Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '08

 
Kategori
Sosyoloji
 

Uzaktan Eğitem- Sürekli Eğitim

Uzaktan Eğitem- Sürekli Eğitim
 

UZAKTAN EĞİTİM
Uzaktan eğitim diye bir kavram var, yıllardır duyarız. Önceleri mektupla ya da radyo, tv ile yapılıyordu bu iş. Şimdilerde internetle oluyor. İnternet mektubun, radyonun, tv'nin yapamadıklarını yapıyor. Hatta sınıf ortamından daha rahat bir ortam sağlıyor. Derslerinize evinizde çalışıyorsunuz. Birçok programdan yararlanarak daha çok görsel malzeme kullanıyorsunuz. Öğretmenlerinize soru sorabiliyorsunuz. Anlamadığınız konuyu tekrar izleyebiliyorsunuz. Ya da dinliyorsunuz. Ya da okuyorsunuz. Kısaca, öğrenmenizi kolaylaştıran birçok program sizin hizmetinize sunuluyor. Bu yolla birçok alanda uzaktan eğitim yapılabilir. Aslında bunun adı uzaktan bile sayılmaz. Çünkü ders materyallerine ve öğretmenlerinize çok yakınsınız. ileşitişim anlamında yakınsınız. Okul ortamında yakın olmadığınız kadar yakınsınız.
Şimdi biz bu eğitimden ne kadar yararlanıyoruz? Avrupa, Amerika bu konuda bizden oldukça ilerde. Biz şimdilik emekleme aşamasındayız. Bir sürü öğrencimiz üniversite bulamazken okumaya biz emekle aşamasındayız. Uzaktan eğitim bina gerektirmiyor. Binlerce öğrenciyi bir binaya toplamak oldukça yüksek maliyet gerektiriyor. Uzaktan eğitimde bu sorun yok.
Hangi alanda uzaktan eğitim yapılabilir? O kadar çok ki... Gerçekten bu konuya gereken önem verilse ülkemizde eğitim alamıyorum diye bir sorun kalmayacak. Bazı dersler elbette uygulamasız öğrenilemez. Uygulama için belli günler ayarlanır. Öğrenci o gün okula gider. Ama herkesin bildiği gibi üniversitelerdeki derslerin çoğu teorik. Tıbbı bile biz genellikle teorik okuyoruz. uygulama dendiğinde üniversitelerimiz mali sorunlarla karşı karşıya olduklarını söylüyorlar. Haklılar.
Ankara Hukuk Fakültesini düşünüyorum... Salon gibi sınıflar. Öğretmen kürsüde mikrofonla salona hitap eder. Böyle bir eğitim ortamı. Soru sormanın imkanı yok. Öğretmenler dersi anlatır çıkar. İnternette dersleri tekrar tekrar dinleyebiliyorsun. Formlar aracılığıyla bilgi alabiliyorsun. Belli eğitim alanındaki öğrenciler öğretmenleriyle formda yazışıyor. Yada direk öğretmenlerine soru soruyor.
Bu eğitim olanağının biran önce artırılması gerekmez mi? Bunun bekleyecek bir tarafı var mı? Paramız yok ne yapalım? Yeni üniversite açamıyoruz diyenlere sesleniyorum. Bunun için çok para harcamanız gerekmiyor. Sadece ilgilileri harekete geçirip internet üniversitelerinin sayısını artırmak gerekiyor. Ve internet üzerinden hertürlü dersi halka açmak gerekiyor. Matematik çalışmak isteyen öğrenci Milli Eğitim Bakanlığı'nın ya da üniversitelerin sitellerine girekek dersini çalışabilmeli.
Öğrenci kayıtlarına ve sınavlara gelince... Öğrenciler, gün ya da ay beklemeden hemen internet üniversitelerine kayıt yaptırabilmeli. Sınavalar devamlı olmalı.
Bütün bunları hızlandıracak olan kurum sanıyorum YÖK'tür. Ama YÖK'e internet üzerinden görüş bile bildiremiyorsunuz. YÖK'ün "iletişim" sayfasına bakın. E posta adresi bile yok. E posta adresi yerine yallızca telefonu koyan kurumumuz bu işi nasıl başaracak? Başarmalılar. Orada bulunan herkese büyük sorumluluk düşüyor bu konuda. Eğitim olanaklarının toplumun bütün kesimlerine açılması top yekün bir kalkınma demektir. Bu eğitimde yaş sınırı diye bir şey yok. Kendine güvenen herkes her yaşta istediği eğitimi alabilir. İşini değiştirebilir. Kendi işini kurabilir. Böylece çadır üniversite, baraka üniversite gibi kavramlardan da kurtulmuş oluruz. Hatta üniversite sınavlarından bile kurtulabiliriz. Uzaktan eğitimin yaygınlaşması durumunda, diğer üniversitelere duyulan talep azalacaktır. Uzaktan eğitim hem daha ucuz hem de öğrenme konusunda birçok olanak sunuyor.
Şimdi yapmamız gereken şey, bu sesimizi yükseltmektir. Bunu ilgililerden talep etmektir. Bu noktada ben tüm öğrencilere seslenmek istiyorum. Bu hakkı hep birlikte arayalım. YÖK'ün e postası yok ama üniversitelerin var. Bütün üniversitelere mesaj gönderelim. Görüyorum ki bir çok üniversite bu konuda bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ellerini biraz çabuk tutsunlar. Bizde talep edilmeyince köprünün temeli atılır, öylece bırakılır. O arada dünya yüzlerce mil yol gider. Onun için üniversite yönetimlerini mesajlarımızla sık sık uyaralım. Bu uyarılarımız onlara da bir heyecan olacaktır. Eminim ki çok değerli öğretim üyelerimiz, bilgisayar uzmanlarımız var. Onlar konunun önemini hepimizden daha iyi biliyor. Kendilerine kolaylıklar diliyorum.

 
Toplam blog
: 9
: 1288
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Yusuf Solmaz, 1964 yılında Yozgat'ta doğdu. İlk,orta ve lise eğitimini burada tamamladı. 1984 yılınd..