Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '09

 
Kategori
Psikoloji
 

Üzgünüm, bir yakınım işten çıkarıldı

Üzgünüm, bir yakınım işten çıkarıldı
 

YARIN BENİ DE İŞTEN ÇIKARABİLİRLER.


Yarın beni de seni de, oğlunu da, kızını da gelinini de, anneni de babanı da işten çıkarabilirler.

Bir yönetici anlattı; İşi konusunda yetişmiş , deneyimli, emekliliğine 2-3 yıl kalmış olanların işten çıkarıldığını. Bildirim görevini de yöneticilere verdiklerini, çok üzüldüğünü, psikolojinin bozulduğunu söyledi. Hiçbirşeyden habersiz, saatinde işbaşı yapmak üzere gelen arkadaşına, üstelik yıllarca birlikte çalıştığı birisine seni işten atıyorum yazısını tebliğ ettirmek çok zor bir durum.İşten çıkarılanı olduğu kadar, çıkarılma yazısını tebliğ edeni de psikolojik olarak çok sarsar.Çünkü yarın aynı şey sizin başınıza da gelebilir. Her an kapı dışarı edilebilirsiniz.Bugün arkadaşıma yarın bana.Yapılacak bir şey yok. Emir demiri kesiyor .Yüreğiniz elvermese de, gözleriniz dolsa da, acı içinde bi çare yıkılışına tanık olsanız da, arkadaşınızı işten çıkarıyorsunuz.Kapıdışarı koyuyorsunuz. Yutkunuşunu, bana da mı der gibi bakışını gözlüyorsunuz. Yıkılıyorsunuz. Emir büyük yerden. Çaresizlik içindesiniz.

Servis otobüsünün içinde eve gidiyorum, yüzlerce işçi, ellerinde pankartlarla Basmaneye doğru yürüyorlardı. Camdan baktım akşamın karanlığında kapı önüne atılmalarını (işten çıkarılmalarını) duyurmak için yürüyorlar. Hava alabildiğine soğuk ve karanlık. Konak meydanında battaniyeye sarılmış insanlar merak ettim nedir diye, işten çıkarılan işçiler açlık grevi eylemi yapıyorlar. İmza topluyorlar. Destek için bir imza da ben verdim. Mücadelelerini desteklediğimi söyledim. Konak meydanından yüzlerce insan gelip geçiyor . Çoğunlukla umursamazlık içindeler. Herkesin gündemi farklı, birileri bedava kömür, birileri ergenekon, birileri tayin peşinde, birileri manita peşinde, birileri kredi kartı borçlarını ödeme derdinde, birileri iş, birileri aş peşinde. velhasıl gündem, gündem gündem. Kime sorsan gündemi farklı. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Hükümetin gündemi mi ? ne gündemi. Kriz, işsizlik, sağlık, eğitim, adalet mi ? Benim neden haberim yok.
Binlerce insan işten çıkarılıyor. Ses yok ses yok ses yok. Sıra size de gelebilir. Kimse yok mu? SES VERİN SES SES EKONOMİK KRİZ TEĞET GEÇİYOR, DUYMAYAN KALMASIN. YA GÖBEKTEN GEÇSEYDİ !!!!!!!!

Yılların gazetecisi Güngör Uras'ın yazısı işten çıkarılmanın yarattığı tahribatı çok iyi anlatmış. Sizlerle paylaşmak istedim. Unutmayın yarın beni de işten çıkarabilirler!
Üzgünüm. İki gündür elim ayağım tutulmuş durumda. Sevdiğim bir genç işten çıkarıldı. Büyük bir grubun, önemli bir şirketinde 9 yıldır çalışıyordu. Müdür muavini idi. Bu yıl müdürlüğe yükselmeyi bekliyordu. Gelecekte grup şirketlerinden herhangi birinde üst yönetici olabilecekler arasında idi. Öğle saatlerinde çağırmışlar. ”İşler kötü. Senin bölümü kapatıyoruz. Personel müdürüne git. Çıkışını yapsın” demişler.
Ben işsizliğin ne demek olduğunu bilirim. Babam işsiz kaldığında 13 yaşında idim. Her sabah annem dua ile babamı uğurlar, akşama kadar annemle birlikte pencerenin önünde babamın eve dönüşünü beklerdik. İş buluncaya kadar yaşadıklarımızı unutamam. Karımın babası da 27 Mayıs’ta işsiz kalmış. O da işsizliğin ne demek olduğunu bilir.
Benim için ekonomi politikalarının tek bir hedefi vardır: İnsanlara iş bulmak, aş bulmak. İş imkânı yaratmayan hiçbir ekonomi politikasının başarısından söz edilemez.

