Yargı ve çifte standart…

Aslında en son düşünülecek bir durum bu, yani yargıda çifte standart olabileceği ve düşünülmemesi gereken bir olgudur. Erkler arası denge ve ahenk bozulmadığı sürece de bunun düşünülmesi imkansız bence…

Ancak dün akşam izlemiş olduğum bir tv programında emekli albay Erdal Sarızeybek bir soru sordu ve bu soru neticesinde şahsen ben yargıda bir çifte standart olduğu kanısına vardım….

Ne demişti sayın Sarızeybek; iki farklı hukuki olayı tıpkı bir akademisyenin ders anlatır gibi anlattığı iki farklı olay özellikle ve en azından beni yargıda çifte standart olduğu kanısını uyandırdı….

Olaylardan birisi halen İstanbul’ da görülmekte olan bir dava ve aynı zamanda soruşturması ek iddianamelerde devam eden sözde terör örgütü davası, yani Ergenekon davası, şu an yüze yakın tutuklu ve iki yüze yakın tutuksuz sanıklı bir dava ve dalga dalga devam eden bir soruşturma ile başlangıcı veya nerelere kadar uzanacağı belli olmayan ve davayı açanlarla dava açılanlar henüz ortada bir şeyin olmadığını ve bir terör örgütünün yaptığı veya yapacağı olayların netlik kazanmadığı bir dava..

Diğeri ise 1999 da yapılmış sonuçlanmış oda bir terör örgütü davası, ancak yargılanan tek kişi soruşturulan tek kişi ve ceza alan tek kişi kanlı terör örgütü pkk lideri bölücü başı tek başına İmralı’ da yatıyor. 1980 li yılların ilk yarısından itibaren asker polis sivil halk öğretmen.. ayrımı olmadan on binlerce kişinin kanını döken bir örgüt söz konusu iken, sadece tutuklanan ve yargılanan ceza alan tek kişi!!!

Şimdi bu iki davaya bakınca iki davada terör örgütü davası ama ortada bir gariplik var birinin arkasında onlarca binlerce ölüm yok ne var sadece varsayımlar ve olması muhtemel ve olacağı da şüpheli darbe, hükümeti yıkma kaos yaratma ve benzeri durumlar var. Bulunanlar daha doğrusu henüz daha kime ait olduğu bile belirlenemeyen mühimmatlar ve göz altına alınan ünlü simalar ve ne olduğu henüz belirlenemeyen bir ruh hastasının söyledikleri davanın temelini teşkil etmektedir. Halbuki diğer davada ölenler öldürenler ve silahlar, her şey ortada ancak tek bir sanık içerde….

Peki sayın Sarızeybek’ in de sorduğu gibi eli kanlı terör örgütünün nerde arşivi, nerde kurmay heyeti, nerde bu örgütün sivil toplum örgütü adı altındaki uzantıları, parlamentoya kadar giren uzantıları nerde neden bunlar soruşturulmadı ve araştırılmadı, diğer davada klasörlerce belge bilgi varken, diğerinde ne var?

Yargıdaki bu gariplik ister istemez insanda şüphe uyandırıyor. Acaba çifte standart mı var?

Hatta bu sadece yargıda mı? Mesela bakıyorsunuz büyük şehirlerin sokakları bugün oto park mafyaları ile dolu ve devlet bu sokaklara hakim değildir. Daha önceden ülkücü kökenli olarak değerlendirilen ve yer altı dünyasının ünlü isimlerinin hepsi belki de tesadüf ama içerde iken bu sefer ortalıkta kürt kökenli mafyalara sanki birileri yol verdi…..

Bütün bunlarda gösteriyor ki yargıdan başlayan bu çifte standart hep verilen tavizlerin bir sonucu olsa gerek ve taviz sürekli yeni tavizleri doğurmaktadır. Devlet eli ile tv kanalı açarsanız, buradan sonra sizden istenecek federasyondur…….

Sonuç olarak ABD nin hem yeşil kuşak projesi ve hem de Büyük orta doğu projesi uygulamada oldukça da gerek ayrılıkçılar ve gerekse ümmetçiler eli ile gidilen yol yol değildir. Şair Mehmet akif Ersoy’ un dediği gibi Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın ………..