Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '16

 
Kategori
Güncel
 

Vatanımı geri istiyorum.

Vatanımı geri istiyorum.
 

Son günlerde psikolojim iyice bozuldu.Bir zamanlar çok iyimser ve neşeli bir insandım. Ufak şeylerden mutlu olan, kuş öttü, çiçek açtı diye göklere uçan, şarkılar söyleyen bir kişiydim.

 Önce İstanbul'u terk etmekle başladım. Doğduğum, büyüdüğüm, ebeveynlerinin mezarlarının yer aldığı bu şehri terk ettim . Büyük şehrin trafik,inşaat, kalabalık ve gürültüsü  beni Bodrum'a gelip kuşların , ağaçların yakınında yaşamaya sevk etti.Burada mutlu, sessiz, sakin kuşların , ineklerin, köpeklerin , horozların arasında  yaşamaya çalışırken birden bir şeyler oldu ülkemde.

  Etrafı bir sürü insan sardı. Kılıksız, pislik içinde kara tenli ,çoluk, çocuk yüzlerce, binlerce insan türedi Bodrum'da. Böyle söylüyorum, bu insanları aşağılıyorum diye okuyalarım kızabilir bana. Onlar da insan yaşamak hakları var falan diyeceklerdir. Ben kimsenin yaşamasına karışmıyorum. Haddime mi düşmüş. Sadece beraberliğinde pisliği, binbir çeşit mikrobu, herşeyden önce terörizmi getiren bu insanlardan korkuyorum.

 Evimin yakınındaki Tansaş, Migros gibi marketlere gidip alışveriş yapmak istemiyorum artık. Markete girip çıkarken kucağında çocuğu ile bir kadının benden para dilenmesi. arabamın camına vurup ekmek istemesi bana kendimi kötü hissettiriyor. Sokakta gördüğüm her mülteciyi canlı bomba gibi görmeye başladım son günlerde. 70 Yaşındayım,Artık bacaklarım eskisi gibi koşamıyor. Herhangi bir olayın içinde kaldığımda kendimi kurtaracak gücüm yok. Olay olabilecek heryerden uzak kalmaya çalışıyorum. Havaalanı, alışveriş merkezi gibi yerlere uğramıyorum. Ama markete gidip alışverişte mi yapmayayım. Alışverişi de artık sanal marketten yapıyorum. Bahçe kapısı daimi kilitli , fanusta bir yaşam sürüyorum.Zira bu insanlar tenha ve boş buldukları heryere giriyorlar.

 Bu sabah erken uyandım ve penceremden yan bahçedeki mandalina ağaçlarına bakmak istedim. Birden mandalina ağaçlarının arasında bir beyazlık gördüm. Bir gün önce bir sürü çocuk ve kadın, sahiplerinin toplamadığı mandalinaları topluyordu ağaçlardan. Sabah birden ağaçların arasında beyaz bir çadır kurulmuş gibi gördüm. Hemen eşime seslendim korku ile 'Kalk Suriyeliler mandalina bahçesine çadır kurmuşlar 'diye bağırmama eşim kalktı acele ile. Ve gülerek bana 'O gördüğün çadır değil Erik ağacı çiçek açmış.' dedi. Meğer ben bir gece de gelin gibi beyaz çiçeklerle donanan erik ağacını Suriyeli çadırı sanmışım korkumdan.

  Sahile gidip bir kafede çay içemiyoruz artık.Heran jandarma ceset topluyor deniz kıyısından. Artık balık da yiyemiyoruz .Zira denizden çıkan her balık bir gün önce sahilde karaya vuran cesetleri anımsatıyor. Sanırım bu kadar ceseti barındıran denize de giremeyeceğiz havalar ısınınca.

 Şimdi diyeceksiniz belki sen bir doktora git. Bu göz doktoru da olabilir , psikolog da. Ama sanmayın sadece ben böyleyim. Çevremde benim yaşlarımda hatta daha gençler bile aynı korkular içinde. Hepimiz korkuyoruz. Bu insanlardan mikrop, hastalık kapmaktan,evlerimizin soyulmasından,en kötüsü bir yerlerde patlamaktan korkuyoruz.

 Güven içinde , mutlu yaşadığımız Vatanımızı geri istiyoruz. O vatanı ebeveynlerimiz canları pahasına kurtarıp bize emanet ettiler. Hangimizin evinde Kurtuluş savaşında, Çanakkale'de şehit düşmemiş bir dede yok. 

 Ben güven içinde yaşayacağım Vatanımı istiyorum.

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..