Varşova

Varşova, Polonya’nın başkenti. Kent ülkemizde daha çok Piyanist filmi ile tanınmaktadır. Fakat Piyanist filmin pek çok sahnesinin Varşova’ da değil de Krakov’ da çekildiğini unutmamak gerekir.

Bir öğrenci değişim programı için gittiğimiz Krakov’ dan İstanbul’ a direkt uçuş olmadığı için Krakov dönüşü Varşova’ dan aktarma yapmamız gerekiyordu. Varşova’ ya sabah erken saatlerde inmiştik ve İstanbul uçağı gece yarısına doğru hareket edeceği için Varşova’yı gezmek için yeterli bir zaman vardı. Bu bir gün boyunca Varşova hakkında edindiğim izlenimleri yansıtmaya gayret edeceğim.

* Varşova Havalimanı şehir merkezine çok uzak değil. Şehir merkezine belediye otobüsleri ile ulaşmanız çok kolay. Krakov’ da olduğu gibi tramvay sistemi oldukça yaygın ve sık işleyen bir yapıya sahip. Belediye otobüsleri oldukça iyi kalitede. Trafik karmaşası bulunduğumuz günde yoktu.

* Biz daha uygun geldiği için hızlı yemek restaurantlarından birini seçtik. Kebapçıların hemen her yerde olduğunu belirtmekte de fayda var. Krakov bloğumdan ilgili bir alıntı “Krakov ve Varşova gibi büyük şehirlerde neredeyse adım başı bir kebapçı bulmak mümkün. Kebap denmiş ama Adana ve Şanlı Urfa türü kebaplar değil bunlar. Avrupalı’ nın kebap dediği şey meğer dönermiş. Yanından geçtiğim hemen hiçbir kebapçıda Türk izine rastlayamadım. Demek ki Türk dönerciler Avrupa’ da iyi iş yapınca dönercilik yerli halkında umut kapısı olmuş. Bir Türk olarak bundan gurur duydum. Bir Türk mutfağı yemeğinin Avrupa’ da hemen her yerde bulunabiliyor olması, popülarite kazanması çok olumlu bir gelişme. Bulunduğum öğrenci gurubuna Krakov’ da bir akşam yemeği olarak kebap dedikleri şeyi kebapçıda yedirdiler. Kesinlikle Türk dönerine benzemiyordu. Oldukça tatsızdı. Bir şeyler eksikti. Döneri pita veya dürüm veya bazlama benzeri bir şeyin arasına koymuşlardı. Tipik yarım ekmek döner havasında değildi ama hiçten iyiydi. Kebapçının sadece adı kebapçı idi. Dekorasyonda Türk izine rastlayamadım. Daha çok Uzak Doğu havası verilmeye çalışılmıştı.”

Kebapçılar dışında tavsiye edeceğim yerler arasında unlu mamuller satan büfeler olacaktır. Oldukça leziz görünen şekerli ve çikolatalı poğaçalar insanın karnının zilleri çaldırmasını sağlayabiliyor.

* Bir günlük gözlemlerim esnasında Varşova’ da İkinci Dünya Savaşı’nın izlerini görmedim desem yalan olmaz. Kentin tam merkezi daha çok yüksek binalarıyla modern bir kent görünümünde. Fakat İstanbul’ la boy ölçüşecek kadar büyük, kalabalık ve karmaşık bir kent olmadığı kesin. Kentin UNESCO tarafından koruma altına alınan bir mahallesi var. Sırf bu mahallede bulunmak için Varşova’ ya tekrar gitmek isterim. Masallardan çıkmış gibi şirin binalar. Nefis ve bol renkli yapılarıyla, Arnavut kaldırımı yollarıyla harika bir yer. Çok güzel dükkanlar var. Varşova’ dan hediyelik eşya alacaksanız mutlaka bu mahalleden alın. Bu şirin mahalleyi yansıtan çok güzel buzdolabı süsleri var. Özellikle bunları tavsiye ederim. Krakov bloğumda bahsettiğim gibi Polonya kehribar rezervlerini iyi değerlendiriyor görünümü veriyor ve Varşova’ dada bolca kehribar ürünleri bulmanız mümkün. Aynı zamanda o şirin sokaklarda bir tezgahta bildiğimiz samanların tellerle sıkıştırılmasından yapılmış çok şirin biblolar ve hediyelik eşyalar yapıldığını gördüm. Kesinlikle bu saman bibloları almanızı tavsiye ederim. Polonya’ dan votka almadan sakın dönmeyin. Özellikle Zubrowka votkası çok meşhurmuş.

* Kentte yüksek katlı pek çok lüks otel bulunmakta. Daha küçük bütçeli gezginlere hitap edecek küçük otellerde bulunmakta tabi.

Varşova, çok iyi bir kent olmamakla birlikte çok kötü bir kentte değil. Sadece o şirin mahallesi için gitmeye değer bence. Varşova’ ya Türk Hava Yolları ve Polonya Havayolları (LOT) ile İstanbul’ dan ulaşabilirsiniz. Uçuş süresi yaklaşık iki saat yirmi dakika.

Ayrıca bakınız: Krakov bloğum.