Veda busesi..

Bu resme iyi bakın. Ve bu resimdeki anaya da iyi bakın. Ve çocuğun o sessiz, dünyalardan habersiz, babasını gözleyen bakışlı fotoğrafına iyi bakınız. Elini kaldırmış. Minicik elini kaldırmış... Açmış avuçlarını, babasını kucaklayacakmış gibi tabutunun arkasından. Bütün parmakları da açık öylesine. Kaldırılırken babası al bayraklar içinde. O bakıyor babasına sevgiyle. Dünyalardan habersiz. Gülücükler dağıtarak babasına uzanan eliyle seslenircesine. Kafasından geçenleri bilemeyiz. Bildiğimiz tek bir şey, onun her şeylerden habersiz oluşu.

Daha sonraki o yumuk eller büyüyecek. Daha da iri iri olduğunda bunun manasını öğrenecek. Basında çıkan resimlerini gösterecekler ona.’’Ellerinle babana, yaptıydın veda buseni. Hiç bir şeyciklerden habersiz. Gülücüklerle arandın babanı. Sessiz, sessiz’’diyecekler..

Masamdayım... İçimi dinliyorum. İçimdeki fırtınanın dinmesini bekliyorum. Bir yandan da yazmak istiyorum. Yazamıyorum. Önümdeki harfler yer değiştiriyor.Göremiyorum önümdeki harfleri. Buğulanıyor her yer. Kayıyor büyük harfler, küçük harfler... Bu çocuğu kim bıraktı bu yaşında öksüz. Bu yaşında kim bıraktı bu gelini kocasız.

Biz, o hain elleri tanıyoruz. O hainler, alçaklıklarıyla alçala alçala bu günlere geldiler. Onlar, bebek katillerinin yardakçıları onlar. İşte… Çoğunu silip süpürüyor ordumuz onları Gabar dağlarından.

Bu ruhsuzların, bu bebek katillerinin uzantıları şimdi siyaseten içimizde. Onları adam sandık, demokrasi uğruna aldık aramıza. En büyük mekanlarda yerler verdik. Yakalarına en şerefli rozetlerimizi taktık. Ama onlar, yakalarına taktıkları o rozetlere, Türkiye’mizden parçalar kattılar çizdikleri haritalarda. Onları da rozet yapıp yakalarına taktılar. Burada doğup, burada büyüyüp, ekmeğini, suyunu içtikleri Türkiye’ye yapıyorlar bunu. Yogoslavya gibi Bosna Hersek gibi kıpırdanışları var!.

PKK'yı uzaklarda niçin arıyoruz.?! İçimizdeler, yanı başımızdalar. Milletimiz de şimdi bunu soruyor. Bu cinayetler, demokrasi uğruna işleniyor. Fetvası, Ada’da hazırlanıyor, bir diğer hainin eliyle de işleniyor. Onlar kim? Bizi mi temsil ediyorlar. Onlar kim? Öcalan’ın fetvalarıyla besleniyorlar. Onlar kim? İçimizden ayrık otu gibi şekillenen, federasyonlar isteyen, arazi talep eden bir takım insanlar.

Dağlarda, bayırlarda eşkıya aramayınız, aramayınız. Eşkiyalar sokak sokak, mahalle mahalle hepimizin içinde. Bölücülük, katillik, cana susamışlık, hepsi onlarda.

Şehit Yüzbaşı Sinan Eroğlu :‘’ Bade ve Kahraman’ın doğum günlerini ben gelince kutlarız diyordu ‘’Eşi Tuğba Eroğlu’na.

Resimdeki küçüğe bakınız. Şehidin karısına bakınız asker selamı ile duran. Çocuğun elleriyle verdiği veda busesine bakınız sessiz sessiz ve hiçbir şeyden habersiz…