Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '10

 
Kategori
Siyaset
 

Yalanlar Üzerin Devlet İnşaası Olur mu?

Yalanlar Üzerin Devlet İnşaası Olur mu?
 

Alışkanlıkları kısa zamanda terk edememek hayatın şaşmaz kurallarından birisidir. O alışkanlıklardan arınabilmek ve yeni bir takım alışkanlıklar kazanabilmek için, olağan üstü bir çaba içerisine girmek gerekir. Ama en önemliside o alışkanlıklardan arınabilmek için istekli olmak gerekir.

Özellikle AKP iktidara geldikten sonra yaşanan süreçte, devletin o kendisine has yapısında, bir dizi değişikliklerin yaşandığına tanıklık ediyoruz. Devlet organizasyonunu bir değişim sürecine sokan AKP iktidarı, karşısında, devletin “âli menfaatleri” kisvesi altında, olmadık numaralar çeviren bir takım statükocu çevreleri buldu. Kolay değil pek tabiki. Bu çevrelerin Cumhuriyet tarihi boyunca edinmiş oldukları alışkanlıkları vardı ve bu zaman dilimi içerisinde kimse bu kişi ve kurumlara laf etmiyordu. Bu çevrelerin tekerine çomak sokmuyordu. Ve bu çevreler o denli şirazesinden çıkmış işler çevirdilerki, nasıl olsa kimse hesap sormuyordu ve es kaza laf ola beri gele hesap sorulması halinde ise muhatap şayet asker ise Askeri Mahkemede aklanıyor ve o Askeri Mahkemenin aklama operasyonuna Askeri Hastanelerde teşne oluyordu. Şayet işin içerisinde bir sivil varsa ve o sivil, devletin âli menfaatleri kisvesini kendisine düstur edinmiş bir çevredense, hukukun labirentleri içerisinde dolaşılıyor ve hukuk bir şekilde kitabına uydurulmak sureti ile o muhatap, aklanma operasyonuna tabi tutularak, keyfe keder hayatını sürdürmeye devam ediyordu.

Lafı eğip bükmeye gerek yok.

Şirazesinden çıkmış olan bu devlet organizasyonu, kansere bezenmiş bir hale dönüşmüş durumda. Elinizi nereye atsanız, elinizde kalıyor. Bu yapısı ile devletin ayakta kalması zaten mümkün değil. Düşünün bir defa, bu topraklarda 17500 faili meçhul cinayetten bahsediliyor. Dile kolay. Bu insanlar kim tarafından ve niçin yok edilmiştir? Böyle bir somut durumun varlığı bile devletin organizasyonunu tartışmaya açar ve bu devletin tüm alışkanlıkları ber taraf edilmek sureti ile yeni bir yapılanma süreci başlatılır.

Şu anki gelişmelerin özündede var olan gerçek bundan ibarettir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin organizasyonu iflas etmiştir. Bu iflasın bir tek eksik kalan yanı bunu ilan etmektir ve yeni bir yapılanma süreci başlatmaktır. Bu yapısı ile bu devlet, halkına mutluluk veremez. Yirmi bine yakın faili meçhulünün izini sürememiş ve suçlularını yakalayamamış bir devlet bu hali ile yurttaşlarının geleceğini güvence altına alamaz. Devletin bu halini türlü kiseve-i laf edebiyatları ile sürdürmeye çalışan çevrelerin, bu alışkanlıklarını terk etmesi elzemdir. Bu çevrelerin suratına daha kaç şamar inmesi gerekiyor bir takım gerçekleri görmeleri ve alışkanlıklarını terk etmeleri için?

En son yaşanan “Balyoz Darbe Planı” çerçevesinde ortaya çıkanlar sizleri çok mu şaşırtıyor?

Nedense beni hiç şaşırtmıyor.

