Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '12

 
Kategori
TV Programları
 

Uyan ey halkım! Vicdanın sömürülüyor...

Uyan ey halkım! Vicdanın sömürülüyor...
 

Reytinglerin ve hatta günümüzde lider! olmanın en basit ve etkili yolu. 

Acaba biz Türk halkı olarak duygularımıza yeniliyor muyuz?  Yoksa duygularımız üzerinden bizi etkilemelerine izin mi veriyoruz?

Uzun zamandır televizyon izlemiyorum. Bunu da bilinçli olarak yapıyorum. 2000'li yıllarda yayın akışları ve insanlara dayattıkları saçmalık abideleriyle dolu programlar; aslında sistemli olarak memleket meselelerinden uzaklaştırmak, hatta bilgi sahibi olmadan ezbere dayalı fikir sahibi yapmak esasına dayandırıldı.

Görsel, işitsel ya da yazılı kitle iletişim araçları yüzünden düşündüğümüz tek şey diziler ve ilerleyen bölümlerde karakterlerin başına gelebilecek absürt entirikalar oldu. Amaçlarından bir diğeri ise, nesilden nesile değişimdi.  Gerçekten hepsini tebrik ediyorum gayelerine de ulaştılar.

Televizyonlar da reyting rekorları kıran dizilerden başlayabiliriz örneklendirmeye. Genç kuşağın severek izlediği dizilerden biri 'Kavak Yelleri'.  4 gencin lise sıralarında başlayan hikayesi. Mizahi yönden çeşitli olaylar geliştirilebilirdi ammaaa velakin bizim senaristler hiçte öyle davranmadı. Aslı karakteri, dizideki bütün erkeklere aşık oldu. Mine ise Aslı'nın ezeli rakibi, sonradan kanka olurdular onca olay üstüne oda ayrı bi mesele. Deniz desen, herkese mavi boncuk dağıttı. Efe öldü öldü, dirildi. Seneler sonra yeniden girdi. Herkes birbiriyle yattı kalktı, hamile kaldı buda çok normal bir olay gibi diziye ince ince işlendi.

Binbir Gece'nin ahlaksız teklifi, Türkiye'nin gündemine oturdu. Ben yatardım, ben yapmazdım diye Binbir çeşit yorum yapıldı. Bu teklifi yapan karakteri öfkeyle izlerken, aşık olmasına aldandık, vah vaah evladım çok sevdi kızı bee! dedik bir anda ısındık. Karakter için vicdanımıza yapılan baskıdan bi'haber tabi.

Aşk-ı Memnu'nun Ednan Bey'i için kahrettik kendimizi. Bihter'i fettanlığı için yerden yere vurduk. Behlül'ü ihanetinden suçladık. Yine olaylar zinciri içinde boğulmuşken dizinin sonunda ''Ay, kızcağız gerçekten sevmiş yaa!'' dedik. Behlül'ü mezar başında ağlarken görünce ''utanmasam ağlarım şimdi.'' dedik. Ana Haberlerimize günlerce malzeme oldu, pişirip pişirip izledik.

Fark ettiniz mi bir şeyi acaba? Cem Yılmaz'ın dediği gibi ''Oooo mahalle tren yapmış, gidiyor!'' Arkadaş ortamında ondan ona geçenler, ahlaksız teklifler, eşini aldatanlar... Sürüp gider. Bizde bıraktıkları etkilerin neler olduğunu düşündünüz mü peki?

Karakterlerin ve olayların geçişi sırasında, hep kalbimize dokunan bir zaaflık, bir acındırma halleri ile sevmediğimiz yanlış yapıyor dediğimiz karakterleri bizlere sevdirdiler. Yaşı olgunluğa ulaşmış olanlar, doğrularını kaybetmemek için uğraşırlar, ancak bizimle beraber küçük yaşta bu saçmalıkları izleyen geleceğimiz; bunca saçma ve ahlaksız olayları normal kabul ederek hayatına sokmaya başlar.

Büyüklerimizin 'Ah, bizim zamanımızda böyle miydi?' sorusunun dayandığı temel işte tam budur!

Hatırlar mısınız bilmem. Şener Şen ve Türkan Şoray'ın başrollerini paylaştığı bir dizimiz daha vardı. 

Evet, tam üstüne bastınız 'İkinci Bahar'. Bu dizi reyting uğruna asla uzatılmadı. Olağan olaylar içinde aktı. Yanlış yok muydu vardı; Nurgül Yeşilçay'ın canlandırdığı karakter evlilik dışı bebek sahibi olan üniversite öğrencisi bi kız çocuğuydu. Yalnız bu dizide işler çok başka yürüdü. Senaryoda bu kız çocuğuna tepkisi çok büyük olan bir anne, serseri yaşan oğlunu kazanabilmek için çabalayan bir anne vardı. Dizi sımsıcak ve samimi duygularla, hayatın içinden insanlarla çevriliydi. Kimseyi sıkmadı, boğmadı, üstelik çok geçerli derslerde verdi. Vicdanımıza değil duygularımıza hitap etti.

Temennim; Süper Baba ya da İkinci Bahar gibi kalitesi yüksek dizilerle, hayatımıza ahlaksızlıkları ve sömürüleri değil; gerçeğe uygun ve öğretici olan projelere yer verilmesidir.

Aksi taktirde üzülerek söylemeliyim ki; acıyarak izlediğimiz, vicadınımızı sorgulatan dizilerin olaylarını (hatta çirkinliklerini) gelecek nesillerimizin hayatında sıkça göreceğiz! 

 
Toplam blog
: 5
: 2499
Kayıt tarihi
: 21.12.11
 
 

Tecrübe kavramından nefret eden sıradan yeni mezun, ömürlük öğrenci, sanayinin göbeğinde ''işsiz'..