Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '16

 
Kategori
Öykü
 

Uy ben ne edeceğum şimdi ?

Yazan :Uçar Demirkan 
 
Ahmet beyin evlenmeye hiç ama hiç niyeti yoktu...Bir gün babası karşısına alıp "Oğlum, evlenmeni istiyorum. Ağabeyin de evlenmedi. Sen de evlenmezsen soyumuz tükenecek” dedi.
 
Ahmet bey, soyun sürmesi için evlendi. Neyse ki; bir yıl geçmeden hanımı hamile kalmıştı ve şimdi hastanede doğuruyordu.
Ahmet bey kayın babasıyla, onların evinin salonunda mahkumlar gibi volta atıp sigara üstüne sigara içiyordu. Gece yarısı saat birde telefon çaldı. Kayınpeder telefonu aldı. ”Hıı..Tuh bee.. Yine mi oğlan oldu.. Neyse, hayırlısı olsun. Kızıma da geçmiş olsun” dedi ve telefonu kapattı. ”Gözün aydın damat, bir oğlun oldu”. Neyse, Ahmet beyin babasının soyu sürecekti artık. Ama, kayınpederi neden oğlan istemiyordu.
“Neden, telefonda öyle konuştunuz baba?”dedi alınmış olarak. Kayınpeder ”Kusura bakma damat, kendimi tutamadım. İlk oğlum evlendi iki tane oğlu oldu. İkinci oğlum evlendi. Bir oğlu oldu .Şimdi de kızım evlendi, Onun da oğlu olunca yeter bee diye bağırasım geldi” dedi. Ahmet bey "Kayınpeder geride daha dört oğlun var.. İnşaallah onların hepsinin kızları olur da sevinirsin"dedi.. Niyeti beddua etmekti. Gerçekten de bedduası kabul olundu!!!  
 
Ahmet bey sabahı zor etti. Sabah kahvaltısından sonra kayınvalidesini alıp doğumun olduğu hastaneye gittiler. Hastanede, müracaat masasının önünde bir kuyruk vardı. Ahmet bey de kuyruğa girdi. Beklemeğe başladılar.
Sıra Ahmet beyin önündeki gence gelmişti. Genç, danışmadaki adama bir isim söyledi. Adam ”Haa onlar mı?..Kadın da bebeği de ölmüş”dedi. Genç adam anlamadı. ”Nası lölmüş”dedi. Danışmadaki”  doğum sırasında karın da bebeğin de ölmüş hemşerim” dedi.
Karadenizli olduğu burnundan anlaşılan genç adam şaşkın ”Uyy, ben ne edeceğum şimdi?”diyerek şaşkınlığını, çaresizliğini, baş kaldırışını dile getirdi. Danışmadaki, bu tür olaylara alışkın olmalıydı ki ”Hemşerim, sağdaki koridordan yürü. İleride morg işaretini göreceksin. Karını ve çocuğunu oradan alır, cenaze işleri için götürürsün” dedi.
 
Adam, yıkılmış adımlarla söylenen koridora yöneldi. Ahmet de en az genç adam kadar sarsılmıştı. Ahmet, hanımının yattığı odayı sordu. Asansöre binip çıktılar ve odaya girdiler.
Hasta yatağında yatan karısının yanında bir kundak vardı. İçinde de yeni doğmuş oğlu.. Kundağın içindeki çocuğa bakınca Ahmet dehşete kapıldı. Çünkü, çocuğunun başı armut gibiydi. Bazı uzay filmlerinde uzaylıları böyle gösterirlerdi. ”Bu ne, çocuk sakat mı doğdu” dedi. Yeni anne, ”Meraklanma Ahmet, çocuğu vakumla doğurttular. Bu nedenle kafası biraz armuda benzedi".  Ahmet ”Pekiyi, düzelecek miymiş?”dedi. ”Doktorlara göre en çok on gün içinde sivrilik yiter ve kafa normal görünümünü kazanırmış”. Ahmet’te kuşkulu bir rahatlama oldu.
 
Anneyi ve bebeği alıp eve getirdiler. Akşam uyumak için yatağa gitmeden önce Ahmet hastanede, önündeki laz oğlunun başına gelenleri anlattı ve hanımına ”Bana bak, bir daha hamile kalmak yok. Ben, bugün yaşadıklarımı ve gördüklerimi bir daha yaşamaya katlanamam.”dedi.
Hanımı gülümsedi. Çünkü, annesi altı oğlan bir de kız doğurmuştu. O da evvel Allah doğururdu. Öyle de oldu. On buçuk ay sonra bir oğlan daha, aradan on yıl geçtikten sonra da bir kız daha doğurdu. Ne de olsa Laz kızıydı!
 
Hepsini de kazasıuz belasız atlatmışlardı. Tanrının sevgili kulları olmalıydılar!!
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Toplam blog
: 142
: 578
Kayıt tarihi
: 04.09.13
 
 

1940 yılında İzmir'de doğdum İzmir Atatürk Lisesi'ni bitirdim 1961 yılında Mülkiye(Siyasa..