Yağmur ve Güneş

Yağmur ve güneş eşi benzeri olmayan doğa harikalarından olup, dünyanın en çok ihtiyaç duyduğu ikililer arasında olma özelliği hiç bir zaman kaybolmayacaktır. İkisi de yeryüzünün, gökyüzünün, Evrende yaşayan tüm canlı ve cansız ne varsa hepsinin hayat iksiridir.

 

Güneş olmasa acaba dünya ne hale gelirdi ? Sonuç gerçekten de hiç istenmeyecek derecede kötü olurdu. Yani dünya muhakkak ki soğuktan donardı. Demek ki hem güneşin dünyaya, hem de dünyanın güneşe bağımlılığı karşılıklıdır. Zaten yaratılış gayeleri de bu yöndedir.

 

Yağmurun yağmadığı bir dünya ise gerçekten felaket bir durum olan susuzluğun baş göstermesi anlamına gelir. Canlılar için suyun ne kadar önemli olduğu da ortadadır. Canlılar için su demek hayat demektir. Su varsa hayat devam eder. Su yoksa hayat durma noktasına gelir.

 

Dünya üzerinde yaşayan tüm canlı ve cansızlar hem güneş hem de yağmurun varlığı sayesinde ayakta kalmayı başarırlar. Çünkü bu muhteşem ikilinin yokluğu demek, dünyadaki tüm iştirakçilerin  bir çok şeyden mahrum kalması demektir. Bu durum da onların çok çabuk ölmelerine veya yok olmalarına sebebiyet verecektir.

 

Yağmurun bir damlasının bile çok hayati öneme sahip olduğu, hiç bir zaman akıl ve fikirden çıkarılmamalıdır. Yağmurun yeryüzüne düşmesi ile birlikte doğanın ihtiyacı bir nebze olsun karşılanmış olur. Yağmurun yıllık bazda az veya çok oluşu doğayı da aynı oranda etkiler. Eğer az yağarsa, doğa su sıkıntısı yaşayabilir. Aşırı yağışlarda ise; çeşitli sel felakatleri gibi doğal afetlerin olmasına neden olur. Yağmur oluşumunda etkili olanlar; Okyanus, deniz, orman, hava ve bulut vs. diye sayılabilir.

 

Aslında yaşamda öyle bir sistem kurulmuştur ki; bu sistem vaktinde ve saatinde tıkır tıkır işlemeye aynen devam eder. Yeryüzünün ihtiyacına göre yağmurun yağması bir tesadüf değildir. O nedenle tüm insanlığa çok önemli vazife ve görev düşmektedir. Bu tıkır tıkır işleyen sisteme dışarıdan müdahale edilmesi veya sistemin bozulmasına yol açacak her türlü iş ve eylemden kesinlikle kaçınılmalıdır. Ciğerlerimizi temsil eden ormanların yok olmasına, tahrip edilmesine, yakılıp yıkılmasına kesinlikle göz yummamalıyız. Onların daha da çok olması için var gücümüzle çalışmalı ve vatan topraklarının her tarafını ağaçlarla, ormanlarla süslemeliyiz. Büyük Peygamberimiz, Efendimiz, Sultanlar Sultanı Hz. Muhammet'in (S.A.V.)  buyurduğu gibi " Yarın kıyamet kopacak olsa, ağaç dikiniz" emrini her zaman baş tacı etmeliyiz. Burada asıl vurgulanmak istenen ana tema; Orman ve yağmur ilişkisinin çok ama çok önemli olduğudur. Yağmurların yağmasını etkileyen en büyük nedenlerden birisi de ormanların veya bitkilerin su ihtiyacıdır. Bu tamamen doğal bir döngü sayesinde yerine getirilen süreçtir. Bu süreç Dünya döndüğü müddetçe devam edecektir. Yeter ki biz insanlar doğamıza veya çevremize sahip çıkalım.

 

Güneş ise; Dünyanın en önemli yardımcılarındandır. Dünya ayakta duruyorsa bunun en önemli nedenlerinden biri güneşin var oluşudur. Güneş; dünyayı ısısı ve sıcaklığı ile her zaman korur, kollar ve gözetler. Dünyaya saldığı o muhteşem ısı ile yaşayan tüm canlı, cansız ne varsa hepsinin var olmasına çok büyük katkı sunar. Bu süper ısıtıcı ki; yeryüzünde ne var ne yok hepsinin ısınmasında her zaman başrol oynar. Güneşin varlığından bir çok yönde fayda, yarar ve kazanç vardır. Örneğin; suların ısınmasında yani güneş enerjisi ile suyun ısıtılmasında, değişik türden makinaların çalıştırılmasında, tarımda, sanayide ve daha bir çok alanda insanlığa fayda sağlar. Yine de insanlar olarak, bu mükemmel gezegenden yeterince faydalanılmadığı göz önüne alındığında, daha çok fayda sağlayacak yol ve yöntemler acilen hayata geçirilmelidir. Yani her yönüyle güneşten veya harika gezegenden maksimum düzeyde yararlanmaya vaya faydalanmaya bolca çalışılmalıdır.

 

Sonuç olarak; hem güneş hem de yağmur olmak ne kadar güzel bir şeydir. Her ikisi de İnsanlık için bulunmaz nimetlerlerdir. Gerçekten de yağmur olmak kim istemez ki ? Olsaydım keşke yağmur olsaydım, olabilseydim demeyi kim istemez, öyle değil mi ? O halde yağmur ve güneş eşsiz bir güzellik katardı hayatımıza, yaşantımıza, dünyamıza. Böylesine muazzam bir güzellik karşısında insan muhakkak mest olur kalırdı. Düşünmesi bile insana ne büyük haz ve keyif veriyor.  Bir İnsan kendi kendine şöyle demeli. Düşün ki böylesine güzel bir şeref sana bahşedildi. Ne şeref ama kolay kolay kimselere nasip olmayan bir şaheser.

 

İnsan artık ne olursa olsun gözünü çok iyi açmalı, kendine verilen bu nimetlere çok şükür etmeli ve hayata  devamlı şöyle haykırmalıdır. Sizi her yönünüzle çok ama çok seviyorum.

 

Güneş ve yağmur sizi de...