Yabancı Dil Sınavı (yds) vahşeti

İngilizler İngilizlere yapmaz bunu. Ama İngilizlerin bile yapmadığını biz yaparız. Yds önceki adıyla kpds sınavına girenlerin sınavı geçmemesi gerekiyor ki maazallah soruları bilme ihtimalini yok etmek için İngilizlerin bile bilmediği dil kurallarını bilmemiz bekleniyor. Sınavı geçememek üzerine kurgulanmış olarak, sınava girenlere; nasıl kazık atarız, sağ gösterip sol vururuzun ustalıklarını göstermekte. Bu sınavı hazırlayan ekip bence bir önceki ekiple yarış halinde. Biz onlardan daha zor sormalıyız, onlardan altta kalmamalıyız düşüncesiyle sorular hazırlanmış. Bunu görmemek için kör olmak lazım. Hay kör olsaydım da görmeseydim ama onlar körler alfabesinde de ne yapar yapar sınava girenleri geçirmezlerdi. Bir sınava girenlerin % 75 i o sınavı alamıyorsa o sınavda bir sakatlık vardır ve kesinlikle sorgulanması gerekir,

Bu sınava her girdiğimde kendimi vahşi hayvanlar belgeselinde gibi hissediyorum. Bir ceylanı kovalayan kocaman bir aslanı seyrediyorum. Tabi her seferinde aslan ceylanı boğazından yakalıyor ve onu alt ediyor. Evrimsel süreçte ceylan aslana yakalanmamak, hayatını kurtarmak için hızlanırken, aslanda kendi evrimsel sürecinde yaşamını sürdürmek, yiyeceğine ulaşmak için hızını artırıyor. Tam bu sınavın üzerine biraz daha koydum; daha çok çalıştım, bu sefer geçeceğim diyorum ama bir kat daha zorlaşarak karşıma çıkıyor ve yine aslan ceylan yiyor. Ama onlar bu sefer üzerine bir değil iki kat koydular. Sınav hem zorlaştı hem de utanmadan yarım saat azalttılar. Utanmadan diyorum çünkü herhangi bir sınav, yapılan öğretime dayanır. Hangi okulda, hangi üniversitede, hangi lisede nasıl bir yabancı dil öğretimi yapılıyor ki canım ülkemde, bu sınavın karşılığı olsun. İngilizlerin bile Oxford Üniversitesi’nde bu tarz bir eğitimi var mıdır? Bilmiyorum. Vardır belki gidip görmek lazım. Öyle olsa bile bu tarz bir sınav yapılmıyor en azından.

Geri kalmış ülkelerin geri kalmış sistemi bu yapılan. Hani geri kalmış ülkeleri sömüren ülkeler, kuru bilgilerle kabarık müfredatlarla halkı oyalarlar, ülke halkına hem kendi dillerini kültürlerini aşılamak hem de vatandaşları meşgul ederek kendi hegemonyalarını rahat sürdürebilmek için, sanki iyilik yapıyormuş gibi yapıp onları eğitiyorlar ya, işte buda benzer bir durum.

Bu böyle daha fazla nereye kadar gidecek çok merak ediyorum. Sorulacak en ücra kural veya kelime kalmadığında ne yapacaklar? Acaba, bu kez de kendileri kural üretebilirler bu hırsla. Üniversite mezunu bir İngiliz’in bile bilmediği kuralları, cümle yapısını, kelimeleri ben neden bilmeliyim? Bu sınav, daha doğrusu bu sınavlar çığırından çıktı. Dünyanın neresinde bu kadar çok sınav var ki, hem de amacından çok uzak.

Bilim adamı olmak başka niteliklerde ister araştırmacı bir ruha sahip olmak, meraklı bir kişilik, topluma bir eser bırakma güdüsü. İngilizceye inek gibi çalışıp, bu sınavı geçip bilim adamı mı olacağız? Tek kriter bu mudur? Yazıklar olsun ÖSYM ye Türkiye’ye böyle mi bilim adamı kazandırılıyor? Üstelik yıllarca kendilerini bu işe veren bu sınavı geçmek için ders çalışan insanlar bu zaman zarfında üreticiliklerini ve yaratıcılıkları en aza indirgiyorlar? Bu insanların bu sınavı geçmesi yerine onlardan nasıl faydalanırız? Ülkeye ne şekilde katkıda bulunurlar? Hangi araştırmaları yaparlar? Diye düşünülmüyor, tek bildikleri o saçma sınavı geçmek. Ama bilim dili İngilizce çünkü İngilizceyi öğrenmeye çalışan pardon! İngilizce sınavını geçmeye çalışmaktan başka bir şey yapamayan bilim adamlarına Türkçe olarak bir şeyler yapılmasına fırsat verilmediğinden. Birde bu sınavı bu dünyanın en zor İngilizce sınavını geçen bilim adamlarımız acaba İngilizce konuşup yazıp anlayabiliyor mu, hayır kocaman bir hayır. Eeee! o zaman bu sınavın anlamı ne?

Sadece yds mi? Ales mesela, neden ben bu denli imla ve dil bilgisi bilmek zorundayım, matematik kurallarını bilmeliyim, benim yüksek lisans yapacağım alanda lisans yeterliliğimi ölçen, alan bilgimi ölçen bir sınav yapsanıza; kendi branşı içinde zaten Türkçe yeterliliği sınanacaktır, veya matematik bir branş için ne kadar gerekliyse o kadar matematik isteyen bilgiler sınanabilir. Üstelik bu tarz bir sınavla değil kurumlar kendi bünyelerinde gereken insan gücüne yönelik olarak, daha insani koşullarda bireyin tüm niteliklerine bakarak karar vermelidir.

Bir insanın gerçek yetenekleri, yeterlilikleri, kazanımları kimin umurunda. Gereksiz ve o işin o mesleğin yanından yakınından bile geçmeyen kuru bilgilerle kişiler bir yerlere giriyorsa tabi ki hiçbir kurumdan verim beklenemez. Bu sınav çılgınlığına bir son verilmelidir. Bu bir anlamda kıyımdır. Bu sınavlarla insanların değeri biçilemez. Bu ilkel biçimde düzeyi yüksek (düzeysiz).sınavlarla insanı basmakalıplara sığdıran bir insanlık ayıbıdır. Bu sınav duyuruları da vahşetin çağrısıdır.