Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ocak '12

 
Kategori
Güncel
 

Yargıda reform(!)a herkes neden karşı?

Yargıda reform(!)a herkes neden karşı?
 

Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner…

Ne kadar güzel bir söz değil mi?

Farkındaysanız bu günlerde herkes yargıyı tartışıyor…

Hiç kimse hukukun üstünlüğünden falan bahsetmiyor. Daha önceleri üstünlerin hukukundan bahsedenler ise günümüz yargısına bir mazeret bulmak için çabalayıp duruyor.

İktidar kanadının belli bir kesimi yargının verdiği kararı, bıyık altından gülerek, zevkten dört köşe olmuş vaziyette izliyor. Bir kısmı da; bir gün bu kılıcın kendilerine döneceğinin farkında ve yargı kararlarını ufaktan ufaktan eleştiriyor.

Örneğin; Hrant Dink davasında verilen karar! Mahkeme heyeti ile iddianameyi hazırlayan savcı birbirine giriyor. Sahalara inen on binler mahkemenin verdiği kararı eleştiriyor! İşin garibi, kararı veren mahkemenin başkanı da verdiği kararı eleştiriyor ve yeterli delilin toplanmadığı, örgütün tam olarak ortaya çıkartılamadığı için iddianameyi hazırlayan savcıyı suçluyor.

Hrant Dink’in davası ülkedeki adalet sisteminin hangi ellerde olduğunu açıkça gösteriyor! İnşallah bu vesile olur ve ucu açık davadan yargılananların davaları öyle veya böyle sonuçlanır, insanlar suçlarını bilmeden içeride yatmazlar.

Yargıda reform adı altındaki çalışmalar Adalet Bakanı tarafından kamuoyuna açıklandı. Bu sözde reform tasarısına hiç bir kesimden destek gelmedi. Uzman hukukçular, yargıda reform, yargıyı hızlandırmak adı altında savunmanın sesinin kısılmak istendiğini özellikle vurguluyorlar.

Yargıda reform tartışmaları sürerken, her kurumun çürümüşlüğü yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Örneğin futbol: Türkiye Futbol Federasyonu, Disiplin Kuruluna verdiği talimatla, Şike Davasında adları geçenlerin ifadelerinin alınmasını ve disiplin soruşturmasını bir an önce bitirmesini istemiş. Futbol Disiplin Kurulu da savunmaların bir an önce verilmesi için adları geçenlere birer davet gönderip, savunmalarını 20 gün içinde kuruma iletmelerini istemiş.

Yani Şike soruşturmasında adları geçen sanıklar, 20 gün içinde savunmalarını yazılı olarak hazırlayıp, TFF Disiplin Kuruluna verecekler. Netice itibarıyla; Disiplin Kurulu insanların ayaklarına gidip, her hangi bir şekilde ifade almayacak. Bu nedenle savunmalar için gönderilen davetler, futbol adamlarının kulüplerine gönderilmiş!

Ne var bunda demeyin! Örneğin; Aziz Yıldırım’ın savunması için davetiye Fenerbahçe kulübüne gidiyor! Tabi Fenerbahçe Kulübü de davetiyeyi almayıp, adres olarak Metris’i gösteriyor. Yani cezaevinde yatanların davetiyeleri kulüplerine gönderiliyor. Kulüpler davetiyeyi cezaevine gönderecek ve oradan savunma gelecek!

Görüldüğü gibi biraz özen isteyen hak ve hukuk kurallarına bile dikkat edilmiyor. Tıpkı Hrant Dink davasında, sanıklardan birisinin unutulduğu gibi!..

Hrant Dink davası topluma gösterdi ki; yargı sistemimiz iyice siyasallaşmış. Çıkartılan kanunlar, daha uygulamaya bile geçirilmeden birkaç maddesinde değişiklik yapılması bunun en güzel örneklerinden birisi. İktidara muhaliflerin her halükarda yargılandığı(!) bir zaman diliminde, ülkede ne kadar bölücü varsa barış ve demokrasi havarisi olarak gün yüzüne çıktı. Savcılar iktidara muhalifler için hemen harekete geçerken, maalesef onca bölücü eylem ve söylem için kıllarını bile kıpırdatmıyorlar.

Yargı sistemimiz öyle bir aşamaya geldi ki; birkaç öğrenci bir araya gelip, parasız öğretim ve YÖK’ün kaldırılmasını talep etimi, toplu olarak sorgusuz sualsiz örgüt kurmaktan içeri tıkılırken, gazeteciler örgüt üyeliğinden tutuklanırken, gerçek örgüt üyelerini sınırlarda “Kahramanlar” gibi karşılayıp, 7 dakikada yargılayarak aklıyoruz. Sonra Oslo’da terör örgütü üyeleri ile görüşenler hakkında her hangi bir soruşturma açılmıyor.

Sokakta bir araya gelen birkaç arkadaş örgüt üyeliğinden içeri tıkılabilirken, Hrant Dink’i öldürenler örgüt kapsamına alınmıyor!

Netice itibarıyla, ‘Adalet bir gün herkese lazım olur’ sözünü asla unutmamak gerekiyor.

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..