Uzay'da gezinti

Şimdi sizden hayal gücünüzü kullanmanızı isteyeceğim. 

Önce çilekli bir pastayı hayal edin. Bütün bütün çileklerin arasından akan çikolata ve kekle buluşan pasta kremasını hep beraber çatallıyorsunuz ve yiyorsunuz. Bitiyor. 

Birini çok sevin şimdi hayalinizde. Sarılın ona, dizinize yatırın. Sonra gitsin. Bitiyor. 

Her güzel şeyin bir sonu olduğunu toplumca biliyoruz. 

Şimdi uzayı hayal etmenizi istiyorum. 

Ne zaman yolda hiç aklımıza gelmeyen birileriyle karşılaşsak ‘Dünya küçük’ diyoruz. 

Dolunay sanki dibimizde bazı geceler bize eşlik ediyor. 

Yaşadığımız yerde her şey küçük ve birbirine yakın sanalım, öyle hayal edelim. 

Şimdi bir de tüm bunların dışına çıkalım. 

Sonsuz bir boşluğa. Her zaman aradığımız bu değil midir aslında Dünya’da? 

Sonsuzluk. O kadar büyük ve büyüleyici ki. 

Şimdi hayalinizde ordasınız. Takmışsınız kafanızı bir yıldıza. Kaysa da dileğim kabul olsa diyorsunuz içten içe. Bir yıldıza dalıp giderken milyonlarcasının sizi seyrettiğini unutuyorsunuz. Sizi bıraktılar çok yüksekten bu boşluğa. Bir de üstüne efil efil hava. 

Ayın ucunda sallanırken tam düşüyorsunuz bir yıldıza asılı kalıyorsunuz ve geceyi orda geçiriyorsunuz. Tüm gürültüden, dünya dertlerinden uzak. 

Ne güzel hayaller kuruyoruz. Herkes büyük tutuyor hayallerini. Ama hep Dünya içinde kalıyoruz, sınırlarımızı aşamıyoruz. 

Bugün aşın. Kendinize ulaşılmaz, sonsuz hayaller satın alın. 

Şimdi sizleri çok karmaşık bir hale sokmuş olabilirim. Uzay havasının beyinlerimizi yıkadığı şu dakikalarda sonunun olmadığını düşündürerek bir kısır döngüye girmiş olabilirsiniz. 

Kiminiz oraya gitmek için can atıyor, sonsuz özgürlük için. Kiminiz hepimizi kapsayan bir kavram olduğunu söyleyip özellikle gitmeye gerek yok diye düşünüyor. 

Uzay, belki hiçbir zaman ulaşamayacağımız, belki de önümüzdeki yüz yıllarda yıldız savaşlarını izleyeceğimiz bir boşluk olsun. 

Hayalleriniz ne kadar sınırsız olursa o kadar güzel. En az uzay kadar büyük ve büyüleyici hayaller diliyorum.