Hürriyet’ten Metehan Demir’in haberinden öğreniyorzuki, 1.Ordu Komutanı Çetin Doğan’ın, 2003 yılındaki semineri yönetirken, yasal çerçevenin dışına çıktığına dair belgenin altında, şimdinin Genelkurmay Başkanı, o dönemin Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un imzası varmış.

Belgeye göre, seminerin özel bölümünde, Orgeneral Çetin Doğan’ın oturumu yönetirken, resmi ve yasal çerçevenin dışına çıktığına dair ciddi çekince ve eleştirilerde bulunuluyor. İlker Başbuğ bu belgeyi, Aytaç Yalman’ın Kara Kuvvetleri Komutanı ve Hilmi Özkök’ün Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde hazırlamış.

Bu gelişmenin üzerine bilemiyorumki, bizim memleketin kallavi memleket severi Beyaz Türkleri nasıl bir kılıf bulma yarışına girişecekler?

Sanırım buda kesmez memleketin Beyaz Türkleri’ni.

Bir başka kangren meselesine gözümüze dikelim ve 2009 yılının 27 Mayısında yaşanan trajedinin gelmiş olduğu boyutu buraya taşıyalım.

Hakkari’nin Çukurca ilçesinde mayın patlaması sonucu 7 asker şehit olmuştu. Soruşturmayı yürüten savcılığın, mayınların menşeinin MKE yapımı olduğunu söyleyerek bu mayınların TSK’ya ait olduğunu ileri sürüyor. Van Cumhuriyet Başsavcılığı, Tuğgeneral Z.E. Tümgeneral G.K ve diğer sorumluların “taksirle birden çok kişinin ölümüne sebep olmak” suçundan cezalandırılmalarını istiyor. Tugay Komutanı Z.E. ile Tümen Komutanı G.K. arasında mayının askerî birliğin sevk ve idaresinden sorumlu kişilerce güvenliği sağlamak amacıyla döşenmiş. Sonuç malum, askerler şehit oluyor ve bu sorumluluktan kurtulmak amacı ile bu yaşanan trajedi PKK’nın üzerine atılıyor.

Van Cumhuriyet Başsavcılığı 02.07.2009 tarihinde, Jandarma Van Bölge Kriminal Laboratıvarı’nın uzman raporuna göre;

“Olayda patlayan mayının hazırlanmasında MKEK tarafından üretilen 120 m'lik MOD 209 havan mühimmatı kullanıldığı tespit edildi. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nca yapılan idarî soruşturma evrakına da yer verilen görevsizlik kararında şöyle denildi: "Olay günü intikali gerçekleştirilen askerî birliğin güvenliğini sağlamak amacıyla, geçiş güzergâhı ve konuşlanacak üs bölgesi çevresine ilgili komutanların emri ile 'özel alarm ikaz sistemi' olarak nitelendirilen el yapımı patlayıcı maddeler yerleştirildiğine, bu patlayıcı maddelerin içerisinde genellikle 50-1500 gram arasında TNT ve C4 tipi patlayıcılar bulunduğuna, yine bu tip patlayıcı madde düzeneklerinde 3-4 adet pil kullanıldığına, söz konusu patlamanın da askerî birliğin sevkinin sağlandığı güzergahtan sapıldığı noktada gerçekleştiğine dair bilgiler bulunduğu anlaşılmıştır."

Dikkat ederseniz yalanlar üzerine, kumpaslar üzerine oturtulmuş bir devlet nizamı var ortada. Hoş bu duruma devlet nizamı demek mümkünse tabi. Şirazesinden çıkmış onca olayın ardından, halen devletin âli menfaatleri safsatasının arkasına sığınmanın bir esprisi var mıdır? Her şey ayan beyan ortada. Yalanları ortaya çıktıkça, kimsenin yüzüne bakamayacak hale gelecekler ve kendileri istemesede o alışkanlıkları değiştirmeyi, bir şekilde bu gün insanlığın gelmiş olduğu nokta, bu kesimlerin alışkanlıklarını bırakmalarını sağlayacak.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..