- Kategori
- Anılar
Yağmurlu hayat
*Yağmurun camları yıkayışını seyretti uzun süre... Ayakları ondan bağımsız bir şekilde dışarı atmıştı onu. Toprağın yağmuru kâbul etmesini izledi. Sonra yağmur damlacıklarını ağzına doldurmaya uğraştı. Ama yağmur damlaları nereye gideceğini iyi biliyor direkt toprağa düşüyordu. Gök gürlüyordu, korku aklına dahi gelmiyordu. Anlamını yitirmişti bu sözcüğün "korku" neydi? Aslında iyi biliyordu, hayatı boyunca hep birşeylerden korkmuştu.
Ağaçların gürültüsüne karıştı bir insanın sesi;-deli misin be kardeşim, girsene içeri şimşekler çakıyor.
Onun içinde çakan şimşeklerden kimsenin haberi yoktu, kendi içinde çakıyor, kendi içinde, ama çok derinlerde yok oluyordu.
*Herşeyi kâbullenmekle başlıyordu hayat ve kâbul ettirmeye çalışırken tükeniyordu hayatlar...
-Kâbul et ben senden hızlıyım.
-Hayır
-Evet
-HAYIIR
-EVEEET
-Var mısın?
Vardılar, yokoldular
Daha doğrusu, bir dönüşüm belgeseli hayat...
Şekil değiştirmekten ibaret...
Benim daha lise yıllarından kalma iki ajandam var. İçinde gittiğim kursların notları, canım sıkıldıkça yazdığım yazılar var. Her yazımı yazarken illa günü saati not ederim, ama nasıl olduysa bu yazılarıma not düşmemişim. Size şu tarihte yazdığım yazılar demek isterdim ama maalesef, sadece paylaşmak istedim.
Sağlıklı günler...