Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '10

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Yanlışın neresinden dönülse kârdır

Yanlışın neresinden dönülse kârdır
 

Oturup düşünüyorum çoğu zaman. Biz hiç mi ders almayacağız yanlışlarımızdan? Bu memleketi kurtaran da batıran da bizler olmadık mı? Durup bir nefes almaya ihtiyacımız var şu günlerde. Bu topraklar bize lâzım mı? Biz gerçekten bu toprağın çocukları olarak barış, kardeşlik, huzur içinde birlikte yaşamak istiyor muyuz? İstiyorsak ve samimiysek bu konuda dönüp tarihe bakmamız gerekiyor.
Ne yazık ki tarihimizi de sakladılar bizden. Tarih dersinden nefret ettirdiler. Bir dolu savaş ve antlaşma maddeleriyle doldurdular tarih kitaplarını. Savaş tarihlerini ve anlaşma maddelerini kelime kelime ezberlememizi istediler. Ezberledik sınıfı geçecek kadar ve sonra unutup gittik her şeyi.

Sahi ne biliyoruz Osmanlı’nın çöküşüne ilişkin? “Kapitülasyonlar” der geçeriz. Çok gerilere gitmeye gerek yok. Cumhuriyet tarihini de doğru dürüst öğretmediler bize. Atatürk’ü de ne yaptığını da bilmiyoruz çoğumuz. Bildiğimiz saçları sarıydı, gözleri maviydi, içki içerdi ve bu yüzden erken öldü gibi şeyler. Dincinin, ırkçının, sağcının, solcunun Atatürk’leri ayrı ayrı oldu hep. Soner Yalçın “O bir ‘kalem’ idi” başlığı ile bir yazı yazdı. O yazıyı Odatv isimli internet sitesinde okuyabilirsiniz. Osmanlı’nın çöküş sürecine değiniyor. 1923 yılından 1938 yılına kadar milli devletin yaptıklarını özetliyor.

Elbette Osmanlı yöneticileri çöküş sürecini durdurmaya çalıştı. Ama çöküş sürecinde kurtuluş reçetelerini çöküş sürecini planlayanlardan aldı. Durumu düzelteceğiz diye attıkları her adım sorunu daha da büyüttü. Ve Osmanlı kaçınılmaz sonla karşılaştı. Peki, Batı’nın alacağına ne oldu. Batı Osmanlı’ya verdiği borcu kuruşu kuruşuna genç Türkiye Cumhuriyeti’nden geri aldı. Yabancı şirketlerin elindeki madenlerin, demiryollarının bedelini ödemek yine halkımıza düştü. Tam ulusal bağımsızlığımızı güvence altına alıyorken Atatürk’ümüzü kaybettik. O’nun ölümüyle birlikte Türkiye yeniden emperyal güçlerin tuzağına düştü. Milliyetçilik içi boş bir kavram haline getirildi. Sözde milliyetçiliği ve Müslümanlığı kimseye bırakmayanların yönetimindeki Türkiye milli devlet olmanın koşullarını bilerek veya bilmeyerek es geçti.

Geldiğimiz noktada Türkiye müthiş bir borç sarmalının içindedir. Şu an yaşananlar Osmanlı’nın çöküş sürecinde yaşadıklarının neredeyse aynısıdır. Türkiye’de yaşayan her aile çokuluslu şirketler tarafından haraca bağlanmıştır. Bunu görebilmek için aylık harcamalarınıza bakmak yeter de artar bile. İçinize karartmak istemem ama Türkiye’deki işsizlik ve yoksulluk geçici bir durum değil kalıcıdır. Tıpkı Ermenilerle yaşanılan sorunların bir benzerinin Kürtlerle de yaşanabileceğinin emareleri ortadadır. Bu topraklarda nasıl var olunabileceğine dair işareti M. Kemal Atatürk ortaya koymuştur. Şimdi o işaret göstericiyi silmeye, yok etmeye çalışıyorlar. Kemalizme düşmanlık bu nedenledir. Sağcısıyla, solcusuyla şapkamızı önümüze koyup düşünmenin, özeleştiride bulunmanın tam zamanıdır. Kabul etmeliyiz ki hepimiz geçmişte yanlışlar yaptık. O yanlışlar yüzünden olan milli devletimize, bağımsızlığımıza, halkımıza, kendimize oldu. Şimdi “Yanlışın neresinden dönülse kârdır.” dememiz gerekiyor. Aksi halde daha büyük bedeller ödemek zorunda kalabiliriz.
 
Toplam blog
: 114
: 860
Kayıt tarihi
: 29.12.06
 
 

Osmaniye Düziçi doğumluyum. Sınıf öğretmenliği, ilköğretim müfettişliği, il milli eğitim müdürlüğ..