Vizyon ve Vizyon Sahibi Olmak

Vizyonun TDK 'ya göre tarifi "görme, görüş" demektir.  Dilimize Fransızcadan geçmiştir. Ama bizler vizyon kelimesini salt görme veya görüş olarak kullanmayız. Genellikle vizyon sahibi kimse deriz. Ancak yeri geldiğinde de "vizyon meselesi"  deyip,  vizyon kelimesini tek başına kullanırız. Fakat her iki kullanımda da bu kelimeye farklı bir gizli mana yükleriz. Bu gizli mana yüksek zeka pırıltısı, kültür, ileri görüş, medeni düşünce olmakla beraber, "başkalarının fikrini de görme" ve topluma yarariı olma özelliğini de  taşır. 

"Vizyonunuz yoksa ticaret yapmayı bırakın" başlıklı, Sn. Baver Ergun'un eski bir blogunda Sakıp Sabancı' nın bir simitçiye ettiği nasihatten bahsediyor. Sabancı diyor ki : "Bak gardaşım bu simitlerin içine peynir koyup uçaklarda yolculara ikram etsek ne kadar iyi olur değil mi". Belki uçaklarda değil ama Simit Saraylarında SİMİTİN HER TÜRLÜSÜ günümüzde satılıyor.

İşte benim için vizyon ya da vizyon sahibi kavramlarının somut örneği budur.

Vizyonun Türkçe karşılığnın "ufuk" kelimesinin olduğu söylenir. Ufuk kelimesi değil "UFKU GENİŞ OLMAK" , "vizyon sahibi olmak" tabiriyle eş anlamlıdır. Ufku geniş olanlar her şeye geniş açı ile bakarlar. At gözlüğü takanlarla taban tabana zıt bir anlatımdır bu. Her kelimenin bir ruhu vardır. Aynen kanunların ruhunun olduğu gibi. Yalnız burada önemli olan "ruhun" iyi anlaşılmasıdır.

Vizyon sahibi veya ufku geniş olmak, mevcut şartları iyi ya da isabetli görmektir. İsabet şarttır. Yani nişan alıp, hedefi vurmak.

Atamız Latin Alfabesi'ni kabul ettirerek hedefi tam < 12="">>' den vurmuştur. Yani Atamızın bu konudaki vizyonu " somuttur ", gerçektir. Latin Alfabesini kabul etmek " elle tutulur " bir vizyon sonucudur. Onun için " vizyon " kelimesinin veya daha doğru bir tabirle " vizyon sahibi olmayı ", " ütopik bir düşünce ", " hayal veya gelecek olarak " olarak düşünemeyiz.

Gelecek bambaşka bir kavramdır.Yaşadığımız her saniye geleceğin bir parçasıdır. Tahsil yapmak da, yazı yazmak da, mal sahibi olmak da vesaire davranışlar geleceğin bir parçası olur. Özetle , hayatımızdaki herşey yaşadığımız müddetçe gelecek demektir.Geleceği hazırlamak demektir.

Atamızın vizyonu ile Latin Alfebesini kabul ettik ve bugün kullanıyoruz. Yeni alfabeyi 1920'lerde kabul ettiğimize göre, yeni alfabe  vizyonu 1920 'lerde gerçekleşmiştir. Bu durum gelecek veya hayal değildir. Yaşanan andır.

Buhar gücü ile pistonu bulmak, elektriği icat etmek, paratoneri veya suyun kaldırma gücünü keşfetmek dahiyane bir yetenektir. Bunlara " vizyon " diyemeyiz.