Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '17

 
Kategori
Çalışma Yaşamı
 

Y kuşağı ve gerçekler

Ülkemiz, ekonomik hedeflerini, en yükseğe göre yeniden revize etmekte.

Ülkemiz, 2023 yılına, dünyanın en etkili veya dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi olarak girmeye, kendini şartlandırmakta.

Tabii ki ekonominin büyüyebilmesi için...

Tek ve yeter şart “sermaye” değildir.

Ekonominin anlamlı bir şekilde büyüyebilmesi, tüm fiziki donanım, yatırım ortamlarının “elverişliliği” ve sermaye veya kredi akışlarının adil ve yeterince olmasının yanında, beşeri sermayenin, yani sahip olduğunuz “insan kaynaklarının” ne derece etkin olduğuna da bağlıdır.

Sabah gazetesinin...

İŞTEİNSAN, İnsan Kaynakları gazetesinin (ilavesinde) 25 Mart 2012 tarihli baskısında, “Y Kuşağından” bahsedilmekteydi.

1980-1990 yılları arasında doğan ve iş dünyasında sayıları giderek artan Y jenerasyonu, şirketler için hem büyük bir fırsat, hem de risk teşkil etmekteymiş.

Y Kuşağı...

Kişisel gelişimlerinden, kariyer hedeflerinden ödün vermeyen, çalıştığı şirkette hedeflerine ulaşamayacağına ve başarıyı yakalayamayacağına inandığında, farklı bir iş arayışına giren, iş değiştirme hususunda istikrarlı bir yaklaşım sergilemeyen Y jenerasyonu, “kendi doğrularına” uygun bir işte çalışmaya başladığında ise, yüksek performans göstererek başarılı işlere imza atabiliyormuş.

Artık, işletmeler işgörenlerini seçmiyor, işgörenler markaları seçiyormuş.

Aslında, iş dünyasının bu kuşağı için, “saygınlık”, “statü”, “kendini gerçekleştirebilme” gibi moral değerler, daha fazla ön plana çıkmakta.

Y Kuşağını, ileride bekleyen bir handikap, bu kuşağın, kendisinden sonraki Z Kuşağını anlaması ve X Kuşağıyla çatışmaya düşmeden; bu iki kuşağı yönetilme kabiliyetini ne düzeyde gösterip gösteremeyeceğidir.

SORUN...

İş bulmak ve çalışmak.

İŞ HAYATININ ve aktörlerinin, işgörenden beklentileri var...

Gençlerin de iş yaşamından beklentileri var...

Eğer hayata gerçekçi pencereden bakarsanız, iş bulma ve çalışma durumunda olan birinin beklentileriyle, işveren beklentilerinin eşanlı olması da zorlaşmakta.

Türkiye’de işsizlik bir realitedir.

Bunu, görmezden gelmenin bir anlamı da yoktur.

Türkiye’de dönem dönem Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı Hanehalkı çalışma verilerine göre, işsizliğin düştüğünü ve istihdamın arttığını gözlemleyebilmekteyiz.

Ama...

Bu durum, ülkemizdeki “gizli işsizlik” ve “kayıtdışı istihdam” gerçeğini değiştirmez.

TÜRKİYE’DE en büyük sosyo-ekonomik hadise, İŞSİZLİKTİR.

Ve yine, işsizliğin bir İSTİHDAM sorunu hâline dönüşmesidir.

Ülkemizde işsizliğin yapısallığına yönelik en büyük nedeni, ekonomistler, daha çok “mesleksizlikle” izah etme yoluna gitmektedirler.

Gerçekten de, ülkemizde, ekonominin beşeri ayağında bir sorun vardır.

X Kuşağıvarsa, Y Kuşağı da vardır.

Y jenerasyonunun iş dünyasından beklentileri, sadece maddiyat üzerinden değildir.

Pekâlâ, gerçekler vardır ve inkâr edilemez.

Çalışmak ve “para kazanmak”...

Y Kuşağı, zorlu, özgürlüğüne düşkün ve heran bulunduğu durumu değiştirmeye meyilli bir işgören profili...

Y Kuşağının fazla seçme şansı olmayan ve sıkıntılı dönemlerinde ebeveynleri tarafından “sınırsız” diyebileceğimiz desteği göremeyenler kesimi açısından, değindiğimiz “saygınlık”, “statü”, “kendini gerçekleştirme” moral değerlerinin, maddi “gerçek”ler karşısında pek fazla şansı yoktur.

Y Kuşağında asıl problem, ebeveynleri tarafından da desteklenen kitlenin, işverenler bakımından, zorlu bir iş yaşamı aktörleri olmasıdır.

Benim takıldığım nokta...

İşveren ve işgören taleplerinin eşanlı durumda nasıl uyuşacağıdır?

 
Toplam blog
: 706
: 83
Kayıt tarihi
: 18.05.16
 
 

Ben, Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunuyum. Şuan için öze..