Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '11

 
Kategori
Deneme
 

Ya çıkarsa

Ya çıkarsa
 

Nişantaşı sokakları


Nisa hanımla Nişantaşı’nda alışverişe çıkmıştık. İstanbul’un perakende alışverişinin tam kalbi ve en lüks semti olan NİŞANTAŞI, Teşvikiye Caddesi üzerinde konumlanmış. Nişantaşı uluslararası ve ulusal en prestijli markaların yer aldığı, İstanbul’un ve Türkiye’nin moda merkezi halinde olan alışveriş merkezi City’s girdik.

İlk defa Türkiye’deki bir alışveriş merkezinde kapıda özel üniformalı Doorman’ler, kapıda müşterilerini karşılayarak hoş geldiniz diyerek, aracımızın kapısını açanları ben burada gördüm. Asansörle 5 kata çıktıktan sonra sinema gişelerine geldik. Sherlock Homes filimi vardı onu izledik.

Her gün on binlerce kişinin gezdiği Nişantaşı sokaklarında gün batımıyla beraber iyice göze çarpan yılbaşı süslemeleri, büyük mağazaların vitrinlerinde de kendisini gösteriyordu.

Nişantaşı’nın kalbi Abdi İpekçi Caddesi kırmızı halı konsepti ile süslenmiş olup, boydan boya kırmızı halı ile kaplanmış. Cadde üzeri asılan avizeler Abdi İpekçiyi ışıl ışıl aydınlatıyor. Farklı konsept ve renklerde süslemiş dev yılbaşı mankenleri ise Nişantaşı’nı Avrupa standartlarının üzerine çıkarmış durumda.

Atiye ve Bostan Sokaklar “Yıldızlar geçidi” konsepti ile süslenmiş ve caddelerin üzerleri yüzlerce ışıklı yıldız ile kaplanmış. Teşvikiye Caddesi hediye cenneti konsepti ile dekore edilmiş. Cadde boyunca ışıklı hediye çelenkleri Nişantaşı’na benim gibi taşradan gelen biri için ilgi çekmeye yetiyor. Nişantaşı meydanına kurulan 7m’lik dev yılbaşı ağacı ise dünyadaki emsallerinden geri kalmıyor. 15 gün boyunca hizmet verecek olan Fayton turu ise Nişantaşı’nın bu seneki yılbaşı heyecanını daha da artıracak gibi geliyor bana.

Nişantaşı Caddelerinde dolaşırken yanımıza; Yılbaşı biletleri satan bir seyyar biletçi yanımıza gelerek, 2012 Yılına yaklaştığımız şu günlerde, büyük ikramiyenin 40 milyon yani eski deyimiyle 40 trilyon olan büyük ikramiye olduğu söylüyordu. Ben şans oyunlarına inanmam ve de almam ama birçok kişinin hayallerini süsleyen umut olan para benimde rüyalarıma girmeye başlamıştı bile. Bunun üzerine iki tane biri tam diğeri çeyrek bilet aldık…

Nisa Hanım bana bir soru yöneltti; Büyük ikramiye çıkarsa ne yaparsın dedi. Bende anakent şehirlerin telaşından kaçıp, sakin, huzurlu bir yer bulur, anında çiftlik kurarım diye cevap verdim. Bana anlatır mısın, dedi. Sözünün üzerine devam ettim.

Öncelikle bol meyve ağacı geniş bir arazi alırım. Tek katlı çok odası olan bir ev yaptırırım. Hayalimdeki çiftlik evimin önünde havuz olacak. Geniş bir bahçe içinde olan havuzun içi seramik kaplama ile yapılacak. Yine eve yakın misafirler için ayrı bir ev olacak.

Sonra; kümes, ahır, ağıl, kömürlük, odunluk, samanlık, kiler ve yem depoları. Mandıra, su ve yem depoları, hububat depoları, gübre ve silaj çukurları ve olmazsa olmaz bir değirmenimiz olacak. Değirmenin bizim hayatımızda yeri çok önemlidir…

At, inek, koyun, keçi gibi hayvanlarım barınacağı yerler olacak. Tavuk, ördek cinsi hayvanlara da kümesi yapılacak. Yani yok yok olmayacak. Ne ararsak çiftlikte olacak.

Hep hayaller kurarız yaşadığımız sürece, hep hayallerimize ulaşmaya çalışırız. En iyisine sahip olmak için. Hep hayallerimizdeki güzelliğe ulaşmayı bekleriz. Aslında hayallerimiz, bizim birer umutlarımızdır.

Hızla akıp geçerken, biz umutlarımızdan biraz daha uzaklaşıyoruz. Yaşamak adına ortaya koyduğumuz mücadelenin şartları, her geçen gün biraz daha ağırlaşıyor bizler için. Mutlu olmak ve hayallerle yaşamakta en doğal hakkımız diye düşünüyorum. Ne yaparsın umut fakirin ekmeği, çıkmaz da “Ya çıkarsa” gerçekten...

Evet ya çıkarsa ile ilgili bir alıntı öykü; Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışta koşarak atları terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç oğluna kadar uzanır.

Bir at terbiyecisinin yedinci sınıfa giden oğluna okulunda bir kompozisyon ödevi verilir. Kompozisyonunun konusu, öğrencilerin gelecekte ne yapmak istedikleri üzerinedir Çocuk altı sayfalık bir kompozisyon yazar. Gelecekte bir at çiftliğine sahip olmak istediğini belirtir ve bunu bütün detaylarıyla anlatır. İki yüz dönümlük arazi üzerine kurulan çiftliğin çizdiği planında binalar ahırlar ve koşu yolları vardır. Hatta sekiz yüz metre karelik

Çiftlik evinin ayrıntılı çizimini dahi yapmıştır.

Arzuladığı, yüreğinde hissettiği hayalinin anlatımını tüm detaylarıyla kâğıda dökmüştür. Kompozisyonunu öğretmenine verir ve iki gün sonra geri alır. Kâğıdın ortasında kocaman bir sıfır ve "Beni Gör!" notu yazılmıştır.

Neden sıfır aldığını öğretmenine sorar. Aldığı cevapsa, "Bu senin için gerçekçi bir hayal değil. Paranız yok. Gezginci bir aileden geliyorsun. At çiftliği kurman için çok paraya ihtiyacın var. Bunu başarman imkânsız." olur. Ardından da,"Eğer kendine daha gerçekçi hedefler belirleyip kompozisyonunu tekrar yazarsan, sana yeniden not veririm." der.

Çocuk evine döner ve üzerine düşünür. Babasına danışır. Babası, "Bu konudaki kararını kendin vermelisin. Bu senin hayatın için oldukça önemli bir seçim." der. Birkaç gün düşündükten sonra, kompozisyonunu değiştirmeden olduğu gibi öğretmenine tekrar geri verir. Öğretmenine, "Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin, ben de hayallerimi." der. O yedinci sınıfa giden çocuk bugün iki yüz dönümlük arazi üzerine kurulmuş sekiz yüz metre karelik evinde oturuyor. Yazdığı kompozisyon ise şöminenin üzerinde çerçevelenmiş asılı duruyor.

Hikmet Metin Çavdar  29.12.2011

 
Toplam blog
: 38
: 839
Kayıt tarihi
: 02.07.11
 
 

1952 yılında Bursa'da doğdum, uzun süre yönetlcilik ve Sendika Başkanlığı yaptım. Politika Gazete..