Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Ya yüreğinin götürdüğü yere gideceksin ya da güllü dallı bir şişe seçeceksin

Ya yüreğinin götürdüğü yere gideceksin ya da güllü dallı bir şişe seçeceksin
 

Daha önce rakı şişesine derdini anlatıp, ağlayan adamlar görmüş!

Gördüğümün yalnızlık mı, çaresizlik mi, vazgeçmişlik mi olduğuna karar verememiş, “ileride derdimi şişelere anlatacaksam benim ki güllü dallı bir şarap şişesi olsun” demiş arkasında da eklemiştim…

Şimdiden güzel bir şişe ayarlamak lazım…(!)

İnsan bazen üç paralık şişe kadar olamıyor, gerektiğinde dinlemesini bilemiyor işte…

Paşabahçe dinlemesini bilen, halden anlayan, camdan insanlar üretmeye başlayacakmış yakında!

Gözümüz aydın…

Çabuk kırılmasalar bari…

***

Gecenin kör yarısı gördüğünüz kâbustan uyanıp, yatağınızda olduğunuzu anlayınca derin bir “oh” çekiyor…

Yorganın altında hayaletlerden saklanmaktan sıkılınca kalkıp, salonda askısı kopmuş eski bir çantanın içinde duran siyah beyaz, bazıları sararmış fotoğrafları koltuğun üzerine saçıyorsunuz…

Elinizdeki en çocuk halinize bakarken! Belki de gülümserken.

Kuytularda bir köpek havlıyor, ürperiyorsunuz…

Eliniz telefona gidiyor, birini arayıp konuşayım da rahatlayayım diye düşünüyor…

Ezbere bildiğiniz numaralar aklınıza geliyor da o saatte arayacak kimseyi bulamıyorsunuz…

Balkona çıkıp gecenin soğuk nefesini yüzünüz de hissederken, kayan yıldızda dilek tutmayı unutup, başka evlerde yanan ışıkları görünce bu gece kâbus gören ne kadar çok insan var diye düşünüp şaşırıyorsunuz…

Dedim ya daha önce şarap şişesine derdini anlatıp, ağlayan adamlar da gördüm…

O zaman adamı divane zannetmiştim ama telefonu elinize alıp arayın bakalım birini… Arayabilirseniz!

<ı>Bakın çat kapı birine gidin demiyorum bile!

***

Bana hayatta en güzel şey nedir diye sorarsanız, belki en güzelini söyleyemem ama “ birinin peşinden gitmek de güzeldir” derim…

<ı>Hele vedalaşıp başka bir şehre gittiyse!

<ı>Hele köşeyi dönerken son bir defa baktıysa!

<ı>Hele o anda göz göze geldiyseniz ve yağmur yağıyorsa!

Hele içinizden bir şeyler koptuysa ve kaldırımlar ıslaksa!

<ı>Hele ikinizde unutulmaktan korkuyorsanız ve gidenin gitmekten başka çaresi yoksa!

<ı>Hele ardından trenle gidiyorsan!( Trenle gitmek iyidir, yol uzadıkça gidenin düşünmek için daha fazla zamanı olur)

<ı>Hele kompartımanlardan bir tanesinde camın kenarına oturmuş, hızla geçen her şey de onun yüzünü görüyorsan…

<ı>Hele trenin tıkırtılarında onun sesini duyuyorsan!

İşi gücü bırakmış birinin peşine düşmüşsen ve onun bundan haberi yoksa!

Akla gelmedik olaylarla karşılaşma ihtimalin de var ama her şey umduğun gibi giderse!

<ı>Seni ilk gördüğünde, yüzünün alacağı ifadeyi görme ihtimalin de var…

Biri “gidiyorum” deyip gitmemişse ve hiç ummadığın bir yerde karşına çıkmışsa yüzünün alacağı ifadeyi düşünsene…

***

Sevince, peşinden gitmediysen kâbus görmen normal…

Zamanı geri almak gibi bir hünerin yoksa!

Ya yüreğinin götürdüğü yere gideceksin

Ya da güllü dallı bir şişe seçeceksin…

Dostum. Sen bilirsin!

<ı>

<ı>

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..