Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Nisan '16

 
Kategori
Deneme
 

Yalan, Yılanı Yer!

Yalan, Yılanı Yer!
 

İnsanların konuşmaya başladığından beri, öğrendikleri en yıkıcı faaliyet “yalan” olmalıdır. Öyle ya, suç icat edildiğinden beri, saklamak için başvurulan yegâne araçtır yalan söyleme eylemi.

Doğada belki de bu kadar yalana ihtiyaç duyan başka bir canlı türünün olması mümkün değil. Ağaç ağaca, ot ineğe neden yalan söylesin ki? Yani inek otu yemeye niyetlendiğinde “bugün başım ağrıyor” diyebilir mi? Ya da neden yalan söylesin ki?

Ama iş insana gelince; Suç işlemeye niyetlenen herkes yalan söylemeden suç işleyemez. Eşini aldatan, devleti dolandıran, rüşvet yiyen,  hırsızlık yapan, dolandırıcılık yapan, hakkı olmadığını bildiği şeyi alan kısacası iyi olmayan ne varsa yapıldığında yalanla saklanır. Suç ve kötüler bir dağ ise, yalan bu dağı örten yegâne örtüdür.

Yalan etkileri bakımından kısa vadeli değerlendirilecek bir fiil değildir. Toplum bireyleri arasında fitneyi, kini toplumu yıkıcı bir etkiye sahip olması bakımından atom bombasından da etkilidir. Atom bombası bir seferde binlerce kişiyi öldürürken yalan, hayat boyu insanları huzursuz, güvensiz, sağlıksız yaşatan en önemli silahtır. Dinlerin emirleri dahi yalan ve yalancılara kurban gitmemiş midir? 

Gündelik hayatta yalan söyleyen ve yalan söylemeyi alışkanlık haline getirenlerin aşağılık komplekslerine ilave olarak, olmadıkları gibi gösterdikleri kişilikler, durumlar, olgularla diğerlerini kandırmayı, yanıltmayı amaçlar. Gerçekte de bu kişiler doğru söyledikleri zaman yalandan kurdukları heybetli yapının altında cüce çıkacağını düşündüklerinden olsa gerek ısrarla yalan söylemeye devam ederler. Bu ise aslında bir bakıma çocuğa çocuklukta öğretilir. Çocuklukta sanılanın aksine çocuklar sözlere nasihatlere bakmazlar, örneği özümserler. Baba, anne veya çevrede yalan rağbet görüyor ve sürekli olarak söyleniyor ancak aile olarak çocuğa sürekli olarak yalan söylememesi söyleniyorsa bunun buza, suya yazı yazmaktan bir farklı etkisi olacağını zannedenler hayal âleminde olmalı. Yalan söyleyenler, bu dünyanın ipine o kadar sarılmışlardır ki, öleceklerini düşünmezler, “inandık” derler belki de inanmazlar. Çocuklukta ailede, çevrede edinilen her şey, kişiye öyle bir kazınır ki, çoğu zaman yalancının babası, annesi, çevresi ya da bunlardan herhangi birisi ile birlikte toplum da yalancıdır.

Yalan söylemek ile kişilerin, diğer kişilere veya toplumlara zarar vermesi farklı şiddetlerde hasara yol açar. Yalancı çoban hikâyesinde olduğu gibi köylüye, sürüye zarar verebilirken, kim hangi kurumu temsil ediyorsa, hangi kuruma mensupsa işte o kadar zarar verebilir. Az olan az çok olan çok. Yalan adalet duygusunu yok eden toplumları tarumar eden, onları yok oluşa sürükleyen en etkili zehirdir.

“İnsanın özeti çocukluğudur, ne mutlu çocukluk özeti güzel, anlamlı olanlara”

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..