Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Vali dediğin reklama gerek duymaz

Vali dediğin reklama gerek duymaz
 

Google`dan aldim


Türkiye Cumhuriyeti'ni illerde valiler, ilçelerde kaymakam temsil eder. Onlar kendilerine ait olan sınır içerisinde asayişten, eğitimden, kültürden, turizmden, vatandaşın her türlü sorunundan sorumludur. Kendisine her hafta asayiş başta olmak üzere, Emniyet müdürü, belediye başkanı ve ilgili birimler tarafından birifing verilir. Bu bilgiler çerçevesinde gerekli önlemler alınarak halkın huzurlu bir şekilde, medenice temiz bir ortamda yaşaması sağlanır. Vatandaş valiyi devlet adami gördüğü için her türlü sorununu anlatarak, çözüm bulunmasi talebinde bulunur. Valide imkanlar dahilinde, ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmaya çalışır. Eskiden valiler devleti temsil ederdi, simdi ise valiler iktidari temsil ediyorlar. Basbakanin verdigi emir cercevesinde, valilik makamindaki isleri askiya alip, komur kamyonlarinin muavinligini yapiyorlar. Bu soylem basbakana aittir. Iktidar partisinin dumen suyuna gitmeyen valide merkeze aliniyor. Merkez yani pasif gorev. Bu goreve gelmek istemeyen valilerde ister istemez akintiya kurek cekmek istemiyor. Gelelim saadete gecenlerde gazete gordugum bir resim dikkatimi cekti. Ortaokul caglarinda bir kiz cocugu, ayakkabisi olmadigi icin vali tarafindan ayakkabi hediye ediliyordu. Gazetecilerin, televizyon kameralarinin onunde, o cocugun gururu onuru hic goz onune alinmiyormu? Valinin gorevi tabiki ihtiyac sahibine yardimda bulunmak ama bunu kimseye belli etmeden, yardim yapilan kisiyi rencide etmeden gururunu kirmadan. Valilik makamina kadar yukselmis sahis, zerre kadar dusunceye sahip degil. Madem kendi reklamini yapacaksin insanlarin gururlarini hice sayacagina, cikar uzerindekileri goster orani burani bak nasil unlu oluyorsun, bir gecede film teklifi bile alirsin.

Size ilkokul ikinci sinifta basimdan gecen bir olayi anlatayim. Dersteyiz kapi calindi iceriye bir gorevli girdi. Ogretmenimizle birseyler konustular, benimde ismim olmak uzere yedi kisinin ismini okudu. Okul mudurunun odasina gidecegimizi soyledi. Takildik gorevlinin pesine korkudan titriyorum, yine ne halt karistirdik, azarmi isitecegiz yoksa dayakmi yiyecegiz diye. Mudur odasindan iceriye girdik, bir kosede ayakkabi kutulari duruyordu, gorevli hepimize ayak numaralarimiz sordu. Herkesin ayak numarasina gore ayakkabi verdiler. Eve aglaya aglaya gittim, annem ne agliyorsun bu elindeki ne deyince. Okuldan verdiler ben bunlari giymem, bunu bana siz almadiniz diye hickirarak agliyorum. Annem tamam oglum giyme ben onlari yarin goturup iade ederim dedi. Ertesi gun okula gidip ayakkabilari iade etti. Okuldaki listeden ismimi sildirmis. Muhtarligada ugrayarak yardim talebi olmadigimizi bildirmis. Meger Hayirsever bir ayakkabi imalatcisi bayramda cocuklari sevindirmek icin okul mudurune basvurmus. Okul mudurude muhtarliga bildirerek, bu sekilde fakir aileler tespit edilmis. Bu hayirsever vatandas yillarca bu ayakkabi yardim isini surdurdu. Kimse onun kim oldugunu bilmez, cunku bu hayirsever kisi yaptigi isi reklam amaci ile yapmiyordu. Mudur beyin odasindada mudur bey, gorevli kisi ve biz vardik. Yani ne gazeteciler, nede kameralar vardi. Boyle olmasina ragmen sekiz yasinda tuhaf duygular yasadim. Birde kameralar, gazeteciler karsisinda, yapilan yardimin kucucuk yavrularda birakacagi izleri dusunun.

Kendileri egitilmeye muhtac olan egitimcilerin egittigi makam sahipleri kendilerini bu kadar gelistirebiliyorlar. Egitimciler kendilerini gelistirdikce, egittikleri ogrencileride ayni standarti yakalayacagindan emin olabilirsiniz. Bunu gormeye benim ve sizin omrunuz yetermi onun garantisini veremem.

 
Toplam blog
: 377
: 711
Kayıt tarihi
: 05.08.06
 
 

Türkiye'yi ve Türk insanını çok seviyorum. Dünyada bütün canlıların yaşam hakkı olduğuna inanıyorum...