Yakın İşbirliği’ne karşılık Ortak Çalışma

Erdoğan-Bush zirvesinin özeti: Türkiye, ABD’den Stratejik Ortaklığın gereklerini yerine getirmesini talep etmiştir; ABD ise Türkiye’den Stratejik Ortaklık çerçevesindeki beklentilerinin altını çizmiştir.

Türkiye’nin Stratejik Ortağı’ndan talepleri:

Terörle Mücadele:

1. Bölücü terör örgütü PKK'nın lider kadrosunun yakalanması,
2. Bölücü örgütün kamplarının dağıtılması,
3. Lojistik desteğinin kesilmesi (terör örgütünün uyuşturucu ticareti yaptığı)
4. Kuzey Irak'taki örtülü siyasetlere izin verilmemesi (terör örgütüne yardım ve yataklık yaptığı),
5. İstihbarat paylaşımı için bir iletişim ağının oluşturulması; anlık bilgi aktarımının sağlanması,

Operasyon Dayanakları:

- 17 Ekim'de parlamentomuz hemen hemen tamamına yakınının desteği ile iktidarımıza sınır ötesi operasyon görevlendirmesi yaptı.
- Biz bir savaşın peşinde değiliz,
- Bizim hedefimiz Kuzey Irak değildir.
- Güneydoğu ve Doğu'nun Kuzey Irak’ta akrabalık bağları var.
- Bölgedekiler terör örgütüne karşı yaklaşımını gözden geçirmeli.
- Bölgedeki çıkarcılar yüzünden Ulusal istikrarımızdan vazgeçmeyiz.
- Operasyon, uluslararası hukukun vermiş olduğu yetkidir.
- Operasyon, tamamıyla PKK terör örgütüne yöneliktir. Asla sivilleri kapsayamaz.
- Türkiye, PKK konusunda atacağı adımları ABD ile atmaya da hazırdır; barış için nasıl attıysak, bunun için de atabiliriz.
- PKK'nın hedefi sadece Türkiye değildir. Avrupa ve ABD gençlerini zehirleyen uyuşturucu ve insan kaçakçılığında payları var.
- Stratejik ortaklar olarak dünyada terörizme karşı ortak bir mücadelemiz var (Somali'de, Bosna'da, Kosova'da ve Afganistan’da).

Bölge İstikrarı:

- Irak’ın istikrarı bizim de istikrarımızdır.
- Kuzey Irak'ın istikrarı da Türkiye'yi ilgilendiriyor.
- Bu zorlukları yenmek hepimizin sorumluluğu.

Ermeni Tasarısı:

- Türkiye, Ermenistan'a çağrıda bulunarak, ortak bir komisyon kurularak olayların incelenmesini istemişti; hala bir cevap alamadık.
- Bizim değerlerimiz bu tür bir şeye asla müsaade etmez.
- Buyurun ispatlayın, ispatlanmamış bir şeyi lobilerle fatura kesme yoluna gitmek kabul edilecek bir şey değil.
- ABD'de de Kongre, böyle bir kararı Demokles'in Kılıcı gibi gündemde tutmayıp kaldırmasını temenni ediyoruz.

AB’ye ve Dünyaya mesaj:

- PKK'ya yardım ve yataklık yapanlar var. Bunu sadece Türkiye'de değil, diğer ülkelerde de görüyoruz.
- Bazı Avrupa ülkelerinin PKK konusunda yanımızda yer almaması bizim aklımızın aldığı bir şey değildir.
- Türkiye bölgesinde ve dünyada istikrar unsurudur.
- Türkiye'ye bu rolü yükleyen sadece coğrafi konumu değildir.
- Türkiye, İslam dünyası içinde demokrasi ve laikliği benimsemiş ve AB'ye katılımı destekleyen tek ülkedir.
- Bir köprü rolünü üstlenmiş bulunmaktayız.
- Bölge ile yapıcı ilişki kurmak isteyen Avrupalı dostlarımız bizimle iyi ilişki kurmak zorundadır.
- Köklü bir kültüre sahip Irak harap olmuştur. Altyapı çökmüştür. Tarihi binalar büyük hasar görmüştür; kimler yapacak bunları?

ABD’nin Stratejik Ortağı’ndan beklentileri:

1. Genelde; “Yakın İşbirliği”,
2. PKK özelinde; “Ortak Çalışma”.

Pakistan’daki son gelişmelere bağlı olarak, Başbakan’dan Demokrasi sürecinin başlatılması konusunda Müşerref ile temaslarda bulunması isteği, “Yakın İşbirliği” beklentisinin ilk işareti olarak değerlendirilebilir.

“Yakın İşbirliği” beklentilerine karşılık Bush, PKK özelinde “Ortak Çalışma”yı önermiştir.

“Ortak Çalışma” çerçevesinde Bush tarafından altı çizilmiş aşağıdaki düşünceler ise söz konusu “Yakın İşbirliği”ne karşılık ABD’nin taahhütleri olarak algılanabilir:

- PKK terörist bir örgüttür; Türkiye'nin düşmanıdır, Irak'ın düşmanıdır ve ABD'nin düşmanıdır.
- Türkiye’ye katilleri yakalamak için ihtiyaç olan istihbaratın sağlanması,
- Teknolojik imkânların kullanılması,
- PKK terörüne karşı Üçlü Mekanizma (ABD, Türkiye ve Irak) oluşturulması,
- Genel Kurmay İkinci Başkanlarının sürekli temas içinde olmaları, Irak'taki Amerikalı Komutan ile de sürekli temasta bulunmaları.

Sonuç:

Taraflar zirveden memnun...
Türkiye, ABD’den beklediği desteği almış olmanın mutluluğunu yaşıyor.
ABD de Türkiye’yi, beklentileri konusunda arzu ettiği noktaya getirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyor.

Ancak;
Bırakalım öncesini, 1991 sürecinden bugüne kadar geçen sürede yaşanmış tecrübeler dikkate alındığında, ABD’nin Türkiye’ye verdiği sözleri tutma konusunda temiz bir sicile sahip olduğunu söylemek mümkün değil.

Diğer taraftan; yapıcı bir geribildirim olarak algılanması ümidiyle:

Zirve öncesi ve sonrası değerlendirmeleri ile bir çok uzman ve stratejist, maalesef bizden zayıf notlar aldılar. Muhalefet partilerinin milletvekili emekli Sayın Hariciyecileri ise büsbütün sınıfta kaldılar.

Şimdi, sabırla beklemenin ve asla belden aşağı vurmamanın zamanı…