Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '13

 
Kategori
Blog
 

Yalan da olsa sev beni, beğen beni, sar beni! Ne kadar pis kokarsa, o kadar iyi!

Yalan da olsa sev beni, beğen beni, sar beni! Ne kadar pis kokarsa, o kadar iyi!
 

“749071 numaralı MB üyesi keyfinden “ Tombalacık Halimem” türküsünü çığırmaktadır! “Alçaklara kar yağıyor üşümedin mi/ Sen bu işin sonunu düşünmedin mi?” diye ünlerken parmaklarını da şakırdatmaktadır. Tam “Oy farfara farfara/ Ateş de düştü şalvara” türküsüne geçecekken Ferhunde Hanım gelir ve sorularını sıralar…”

-Bakıyorum pek neşelisiniz, Sayın Culduz, hayırdır?

-Ben sevinmeyeyim de kimler sevinsin, Ferhunde HanımCIĞIM? “Ellerimle büyüttüğüm/ Solariken dirilttiğim” blog kategorisindeki bolluk ve bereket göğsümü kabartmakta, beni anlatılmaz sevinçlere gark etmekte… Dile kolay; 6 koca senemi vakfetmişim ben bu kategoriye… Semeresini alıyoruz yavaş yavaş.  Ben şimdi huzurunuzda bir “çökertme” oynasam ne lazım gelir?

-Gerçekten de bu kategori şu sıralar oldukça faal. Pek çok üye “ENLER” sıralaması yapıyor şu sıralar.

-Yaparlar tabii Ferhunde Hanım; medeni gösterdik! E yorum ve tık açısından “getirisi de” fazla, neden yapmasınlar? Arkadaş tutmuş; “2012’de Ümit veren Blog yazarları” başlığı atarak 40-50 tane isim saydırmış. “En İyiler” demiyor dikkatinizi çekerim; “Ümit verenler” diyor. “Tek seçici” de kendisi, “takdir eden” , yani “en tepede olan” o, dolaylı olarak.

-E ne var bunda?

- İşte bu soruyu sormadan önce hemen o arkadaşın sayfasını incelemek lazım. Arkadaş bol keseden 4o-5o üyenin ismini sıralamış ama bu arkadaşların bir tekini bile sayfasında önermemiş. Vaz geçtik öneriden, bunların çoğuna “yorum” bile yazmamış. (Toplam 25 kişiye 47 tane yorum yapmış şimdiye kadar.) Ama ilginçtir; “ümit verenler” diye nitelediği bu arkadaşların hepsinden yorum almış.

- İyi de Sayın Culduz; bu tür enler listesinde yer alan üyeler şikâyetçi değiller ki! Bilakis sevinip teşekkür ediyorlar. Buna ne diyeceksiniz?

- E ben de oturup “En rezil açlık beğeni açlığıdır” diye yazılar yazıyorsam sebepsiz yazmıyorum tabii. Karganın peyniri bolsa tilki ne yapsın?  Sizin dediğiniz gibi şikâyetçi olan yok! Dananın da kuyruğu burada kopuyor zaten! Zurna burada zırtlıyor! Demek ki böyle “motive” edici, “ego” tatmin edici uygulamalara büyük ihtiyaç var. “Yalan da olsa sev/beğen beni” beklentisi varsa tilkiler aç kalmaz tabıyatıynan!

-Bir samimiyetsizlik var, diyorsunuz yani?

-“Samimiyetsizlik” dersek pek hafif kalır. Bana bir üye mecazi de olsa “Oltama takıldın” dese “hakaret” telakki ederim. Ne demek oltama takıldın? Ben “balık mıyım” yahu?

-Oltama takıldın diyor ama yazıyı da öneriyor ama ya?

-Aman! Eksik olsun! Görüyoruz işte önerdiklerini.  “Sen,ben, bizim oğlan” hesabı! Hem sonra 6 seneden beri yeni mi aklına gelmiş yazı önermek?  Daha önceleri nerelerdeymiş? Daha önce başka isimle yazarken niye önermemiş?

- Üyelerin sayfalarında “önerilerim” bölümü var, bu bölüm fazla kullanılmıyor, neden?

-Götürüsü getirisinden fazla da ondan.  Diyelim ki benim oltama (atıyorum) Verol veya (yine atıyorum) Bahtiyar isimli üyeler takıldı ve ben onları veya yazılarını önerdim. Onlar  benim sayfama uğrayacaklar daaa, onları önerdiğimi görecekler deee, uzun hikâye yani. Tutup da onlara “Ben seni sayfamda önerdim Sayın Vışık, veya Sayın Kelek” diye mesaj atamam ki!

-Götürüsü fazla olur, dediniz?