Tayfaları denize atmak...

Bu kriz rüzgârında işten çıkarmalar iki farklı nedenle gerçekleşiyor: (1) Krizden doğrudan etkilenen bazı şirketler, işletmeler, üretimlerini durdurdukları için, mecburiyetden/çaresizlikten işçi çıkarıyor. (2) Kriz rüzgârından etkilenmedikleri halde bazı kuruluşlar, (a) Ya paniğe kapılarak, (b) Ya yüksek işletme giderlerini personel faturasını kısarak dengeleyeceklerini sanarak işçilerini çıkarmaya başlıyor.

Şirketlerde mavi yakalı olsun, beyaz yakalı olsun her kademedeki çalışanın işten çıkarılması üzücüdür ama kıdemli personelin, kilit personelin çıkarılması hem çıkarılanlar hem işletmeler için daha kötüdür.

İşletmeler, şirketler adam al/adam çıkar ile kurumsallaşamaz. İşletmelerde/şirketlerde bugün alınan/yarın çıkarılan personelden “kurum sadakati” beklenemez.

Çalışanların hepsi “Yarın işimi kaybedebilirim” endişesiyle işe sarılmaz.

Çalışanların hepsi, “Yarın beni de işten çıkarabilirler” diyerek devamlı olarak alternatif iş imkânları arayışına itilir.

Yetişmiş personeli harcamak

Sevdiğim gencin işini kaybetmesine kendi kadar ben de şaşırdım. Çalıştığı şirketin şemsiyesi altında olduğu büyük grup, gruba dahil çok sayıdaki ve farklı sektörlerdeki şirketlere üst yönetici adayı yetiştirmek için özel bir program gerçekleştirmişti.

“Talent Pool” denilen bu programda, grubun şirketlerine gelecekte üst yönetici olacak adaylar 2 yıl süreyle eğitilmişti. Bu genç çalıştığı şirketden programa katılmak üzere seçilen tek çalışan idi.

Uzun hikâyeden sonra, gelelim belli konuda ihtisaslaşan, belli bir şirket ve grupla bütünleşen, mesleki hayatının geleceğini aynı şirkette sürdürmek üzere hayatını ayarlayan bir beyaz yakalı gencin işsiz kalmasının sonuçlarına.

Eğer bu genç yeni evlenmiş ise, bir yaşında bir çocuğu var ise, kirada oturuyor ve de evliliğin ve çocuk sahibi olmanın getirdiği yükler nedeniyle belli ölçüde bir borç ödüyor ise, beklenmedik bir günde, kriz rüzgârının estiği bir dönemde ne yapar? Nasıl yaşar, nasıl yeni bir iş bulur? Hayatını yeniden nasıl düzenler?

İşte ben şimdilerde böyle bir acıyla kıvranıyorum. Kendi başıma gelmişçesine bu genç adamın derdine çare arıyorum.

(Bu gencin ve benim durumumda her halde çok kimse vardır. O nedenle bu yazının şahsi bir yakınma olarak değerlendirilmeyeceğini umuyorum.) Güngör URAS

 
Toplam blog
: 221
: 1905
Kayıt tarihi
: 27.09.06
 
 

Evli bir kız çocuğu babasıyım. Yüksekokul mezunuyum. Bir kamu kurumunda çalışıyorum.16.03.2017 ta..