Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '09

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Yaratılmış olanlar

Yaratılmış olanlar
 

akıl ve zeka


Kamil İnsanlar;

Anne karnında karanlık ve su içinde beslenip gelişimimizi tamamlamayı bekleriz. Geçen bu süre içinde içeriden dışarıyı dinleriz, hissederiz ve dışarıyı merak ederiz. Sonra bir an gelir artık orada kalmamızın sakıncalı olduğunu ve dışarı çıkmamızı isterler gelip bizi zorla dışarı çıkartırlar. Aynı dünyanın gelişimindeki evreler gibi bizde yaşadığımız gelişmemizi tamamladığımız karanlık, su ile dolu bir dünyadan, aydınlık ve havadaki oksijeni canlıların yaşamasına uygun oranda başka bir Dünya’ya adım atmış oluruz. Dünyamızın yaratılışı esnasında ki evrelerde de ilk önce canlıların yaşamasını sağlayacak bir atmosfer yoktu. Zaman içinde dünyamız da evreler geçirdi bitkiler çoğaldı oksijen miktarı canlıların solumasına yaşamasına olanak sağlayacak düzeye çıktı ve sonra canlılar meydana geldi.

Doğduk ve sonra başlandı bizden önce yaratılmış olanlar tarafından yön vermeler, yol göstermeler, ders vermeler, öğütler, örnekler, bilgiler, eğitimler tabi buna ilave bir de genlerden gelen bazı yetenekler veya özellikler eklenince bir de bakmışsın ki yaratılmış olan biz insanlar, kendine göre bazı karakterlere sahip kişilere dönüşmüşüz.

Evet insanın kromozom yapısı doğduğunda neyse ölene kadar değişmez ama aklı zekası geliştiği müddetçe kendi yapısı yaşantısı, karakteri veya bir takım kabiliyet özellikleri gelişim gösterir. Kişisel gelişim süreci ve kültürü aynı zamanda bir yüksek ahlak inşasıdır. Gelişimini tamamlamış insan kâinatta, ruhuna, nefsine, öfkesine, hırsına, iradesine yenik düşmemeyi, bunları kontrol altında tutmayı becerebilen insandır.

Akıl Nedir? “aklı”, insanda bulunan vücuttaki yeri keşfedilemez, anlama, düşünüş ve de idrak zekânın merkezi olarak görebiliriz.

Akla yön ve nitelik kazandıran vasıta aslında olgunluktur. Kişi kendini tanıdığı süreçte de olumlu nitelikler kazanır.

Konfüçyüs zamanında ne demiş;

<ı>İnsan, söyledikleri ile yaptıkları arasında ne derece tutarlı olduğunu, kendi kapasitesine olan güvenini sorgulamalı ve daima kendini geliştirmek için gayret sarf etmelidir.

<ı>Bilgi olmadan ne insanlık, ne dürüstlük, ne cesaret, ne de kuvvet gerçek anlamda faydalı olabilir. Aksine sadece çevremize zarar verir.

Akıl insanı diğer yaşayan canlılardan varlıklardan ayırt eder. Akıl, bilim ile gerçeği aramakla mükemmeli aramış olur. Yaşantımızda bilgiyi kullanarak aklımız bize yol gösterir. Aklı besleyen kaynak bilgidir. Bilgi zekâmız tarafından işlenir, geliştirilir, çeşitlendirilir ve kendince en doğru olanı seçerek kullanır. Bilgi , her insanın kendi kapasitesi oranında işlenir. Beynimizi bir süngere benzetirsek her bir kişi o süngeri su dolu kovaya batırıp suyu emdirsin hepsi farklı oranda su emdirmiş olur. İşte beynimize yüklenen bilgi aklımızda kalma süresi ve miktarı farklı olur.

<ı>Konuştuklarından çevrene faydalı bilgiler aktarabilmek için, eğittiğin insanların kapasitesini göz ardı etme<ı>

Gerçek şu ki bilgi çağında muhtelif bilgiler alarak akıllanan insanlar aldıkları bu bilgilerin ışığında zekâlarını kullanarak gelişim gösteriyorlar. Gelişim gösterenler ise her şeyi kabullenen kişilerin bir iki adım önüne geçiyor ve yöneten sınıfına giriyorlar. Yönetilenlerle yönetenler arasında bariz fark alınan bilginin akıllı kullanılıp kullanılmadığı kişiliğimizin gelişim gösterip göstermediğinden dolayı oluşan farktır. Bilgiyi alalım aklımıza yerleştirelim ve zekâmızla onu işleyip kullanalım gelişim göstererek kâmil insan olmaya çalışalım…

<ı>Bildiğini bilenin arkasından gidiniz,
Bildiğini bilmeyeni uyarınız,
Bilmediğini bilene öğretiniz,
Bilmediğini bilmeyenden kaçınız
<ı>

<ı>

Erhan Sirekin

 
Toplam blog
: 55
: 4108
Kayıt tarihi
: 27.06.08
 
 

Genç emeklilerden olup, hayat denen tiyatro içinde rol alan bir oyuncu gibi yaşamın kıymetini bil..