-Fazla tabii, falanca üyeyi veya yazısını “sayfanızda ”önerseniz, önermedikleriniz size küser. Tık ve yorum kaybı demektir bu. Götürüsü getirisinden fazla olur haliyle. Ama düzenli olarak kırkar, ellişer kişilik listeler yapmak ve bunu düzenli bir şekilde sürdürmek daha akıl karıdır. E bizim milletimiz de akıllıdır.

-Gördüğüm kadarıyla işi şakaya vuran “enler” listeleri yapılıyor. Buna ne diyeceksiniz?

- Şaka olmasına rağmen bu tür listelere de “Ay çok teşekkür ederim, beni mutlu ve motive ettiniz” yorumları geliyor, değil mi? Ne diyeceğim efendim; oturup ağlayacak halim yok tabii bu “hazin” duruma.

-Maalesef öyle!

-Bence tencere yuvarlanıp kapağını buluyor, Ferhunde Hanım.

- Peki, neden bu tür yöntemlere başvuruluyor sizce?

-Daha önce de belirttiğim gibi sitemizde “para” geçmiyor Ferhunde Hanım. Ama bir şekilde “yorum” borsası oluşmuş durumda. Tartışma yaratıp  “yorum” toplamak zahmetli bir iş. Bilgi ve birikim gerekli… Ama bizim pratik zekâlı insanımız buna da bir çözüm bulmuş ki ben onları okuduğum her yazının altında yer alan yorumlarından tanıyorum. Ya böyle “Enler” listeleri hazırlayacaksın ya da her yazıya yorum göndereceksin. Bol yorum almanın yöntemleri bunlar. “Paylaşımınızı beğendim, beni aydınlattınız ve iyi ki varsınız. Sevgilerimle vs.” diye çift vardiya çalışacaksın işte!

-İyi ama böyle yorum olmaz ki?

-Bal gibi olur efendim! Haaa! “Nasıl olur” derseniz hemen o “yorumcu” arkadaşların sayfalarını incelemeniz gerekir. Mesai başlar başlamaz öncelikle kendine bir çay veya kahve söylemiştir.  Sonracığıma efendim açmıştır “devlet veya özel malı” bilgisayarını ve girmiştir MB’nin ana sayfasına. Ana sayfadan akıp giden yazıları okumasına zamanı yoktur. Hoş; okumasına gerek de yoktur. “Paylaşımınızı beğendim, müsaade edin de üleşeyim” yorumları her yazıya uyar malumunuz!

-Allah Allah, çok ilginç! E peki nereden biliyorsunuz?

-Nereden bileceğim; sayfasını takip ediyorum, hem de naklen! Başlar yorum yazmaya… Yorum yazdığı saatler çok ilginçtir. 9:15, 9:17, 9:18, 9:21… Sizin anlayacağınız iki dakika arayla yorum yapar ve saat 1o gibi biraz ara verir ve beş on dakika esas işiyle meşgul olur. Öğleye kadar en az 2o yorum yazıp bir de yorumlarına gelen yanıtları okumuştur. Öğleden sonra da kendi yazısını yayına verip gelecek yorumları bekler. Zaman dediğiniz nedir ki zaten, pırt diye geçer ve paydooooos! Saat 17 olmuştur.

-Bütün bunlar mesai saatinde mi oluyor, Sayın Culduz?

- Ne sandınız Ferhunde Hanım? Elbette mesai saatleri dahilinde oluyor! Saat 17'den sonra sitemizde in cin top oynar, bilmiyor musunuz? (Mesai saatlerinde okey oynayan arkadaşları tenzih ederim tabii.)

- E peki, siz niye bu tür konularla ilgileniyorsunuz? Aşk, siyaset falan yazsanıza!

-Amaaan Ferhunde Hanım. Yani böyle eğlenceli, böyle bilgilendirici, böyle eğitici bir mecra bırakılır da aşk, siyaset gibi delik deşik olmuş konularla vakit kaybetmek olur mu? Bu dediklerinizi “herkes” yazıyor zaten. Kaldı ki benim daha bu siteye üye olmadan önce belirlediğim çizgim bu! Hakkımda bölümünde açık açık yazmışım. Bu “hazine” bırakılıp da gidilir mi?

-Yani en sonunda kovulacaksınız bu siteden, onu mu istiyorsunuz?

- Son ihtarı aldık zaten Ferhunde Hanım. Ama bence kovulmaya bile değer bu uğraş.

Peki, Sayın Culduz, teşekkürler.

-Ben teşekkür ederim efendim.

Önemli Not: Yazı başlığına acıcık aşk meşk serpiştirdik, inşallah tıklara yansır bu durum!

 

 
Toplam blog
: 312
: 1658
Kayıt tarihi
: 10.02.07
 
 

Önceleri konuşurdu insanlar, "yazmak", sonraların işi... Duygu ve düşüncelerimizin yanı sıra gözl..