Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '12

 
Kategori
Güncel
 

Vatan ve millet kavramları faşizmin ürünüdür

Vatan ve millet kavramları faşizmin ürünüdür
 

Bazıları kendini bir şey biliyor sanarak ya da ilginç olsun, daha çok kişi okusun diye yazılarına böyle başlıklar atıyorlar. Keşke ben de öyle yapsaydım; keşke bu yazı da öyle olsaydı. Attığım bu başlık içimi acıtıyor. Vatan ve millet kavramları insanlarımız için kutsaldır. Vatanı ve milleti eleştiremeyiz. Çünkü vatan sadece toprak parçası, millet de onun üzerinde yaşayan halk değildir. Bir tarih, bir fedakârlık destanı, korunan saklanan uğruna ölünen değerler…”Dur yolcu bilmeden gelip bastığın/Bu toprak bir devrin battığı yerdir…”  Ve millet… Vatanın üzerinde yaşayanlar halk olamaz, insanlar olamaz; vatanla bütünleşmesi gerekir; millet olması gerekir.

Bilinsin ki bu yazı bozguncuların, vatan hainlerinin, bölücülerin ve ne oldukları belli olmayanların “ Hah işte birisi kutsal değerlere saldırıyor; biz de yardım edelim) diye ekmeklerine yağ sürmek için yazılmadı.

Sen milletsen ve yaşadığın ülkeye vatan diyorsan uğruna ölmeye hazırsın demektir. Bizim maalesef inanmadığımız değil, inandığımız değerlerde sorun var. Şimdi bu uğruna ölmek ne derece doğru. Vatan kavramının en önemli argümanı onu korumaktır. Bu da uğruna ölünerek yapılır. Fetih çağlarında insanlar birbirlerinin vatanını elinden alıyordu. Belki bu şimdi de olabilir. Ama unutulmasın ki karşınızda vatanınızı elinizden almak isteyenler de sizin gibi kafa yapısına sahip olanlardır. Bir bakın lütfen, dünyanın neresinde savaş var ve savaşlar hangi nedenlerle yapılıyor?

Vatan kanla yoğrulmuş toprak parçasıymış… Ne kadar gurur duyulacak bir durum! Sanki bu akan tavuk kanı(Ki o da olmasın zaten) Demek yaşadığınız topraklar böyle değerleniyor. O zaman yetmez, bir iki Niğbolu, Kosova daha yapalım; baksanıza Seyitgazi yamaçları yeterince kırmızı değil!

Keşke hiçbir şeyin sahibi olmasak… Sahiplik bizi insanlıktan çıkarıyor. Yaşadığımız bu dünyada bir şeylere sahip olmak ve sahip olduklarımızı da korumak zorundayız. İşte bu lanet düşünce dünyanın anasını belliyor. Toprak için niye ölelim; ekip biçip Tanrıya şükredelim. Hiç olur mu, birileri toprağımızı elimizden almaya kalkacak, bizler de korumak için uğrunda öleceğiz. Oysa toprak yaşamak ve yaşatmak içindir.

Kuşkusuz Anadolu ve bizler kolay vatan millet olmadık. “Vatan” kelimesinin harfleri kanla yazıldı. Ve bizler bundan gurur duyduk. Çünkü kanla yazılan bir vatana sahip olduğumuz zaman bize de millet deniliyordu. Sömürü bu topraklarda kök salmaya başladığı zaman kullanacağı iki argüman (vatan, millet) zaten hazırdı. Bu ülkenin saflarını vatan millet Sakarya edebiyatıyla 100 yıl oyalayıp sömür sömür sömürdüler. Sadece Atatürk’ü ve Cumhuriyeti kullanarak ülkenin yarısını götürdüler. Din zaten başlı başına insanları sömürme aracıydı. Din bize hiçbir şey vermedi; üstelik elimizdekileri de aldı. Din diyorum çünkü vatan ve millet olgusunun harcı dindi. Ve masal kaldığı yerden devam ediyor. Milletin vatansever evlatları uzaya yürüyeceğine ellerinde bayraklar Kerkük’e yürüyorlar. İşte vatan ve millet budur. Vatan sakıncalı bir ifadedir. Vatansever, çağdaş insan olmaz, olamaz. Döner döner tarihe bakar. Vatansever sadece vatanı için ölmeyi bilir. Ülkemizde neredeyse 100 yıldır savaş olmadı. Bundan sonra da inşallah olmayacak. Yani bize vatansever gerekli değil. Millet, ulus, vatan, vatansever kavramları ne kadar kutlu ve yüce görünseler de faşizm kokar ve kapitalizme yardım eder. Bizler bu topraklarda yaşayan insanlara sadece “ülke” yeter.

Sizlerin bazılarınızın onur duyduğu benimse “Keşke büyük Atilla o olağanüstü gücünü başka alanlarda kullansaydı” dediğim yüzyılların saldırgan Türklüğü vatan mevhumunun eseridir. Ve biz Tuna boylarında pala sallayarak millet olduk. Türk’ün gücünü gösterip üç kıtaya hâkim olup da hangi kutsal amaca ulaştık? Üzerinde güneş batmayan topraklar halkımızın mutlu olmasını sağladı mı? Fatihler muhteşem Süleymanlar çağ açıp kapattılar da Amerikalılardan önce biz mi aya gittik?

Kendisi halk değil millet, ülkesi ise vatan olanlar kıyamete kadar albayrak kavgası yaparlar. Ülkemize vatan dediğimiz sürece Yunan’ı, Ermeni’yi sevmemiz mümkün değildir. Vatansever sadece vatanını sever. Türk’ün Türk’ten başka dostu yok diyoruz. Olmaz tabii ki. Dindarımız Müslüman olmayan ülkelerin insanlarına “Kâfir” diyor. Yabancılara “Gâvur” diyoruz. Yurtta sulh cihanda sulhmuş. Sen Müslüman-Türk olmayan insanların gâvur olduğunu söylüyorsun; başka dinden olanlara kâfir diyorsun. Dinimiz böyle diyor ama rencide etmeyen daha yumuşak bir ifade kullanabiliriz. “Barbar Türkler” deyince kızıyorsun. Oysa gâvur daha büyük hakaret.

Bütün bunlar millet olmanın sonucu. Gerek millet gerekse ulus kavramları faşizan bir muhtevaya sahip. Halk ile millet arasında dağlar kadar fark var. Türk halkı ve Türkiye ülkesi sana yetmiyor mu? Kürt sorunu da bu nedenle çözülemiyor. Türk milleti dediğin zaman Kürt sorununu çözemezsin. Vatan deyince benim hayalimde yemyeşil ormanları, yüce dağları, vadileri vs olan bir ülke canlanmıyor. Kayalıklarında “Önce Vatan” yazılı, şurada burada şehitlikler, anıtlar bulunan  “Vatan Yahut Silistire” piyesinin sahnesi gibi acayip bir ülke canlanıyor. Gelin şu fetih çağları gibi vatan ve millet kavramlarını da müzeye kaldıralım.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..