Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '10

 
Kategori
Dostluk
 

Ya bir daha hiç erkek arkadaşın olmazsa?

Ya bir daha hiç erkek arkadaşın olmazsa?
 

Bir düşünsene, ya olmazsa?

Hayır hayır sevgiliden bahsetmiyorum, basbayağı arkadaştan bahsediyorum... Yaradılış olarak fazlaca testosteron salgılayan familyadandır ama o hormonlar seni teğet geçer, başka dişilere odaklanır.

Kimden bahsettiğimi biliyorsun. Hani küçüklüğünden beri tanırsın, sen onun sivilceli ve şişko haliyle bisiklete binip kızlara hava atarken düştüğüne tanıklık etmişsindir, o da senin barbie bebek oynadığın kara kuru ve bıyıklı günlerini hatırlar. Yazlıkta yakar top, saklambaç falan oynarsın.

Ya da öğretmenin zoruyla aynı sırayı paylaşmışsındır, itişip kakışırken, beraber kopya çekmek, dalga geçmek derken gülüp eğlenmeye başlar arkadaş oluverirsin.

Belki de ortaokulda yakın bir kız arkadaşının "çıktığı" olur, hep beraber sinemaydı, gezmekti derken bir anda sırdaş olup kız arkadaş dertlerini dinlerken bulursun kendini...

Sonra onlar ayrılsa bile siz dost kalırsınız. Ne sevgililer gelir geçer, yaz tatilleri ve okullar biter, siz arkadaş kalmaya devam edersiniz. O, hayatı hafifletir, seninle habire dalga geçer, ilişkilerine kızlardan apayrı bir bakış açısı sunar, seni babandan rahatça teslim alıp gece gezmeye götürür. Sen de onun kız arkadaşlarına cadılık yapar ve dişi hinliklere karşı gözünü açarsın. Arabayı ilk kez evden kaçırışının şahidi de sen olursun, ilk aşkın, ilk ayrılığın da...

Sonra bir gün gelir ayrılırsınız... Ya şartlar sizi başka şehirlere hatta ülkelere atar, belki taraflardan biri erkenden evlenir, diğerinden uzaklaşır, ya artık eskisi gibi anlaşamayıp yavaşça koparsınız. Belki de bir gün taraflardan sadece birinin diğerinden gizliden gizliye hoşlandığı ortaya çıkar ve arkadaşlık dağılır. İşte o zaman ne olur? Geçmişinden bir parça kaybedince çocukluğundan resmi olarak bir adım daha uzaklaşır mısın?

“Hani Barış benim telefonumu günlerce açmamıştı ya, şimdi telefon açılmama sesine dayanamıyorum, kimseyi 5 kereden fazla çaldıramam bu yüzden” dediğinde “Barış kimdi” demeyecek ve gülerek “hiç gözüm tutmamıştı, ne buldun bilmem ki kötü çocuk triplerinde” diyecek olan dost...

Erkekle kadın dost olmaz mı? Ancak tost mu olur? Taraflardan biri güzel, diğeri çirkin olup da “zaten bana bakmaz bari arkadaş olalım abi” kafasından bahsetmiyorum. Yakışıklı ve çapkın erkeğin yanındaki şişko kız ya da manken gibi kızın yanındaki güdük ama komik çocuk değil mevzu bahis...

Marstan gelen bir yaratık, Venüs’ten gelenle dost olamaz mı? Oldu diyelim bir gün bir şekilde ayrı düşünce ne yaparlar?
Espritüel iş arkadaşı doldurur mu yerini? Yoksa kız arkadaşının sempatik sevgilisi sana dostluk yapar mı? Erkek bakış açısını dürüstçe ama acıtmadan kimden duyabilirsin?

Her şey cinsellikle ilgili olmak zorunda mı? Eğer o dostu kaybedersen bir gün, neden hep köşesinden bucağından seks imalı ilişkilere düşüyorsun?

Yo dostum yoo, sakın en başından beri böyle olduğunu söylemeyin bana.

O halde, yaş ilerledikçe zaman kaybetmemek adına daha rahat mı davranıyor insan? Yoksa belli bir yaştan sonra o aptal çocuk triplerini yakalayamıyor musun?

İlişki kalabalığıyla hayat kirlendikçe, sen ne kadar sen kalabiliyorsun?

Peki ya ben?

 
Toplam blog
: 24
: 773
Kayıt tarihi
: 25.09.10
 
 

Okuyacaklarınız 26 yaşında, İzmirli, altı yıldır uluslararası bir dergide editörlük yapan, biraz tak..