Yadigar Sarı. Ortaca'da. O bir şair.

Kitabının arka yüzüne baktım. Kayseri Sarıoğlan kadılı köyünden yazıyor, şairimizin doğum yerini. Edebiyat öğretmenliğinden Milli Eğitim çalışmaları içerisinden şiire uzanan uzun yolculuk gözüme çarptı.  Şiir kitapları bir hayli çok. Pek çok şiir kitabını bana da  hediye etti. Şiirli yolcuğuna bakarsam  tarihleri benim doğum yılımın çok daha gerilerine gitmektedir. Bende ki,  şiir kitaplarının isimlerine baktım. Hepsi de aşk için .

İlgimi çeken öz yaşamında Kayseri Pazarören Öğretmen Okulu’nu bitirmesi. Ortaca “Güneyin sesi” sevgili arkadaşlarımızın gazetesi bizi buluşturdu. Gerek Kemal beyle, gerekse Yadigar beyle. Her iki şairimiz ile  geçen  gün gerçekleştirilen 21 Mart Şiir ve Bahar Günü’nde buluştuk,  birlikteydik.

Şairimiz Yadigar Sarı ile sosyal ilişkilerimizin oldukça az olması nedeniyle belki de, şiirlerini dile getirmem bir hayli gecikti. Bir kez kendisi serzenişte bulundu. Evet, o kadar kitapların hediye edilmesi büyük gönül işidir.

Vakit yine gece yarısı. Saat .01.20 yi geçiyor. Kişisel  kütüphanemin küçük de olsa, içinde çok derin bilgiler , aşklar barındıran kitaplarımın başucunda , kanatlarını açmışsa kollarıma,  keyifli bir kitabı seçmek, okumak   doyumsuz duygusu var ya. Hani nasıl  söyleyebilirim!!! Beslenirsin, çünkü bilgilerin seni yeni kitaplara doğru yelken ve rüzgar açtırır ki , sormayın!!!

İşte!!! Bu gece yine bir kitap seçtim. Bu kez şairimizin şiirlerinden tanımak.  Ölümsüz olan AŞKtır demektedir, Yadigar Sarı.

Hani insanlar dilek tutarlar, hani insanlar aşk tutarlar elleri ile, bulutları delerler. Yakarlar gecede mevsimleri. Duyguları yankılanır ayda. Ah dolunay neden gece ırmaklarında akıtırsın, aşklı yay olur tenlerin, ıslatırsın.

Kitapların çığlıklarında, şiirlerin nehirlerinde kayboluşum,  geceleri.   Elimi uzatsam tutacak, dokunacakmış gibi aşkı.

Yadigar Sarı’nın kitapları aşk  üstüne ise, demek ki, en güçlü imgeler buradan dökülmüştür, imbiğine.

Aşk neleri yaşatır; O nedenle o şiirlerini okumak gerek. Bir değil , bin aşk olana dek. Acıları, sevinci, kederi, göz yaşını, ayrılıkları, bir tutam rüzgarı, savrulan saçları, kırgınlığı, kızgınlığı, soğuttuğu yüreğini, kalbinde taşlaşan aşk dökülür duygularına. Köpürür çeşitleme yakar, şiirlerinde. Epik, lirik, pastoral bulabilirsiniz. Şiir kanatlarında hep içli Yadigar Sarı. Dörtlükler, vezin, hece, güzelleme tadabilirsiniz.

Ben çok keyif aldım kitabının içinden o şiirleri okurken. Şiir tadı var, damaklarımda, dudaklarımın çatlayan kıvrımlarından dökülen aşk dolu şiir, aşk dolu ırmak gece.

Şiirde yetişmişlik var. Şiirde ustalık… Gönlünde olanları kah almış yaşamının içinde çekirdeğinde tutmuş, kah belki de, hayatının kıyılarında gezinmiş, kıyılarında tutmuş. Şiir dağarcığı ile   oturaklı, tumturaklı değil, çetrefilli değil. O şiire hayat vermiş. Şiir Yadigar Sarı’ya hayat olmuş.

Edebiyat üslubu o kadar zengin ki, dörtlüğüne bakalım;

Ben çile çekerim, sen öfkeyle dudak bükersin/ben bağrımı yırtarım, sen aramıza çalı dikersin/dileğim odur ki, sen de benim gibi aşk çekersin/ Dön bir bak! Ne haldeyim, gönlünde gör beni.

Ben “Mihmani” geçiyor şiirlerinde bunu konuşmak isterim ilk fırsatta,  kendisiyle. Yine şiirinden alıntı yapalım;

Zaman akıp geçtikçe içim kanıyor/Bakma durduğuma canım yanıyor/Kuşlar birer birer yuvaya dönüyor/Sen dönmedin nedendir, bilmem.

Yadigar Sarı’nın şiir birikimleri göle dönüşmüş. Çağlamış. Haykırmış her şeye. Aşka  haykırmış, çığlıklarını kitapların koynunda saklamış.

Kitapları için geç de olsa belki o zaman kısa bir parça olarak yazdım, ancak yine  teşekkür ve sevgilerimi iletirim.

Şiir bahçesinden kopartıp, gönlünden  çıkartıp  şiir sevenlerle buluşturmak var ya!!!. Kim bilir ne gönül dağında çiçekleri, şiirleri var.  Şiir duygusu verdi,  geceleyin dudaklarım, ellerimin içlerine. Kırmızı bir şarap gibi doygun, susuz. Şiir verdi, susayan gönlüme.

Kendisi Ortaca’da oturuyor. Daha güzel bir zamanda karşılaşıp, buluşmak ve konuşmak dileğiyle. Kitabının verdiği his şiirlerinde bir çizgi var ki…Hissettim, diyebilirim.

Kendisine sağlıklı, sevgi dolu günler dilerim. Şiirli ırmakların içinde dökülen kağıtları, şiirleri yapraklara bırakması dileğimle…