Uzman

Eşimin sol kalçasında, bir ağrı ortaya çıktı. Kalçadan başlayan, parmak ucuna inen. Karıncalanma ve uyuşma da var. Uzman doktorun biri, Kireçlenme teşhisi koydu. Başka bir uzman doktor, Siyatik dedi. Daha başka, bir uzman Dr, Bel fıtığı teşhisi koydu. Ortalıkta Uzman çok olunca, teşhis de çok oluyor.

Bizde, uzman bolluğu var. Her konunun uzmanı çok. Ne hikmet ise, bu uzmanlar hep, felaket sonrasında ortaya çıkıyorlar. Deprem oluyor, deprem uzmanları, çıkıyor ortaya. Ekonomi krize giriyor, ekonomi uzmanları çıkıyor ortaya. Futbolu hiç anlatmıyorum, uzman enflasyonu var futbolda. Bu günlerde, terör uzmanları revaçta. Terör, nasıl yok edilir. En baba uzman, Osman Pamukoğlu.

Emekli Tüm General, Pamukoğlu: Bizim partiyi iktidara getirin, 365 gün sonra terörü sıfırlayalım, diyor. Nasıl sıfırlayacakmış uzmanımız. Bakın şöyle. 20 bin kişilik özel kuvvet, kuracakmış. Bunlar, görünmez cengaverlerden oluşacakmış. Toprak pireleri gibi. Bunlar, önce sıkı bir eğitimden geçeceklermiş, ama, öyle bildiğiniz eğitim deği. Dünyada kimsenin bilmediği bir eğitim. Sözün burasında diyorum ki, Sn. Em.Tüm. General, uzmanımız. Böyle bir eğitim sistemi varda, bunu orduda iken neden uygulamadınız. Ben 24 ay askerlik yaptım. Bunun, dört ayı, eğitimde geçti. Dört ayın sonunda, elimize, bir tüfek tutuşturdular, atış talimine götürdüler. Karşıdaki dağın eteklerine koca, koca hedefler çizilmişti. Doldurduk tüfekleri, bastık tetiğe, hedefe isabet bir yana, dağı bile karavana geçiyorduk. Talimi yöneten Komutan, Üst, Teğ. Elindeki mikrofonla, eğitim alanını inletti. Dedi ki: -Eş.Oğ. Eş.ler, Ulan, bari dağı vurun be. Sn. Pamukoğlu, 365 günün yarısı eğitimde geçse, diğer yarısında da bölgeyi analiz edip, preleri yerleştirseniz, zaman biter. Yani, atılırda, bu kadar atılmaz. Siz de benim gibi, karavana atıyorsunuz. Ben, Pamukoğlu nu, ciddiye almıyorum. Gelelim diğer uzmanlara. Biri diyor ki: Salt askeri tedbirler ile, terörü bitiremezsiniz. Başka bir uzmana göre, Ekonomik tedbirler de, terörü bitirmeye yetmez. Biri diyor ki: Apoyu asın. Başkası demeye getiriyor ki: Verin kurtulun. AB de bunu istiyor. AB diyor ki: Verin, küçülün, azalın, önce Kürtleri, Kürtlerden 15 yıl sonra, sizi AB ye alırız.

Görüldüğü gibi, uzman çok olunca, çözüm bulunamıyor. Böyle giderse, ne bizim hanımın bacak ağrısına, ne de teröre çare bulamayacağız. Allaha mı havale etsek, ne etsek? Hanım diyor ki: Adam sende. Buraya kadar geldik. Bundan sonrasını da kör, topal idare ederiz. Nasıl olsa Kılıçdaroğlu geliyor. Bacağıma da bir çare bulur, teröre de. Kılıçdaroğlunun gelişi, Obamanın gelişini andırıyor. Siyahi lider Obama dan, tüm dünya umutluydu. Obama, dünyaya barış, huzur, bolluk, bereket getirecekti. Ne oldu? O da sistemin çarkları arasında ufalanmaya başladı. Gitti, gidiyor, sıyırır mı, bilmem.