Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ekim '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Vapurda II

Vapurda II
 

Hava kapalı ve de yağmurlu. Dışarıya oturulmaz şimdi. Zaten martılar da gözükmüyor ortalıkda. Hakeza simitçi de. İçerdeki favori yerim üst kata çıkıp bir cam kenarına sıvışmak en iyisi sanırım.

Canım nedense kitap okumak istemiyor. İlginç olan müzik de istememesi.

E o zaman tek bir seçenek kalıyor geriye çoğu zaman yaptığım gibi “vapurumdan insan manzaraları oyunu”nu oynamak kendi kendime.

Evet tam karşımda özene bezene form dolduran beyefendi başlangıç için ideal olabilir. Sanırım önemli bir iş toplantısı var. Çok da fiyakalı giyinmiş. Ama bir dakika yanında birkaç vesikalık resim var. Hımm iş başvurusu yapacak da olabilir. Kimbilir? Her ne olursa olsun O’ nun için çok önemli bir gün olduğu belli.

Takım elbiseli bu beyefendinin üç popoluk yan tarafında Hulki Cevizoğlu’nu çağrıştıran bir başka adam gazete okuyor. Cevizoğlu değil elbet. Dur bir daha bakayım. Yok canım sanmam. Adam gazeteyi bıraktı ve cebinden dergiye benzer başka bir şey çıkardı şimdi. Küçük not kağıdı var bir de elinde ötekinde ise kalem. Mesele anlaşıldı.

At yarışı bülteni bu, son düzlükte öne çıkması muhtemel safkan ingilizleri işaretliyor sanırım. Kimbilir hangi hayaller eşliğinde yapıyor bunu. Ev, araba, dünya turu ve muhtaçlara yardım di mi? Hani her sene yılbaşında Nimet Abla’nın önünde ya da sayısal loto devir rekoruna koşarken sorar da televizyoncular “yardımsever vatandaşımız” şunusunu bunusunu aldıktan sonra yoksullara, çocuk esirgeme kurumuna bir miktar bağışlar ya da okul yaptırır ya. Merak ederim işte ben de. Bugüne kadar bu son şıkkı yerine getiren hiç kimse olmuş mudur diye? Öylesine bir merak benimkisi. Bir de şeyi merak ederim. Ben böyle vapurun, otobüsün bir kuytusuna oturup eksenim etrafındakiler hakkında sallama senaryolar yazarken benim hakkında da birileri hikaye uyduruyor mudur acaba?

Neyse sıcak ve de demli çayımız da geldi içimiz ısına ısına devam edelim biz sallama senaryomuza.

İki sıra arkada beyaz saçlı pamuk yüzlü bir bey amca çok dalgın bakıyor denize. Kimbilir neyi düşlüyor o da? Askerdeki oğlunu sağ salim görebilmeyi umuyor belki. Belki askerden çoktan geldi de mürüvetini göreyim diyor. Ya da mürüvetini gördüğü oğlundan/kızından gelecek bir torunu düşlüyor. Kimbilir?

Sol tarafa çeviriyorum başımı bu sefer. En uç da ve köşede genç bir bayan az önceki yaşlı amcaya nazire yaparcasına ama sanki daha bir hüzünlü bakıyor mavi sulara. Kimbilir o’nun da neler geçiyor aklından. Neye sıkıldı canı. Belki sevgilisinden ayrıldı. Belki isteği bir iş de çalışamadı. Belki, belki ? diye düşünürken beyaz gömlek siyah pantolonlu muhtemelen ikisi okula giden üç çocuklu garsonun yaratıcılığın sınırlarını zorlayan sesi ile irkildim.

-Buyruiennn baylar bayanlaarrr
-Taze sıkılmış egzotik portakal suyu
-Buyruieenn

*Fotoğraf : Tuzluk-Mayıs/2005

 
Toplam blog
: 39
: 765
Kayıt tarihi
: 21.10.06
 
 

Özel biri değilim. Sıradan bir yaşam süren sıradan bir adamım. Çok geçmeden adım unutulur. Tuzluk...