Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '08

 
Kategori
Sinema
 

Vicdan ve saire...

Vicdan  ve saire...
 

Vicdan filmini izledim, yazsam mı yazmasam mı ikileminden kurtulmak için kalemi elime almak ve de vicdan muhasebesinden kurtulmak durumundayım.

Doğrusu Nurgül’ün çok istediği ve aldıktan sonra “bu muymuş” diye onore (!)ettiği altın portakaldan sonra yazmazsak ayıp olurdu. Hem işin bu noktasında editörlerin dikkatlerini cezb etmek olasılığı sıradan bir blog yazmaktan daha fazlaydı.

Aradan epey zaman geçti, sahi altın portakalda ödülleri topladıktan sonra film için daha ciddi düşüncelerimi harekete geçirerek ne yazabilirim?

Örneğin, aynı adama aşık iki kadının gazete kâğıtlrına sardığı efes biralarını çekip şehre savurduğu küfürlere sinemasal bir anlam yükleyerek ;aykırılığın, protestonun ve de anarşistliğin tavan yaptığı an işte bu demem yeterli mi!

Doğrusu AKP iktidarı ile ütopya sayılabilecek biçemde iki kadının bira içip şehrin … sövmeleri belki anlaşılabilir. Hafızamı zorluyorum, daha ne var bu filmde diye, hım şu takside sevişme sahnesi… Türk sinemasında bir ilk diye sunuldu. Basın balıklama atladı iyi mi?

Sanki sahne ilk ve tek kez vicdan filminde yaşanmış gibi…

Sahi şu plaza gazeteciliği işine giderek daha fazla inanıyorum galiba. Eh gazeteci ablalar, ağabeyler yazdıysa doğrudur mealinden sırf Erden Kıral’a ve filmine methiye düzeceğim diye döktürülenleri görünce pes diyorum artık! Kısaca üçlü bir aşk öyküsü içeren Vicdan filmi birazda durumu kurtarmak için yırtmak özlemiyle tutuşan, azıcıkta lezbiyen çağrışımlar yapan Nurgül ve Tülin ikilisinin bana göre Tülin’in pavyonda ölüm sahnesi ile tavan yapan görsel, sanatsal şölenin ötesinde taksideki sevişme sahnesinin esamesini bile okumamak gerekir.

Doğrusu Türk sinemasında etkili ve başarılı böyle bir ölüm sahnesi anımsamıyorum. Sanki tuğla Tülinin kafasına değil yaşama sevincine indi, katil sevinci öldürdü... Eğer film özetlenirse basında yer alan sevişme sahnesinin aksine sahnede ölüm görselliği sinemasal başarının zirve yaptığı nadir anlardan biri diye belleklere kazınmalı. Ve de doğrusunu isterseniz ödül bu sahnede oyunculuğunun zirvesine çıkan Tülin’e verilmeliydi.

Gerçek şu ki malum memleketimizde hiçbir şey sebepsiz değildir.Nurgül eski zamanlarda Portakalı eleştirmiş ve de birazcıkta eş kontejanından yarattığı sinerji ile “nayır portakal benim hakkım” diyebilme cesaretini göstermiştir.

Medyada artısı ve eksileri ile enine boyuna tartışılan Portakal serüveni izlediğim Vicdan filmi ile ilkel denebilecek sinema basamaklarında gezinirken ve verdiği ödüller ile tartışılırken daha kat edecek çook yolumuz olduğunu söylüyor.

Eğer zamanınız var ise ve de salt yönetmen ve oyuncusundan dolayı izleme gereksinimi duyuyorsanız varın izleyin. Sinemada salt iki kişi ile izlemek durumunda kaldığım vicdan nedense paramın karşılığını alamadığım duygusunu yaşamama neden oldu.

Ne diyeyim, iyi seyirler…

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..