- Kategori
- Gündelik Yaşam
Ya gönül yarası...
Gazetelerden okudum.
Asrın buluşu diye verdiler haberi.
Birinci haber, kriz geçiren kalp, kendi kendini tedavi edebilecekmiş.
İkinci haber ise, kalp ameliyatlarında iz kalmayacakmış.
İtalya’nın başkenti Roma’da bulunan
Biyoloji Laboratuvarı işbirliğiyle yapılan araştırmalar, kardiyoloji alanında mucize denilebilecek bir buluşla sonuçlanmış.
Hayvanlar üzerinde başarılı olan yöntem bir süre sonra insanlar üzerinde de denenecekmiş.
Yani bu yöntem, insanlar üzerinde de aynı etkiyi gösterirse, kriz geçiren kalp, kendi kendini tedavi edebilecekmiş.
Göğüs kafesi açılarak yapılan ve bedende iz bırakan ameliyat yöntemi de artık tarih olacakmış. Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Erdoğan İlkay, iz bırakan yöntem yerine artık hem Avrupa’da hem de ülkemizde, ‘perkutan girişimi’ yani ‘kasık damarından girme’ yönteminin kullanılmaya başlandığını, başarı oranının ise yüzde 95 olduğunu söylemiş.
Saygıdeğer büyüklerim. Değerli bilim adamlarım. Bunlar o kadar da önemli şeyler değil ki. Asıl önemli olan, kalpteki gönül yarası!
Asıl iz bırakan, kalpteki sevda yarası!
Gönül yarasını onarın, sevda yarasının izini yok edin, biz de asrın buluşu olarak sizi alkışlayalım!
UNUTMAYACAĞIZ!
Bugün, Cumhuriyetimize karşı girişilen ilk yobaz ayaklanmalardan Menemen Olayı’nın 78. yıldönümü. Çember sakallı, sarıklı ve cübbeli bazı yobazlar, 23 Aralık 1930 günü İzmir’in Menemen ilçesinde yedek subay olarak görev yapan Mustafa Fehmi Kubilay ile bekçiler Hasan ve Şevki’yi katletti. Unutmadık, unutmayacağız.