün bir öncekinden daha heyecanlı güne başlayanlar şüphesiz çocuklardı. Nasıl olmasınlar ki, onlar için dış ortamda hemen her tehlike özenle bertaraf edilmişti. Onların kendileri için özellikle öğrenebilmeleri, eğitim yapabilmeleri eğlenerek öğrenmeleri için tüm ortam önceden hazırlanmıştı. Onları mutsuz edecek bir şey ortamdan tamamen kaldırılmıştı.

Her ortam bol eğlence eğlenerek, öğrenme ve oyun alanı olarak tasarlandığından hiç kimsenin ezberlemesine gerek yoktu. Zaman zaman eski yaşantılardan kalan alışkanlıklar sorunlara yol açsa da burada spor ve çeşitli aktivitelerle herkes en nihayetinde mutlu oluyordu.

Modern eğitim çocukları daha bebekken sisteme köle, aktif bir tüketici olarak yetiştiriyor, bağımlılıklar kazandırıyordu. Kola bağımlılığı, cips bağımlılığı bilgisayar oyunları bağımlılığı, televizyondaki her program bu amaçla özel olarak tasarlanıyor arada verilen reklamlarla çocuklara son darbe indiriliyordu. Aileler genellikle modern eve hapsettikleri çocuklarının sadece reklamlar sırasında donup kalmalarından mutlu oluyor ve bilinçsiz bir şekilde köle hatta mankurt yapılan küçücük çocuklarının bu hallerinden memnun oluyorlardı! Modern şehirde ailelerin isteği adeta sadece reklamlar esnasında sakinleşen çocukları için hazırlanan televizyon reklamlarının hiç bitmemesiydi. Ancak sonuçta zehir bile olsa sonunda bitiyordu.

Burada hiçbir çocuk televizyon hatta reklam izlemezdi. Zaten doğa içinde eğlencelerden, televizyon izleyecek zaman da bulamıyorlardı. Bilinçli bir şekilde hazırlanan her ortam, çocukları eğlenirken öğretecek şekilde tasarlanmıştı. Eğlenirken, öğretmek, öğretirken de düşündürmeyi soru sormayı hedefleyen eğitim ortamları dünyada belki de asla denenmeye cesaret edilmemiş bir planlama sayesinde mümkün olabiliyordu.

İnsanın modern eğitimde alacağı her şey planlıdır. Planlı olan her şeyin asıl planının arkasındaki neden eğitim arttıkça cehaleti artıracak şekilde düzenlendiğinden, sınıflar arasında onarılamaz uçurumlar inşa etmeye, grup halinde insanları önce birbirlerinden ayrıştırmaya sonra da ölümcül rekabet adı altında her grubu da kendi içinde birbirine düşman, ikiyüzlü mutsuz ancak mutluluğu oynayan insanlara dönüştürüyordu. Cehalet gizlilik ve güçle, kapalı kapılarla özenle saklanıyor, sırmış gibi görünen birçok şey açığa çıkınca ortaya içinde hiçbir şey olmayan matruşka gibi bir durum ortaya çıkıyordu. Genellikle yükselmenin ölçütü gizlilik içinde yürütülen bağımlılıklarla desteklenen cehaletle duyulan sonsuz açlık hissinin tatminine dayanan modern hayata göre burada bunların hiçbirinin bir önemi yoktu.

Çocukların kabiliyetleri algı seviyeleri kontrol ediliyor, kavramlar titizlikle öğretiliyordu. Modern hayatta insanların çelişkisi anlamadıklarını anlıyormuş gibi davranma ikiyüzlülüğüne nazaran burada kavramlar tam ve eksiksiz olarak açıklanıp yerinde gösterildikten sonra diğer aşamaya geçiliyordu. İnsan görüp algılayamadıkları şeyleri çok zor öğrenirler. Modern hayatın eğitim felsefesi çok eğitim veriyormuş gibi verip bunu sözde sınavlarla kontrol etmektir. Fiziği teorik olarak verip formüller üzerinde kalan bilgiler bir süre sonra unutulmaya mahkûmdu. Burada ise öğretilen hemen her şey gerçek hayatta kullanılmak zorundaydı.

Geometriden matematiğe, fizikten matematiğe her şey ortamında ve gösterilerek öğretilirdi. İnsan dipsiz bir kuyu gibidir. Kim ne kadar bilgiyle doymak isterse o kadar bilgiyle doyurulmalıdır. Yedi yaşında dünyaya ait her şeyi, formülleri,  bilimi vermek lazımsa veriliyordu.

Bir insan yedisinde neyse yetmişinde odur derler. Bu söz aslında karakterinden beyin hücrelerine kadar hemen her şeyin bu yaşlarda bittiğini göstermekte, bir bireyin beyninin yedi yaşında tam olgunlaştığını gösterir. Sıfır yedi yaşa kadar çocuğun beyninin gelişmesi için beyinler için en gerekli besinler özenle yedirilen çocuklar temiz hava ve doğanın sağladığı nimetlerle modern şehre göre kıyas dahi kabul etmeyecek derecede zeki, soran sorgulayan bireylere dönüştürülüyor, belki de “ütopik kentte” en şanslı bireyler  her zaman çocuklardı.

Fidan sağlamsa o fidanın meyvesi güzel olur...

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..