Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Aralık '08

 
Kategori
Siyaset
 

Yanlış hesap bu defa yüksek yargıdan döndü: AKP'yi kapatma delili Ergenekon delili olacak!

Yanlış hesap bu defa yüksek yargıdan döndü: AKP'yi kapatma delili Ergenekon delili olacak!
 

Danıştay davasını gören Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, dava görülürken başlayan Ergenekon soruşturmasına rağmen, yangının önünden mal kaçırır gibi, bir numaralı sanık Alparslan Arslan'ın ifadeleri doğrultusunda, aceleyle kararını vermiş ve olayı türban karşıtlığına bağlamıştı!

Bu karar AKP'yi iktidardan uzaklaştırmanın en önemli dayanağı olmuştu...

Nitekim karardan kısa bir süre sonra, Yargıtay Başsavcısı'nca Anayasa Mahkemesi'nde açılan AKP'yi kapatma davasının delilleri arasına, henuz kesinleşmemiş olmasına rağmen, bu karar da girmişti!

Bütün siyasi stratejisini 28 Şubat'ın tekerrürüne bağlayan Baykal da, mal bulmuş mağribi gibi, bu karara sarılmıştı...

O da "işte elimizde mahkeme kararı, daha ne bekleniyor ki!" demeye getiriyordu.

O kadar ki; Danıştay davasıyla Ergenekon arasındaki somut delilleri ve bağlantıları irdelemeye çalışanların ağızlarını kapatıyor "mahkeme kararını verdi, olay aydınlandı, daha ne konuşuyorsunuz!" diyordu.

Baykal, AKP kapatma davasına delil olan bu davanın bu şekilde kapanıp gitmesi için elinden geleni yapıyordu.

Oysa, esas mesleği avukatlık olan Baykal'ın yerel mahkeme kararlarının kesin karar olmadıklarını en iyi bilecek durumda olması gerekiyordu!

Ama o, siyasi hesapları için, yerel mahkeme kararını, kesin kararmış gibi, olay bitmiş gibi, üstün hitabet ve ikna yeteneğiyle her konuşmasında kullandıkça kullandı...

Hatta 14 Temmuz 2008 günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın Ergenekon iddianamesini açıklarken "Danıştay davasının sanıklarının azmettiricileri Ergenekon zanlılarıdır" şeklindeki açıklaması bile Baykal'ı yolundan döndüremedi. Tam aksine onu, kendi ifadeleriyle, Ergenekon'un avukatı konumuna getirdi.

Baykal'a göre Ergenekon iddianamesi iktidarın yönlendirmesiyle hazırlanmıştı ve iktidarın tezlerini içermekteydi!!!

Oysa Danıştay davasıyla Ergenekon arasında güçlü bağlantıları ve şüpheleri gösteren somut deliller ve iddialar söz konusuydu.

Ümraniye ve Eskişehir'de, emekli askerlerle ilgili evlerde bulunan el bombalarıyla Cumhuriyet gazetesine atılan bombaların seri numaralarının aynı olduğu iddia ediliyordu...

Ve yine Danıştay davasının bir sanığı Ergenekon bağlantılarını itiraf etmişti. Başka bir sanık vekili de soruşturmanın bu yönde genişletilmesi için talepte bulunmuştu.

Ceza Usul Hukuku'na göre de ceza davalarında bütün deliller incelenmeden ve bütün şüpheler giderilmeden kararın verilmemesi gerekiyordu...

Ama Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, başlangıçta da belirttiğim gibi aceleyle kararını verdi ve "sanıkların türban konusunda istedikleri gibi davranmayan kurumlara saldırdığından bahisle cebir ve şiddetle Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs" şeklindeki hükmünü verdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın "Danıştay davasının sanıklarının azmettiricileri Ergenekon zanlılarıdır" açıklamasından sonra ben de 20 Temmuz 2008 günü "Danıştay davası bir hukuk skandalı mı?" başlıklı yazımı yazmış ve Danıştay davasındaki gariplikleri ve usulsüzlükleri ayrıntılı bir şekilde açıklamıştım.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=120129

Ergenekon iddianamesinden de anlaşılacağı gibi Danıştay davası Ergenekon davasının en önemli deliliydi. Bu delilin ortadan kaldırılması Ergenekon davasını boşlukta bırakabilecekti. Ya da bir takım hukuki sorunlara ve cevabı verilemeyen sorulara neden olacaktı.

Neyse ki bu defa yanlış hesap yüksek yargıdan geri döndü.

Danıştay davasındaki ilgili tarafların temyiz talepleri ve zaten de, davanın mahiyeti gereği re'sen temyiz incelemesine tabi dava olması sebebleriyle dava temyiz için Yargıtay 9. Dairesi'ne geldi.

AKP kapatma davası için Danıştay davasını delil olarak gösteren Yargıtay Başsavcısı da bu defa kararın bozulmasını ve Ergenekon'un bütün delillerinin ve ifadelerinin getirtilerek yeni bir karar verilmesini talep etti.

Ve nihayet Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararını verdi;

Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırılarla ilgili Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 8 sanık hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararı oy birliğiyle bozdu.

Daire kararında "Tüm dosya kapsamına göre sanıkların mensubu bulundukları iddia edilen örgütün niteliği, atılı suçların vasfının belirlenmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesi yönünden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce açılan Ergenekon davası ile bu dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun iddia edilmiş olması karşısında öncelikle davaların birleştirilmesinde zorunluluk olduğuna" işaret etti.

Gelinen noktada Danıştay davası yeniden Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin önüne gelecektir. Mahkeme ya eski kararında direnecek, ya da bozma kararına uyacaktır. Direnmesi halinde dava Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gelecektir. Uyması halinde de davaların hangi mahkemede birleştirileceği sorunu yaşanabilecektir. Bu konuda bir ihtilaf ılması halinde son sözü yine Yargıtay söyleyecektir.

Bozma kararına uyularak davaların birleştirilmesi halinde özetle aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkacaktır;

1- Başlangıçtaki izdiham nedeniyle, oluşturulan mahkemenin fiziki yetersizliği konusunda büyük tartışmaların yaşandığı Ergenekon davasının Silivri'deki adresi Ankara'ya taşınabilecektir.

2- Davaların birleştirilmesi halinde, Danıştay davasının sanıklarından Osman Yıldırım, Danıştay davasındaki itirafları sebebiyle itirafcı konumuna gelecek ve cezası 9 yıla düşebilecektir.

3- Bozma kararının en önemli sonucu tabii ki; AKP kapatma davasının delillerinden olan Danıştay davası artık Ergenekon'un bir numaralı delili haline dönüşecektir.

Haber Milliyet İnternet gazetesinden

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..