Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Yarım yaşanan sevda 1

Yarım yaşanan sevda 1
 

Liseyi yeni bitirmiş on sekiz yaşına basmıştı. Güzelliğinin doruk noktasına tırmandığı senlerdi.Memur bir babanın en büyük kızıydı ve çalışması gerekiyordu oda öyle yaptı. Kısa sürede de devlet güvencesinde bir iş bulmuştu. Babanın otoriter olması nedeniyle, Flörtü bile olamamıştı. Çalışma hayatına atılalı henüz iki sene dolmamıştı ve bir gün iş çıkışında arkadaşı ile birlikte alışverişe çıkmışlardı, tam mağzadan çıkmışlardıki ne olduğunu anlamadan arkadaşı, bir erkekle sarım gürüm olmuştu. Erkeğe, bakakalmıştı genç kız…! Arkadaşı tanıştırdı kuzeniydi ve epeydir şehir dışındaydı, Bulundukları şehre geldiğini, işe girdiğini ve artık bu şehre yerleştiğini, devrik cümlelerle anlatmaya çalışıyordu. Göz gözeydiler ve arkadaşını kız unutmuştu sanki, erkekte kuzenini unutmuş yalnızca anlatıyordu, Arkadaşı bir anda devreye girmiş ve” böyle cadde üzeri sohbet olmuyor hadi bir yere oturalım” demişti. Bir anda babası geldi kızın aklına ve kısık bir sesle “evden bekler şimdi olmaz” dedi. Ayrılmak için arkadaşını öptü ve erkeğe elini uzatmasıyla bütün vücudu elektriğe kapılmış gibi irkildi tekrar göz göze geldiler. Anlamıştı…! Karşısındaki erkek de aynı durumdaydı..yarım yamalak” iyi akşamlar” diyebildi.

Kız arkadaşı vesilesiyle görüşmeye başlamışlardı ve bu ilk görüşte aşktı. İkiside bunu anlamışlardı ve ikiside karalıydı bunu yarım bırakmayacaklardı. Söz verdiler birbirlerine yaklaşık bir sene sonra ailelerin tüm karşı koymasına rağmen evlendiler. Çok mutluydular ikiside bir yıl boyunca çevreyle o kadar savaşmışlardıki yorgun savaşçılardı adeta. Maddi problemlerden dolayı balayına bile çıkamamışlar hatta akıllarına bile gelmemişti balayına çıkmak. Ama çok mutluydular işte…!! Evliliklerinin sekiz ayını doldurdukları yaz eşi çok güzel bir sürpriz yapmıştı.Bir haftalığına bir otelden yer ayırtmıştı. Önce “altı aylık hamileyim nasıl olur” dediysede sevdiği adam ikna etmişti onu.Ve ömrünün sonuna kadar unutamayacağını hep on günleri yaşayacağını bilememişti geç kadın.

Nefis bir oteldi, Her şey çok güzeldi ve onlarda bunun tadını çıkarıyorlardı artık, dansa gidiyorlar sabahın dördünde kalkıp güneşin doğuşunu seyrediyorlar, yürüyüşlere çıkıyorlardı. Genç adam eşinin adını unutmuştu “Sevdam” diyordu.”Sevdam diye sesleniyordu.

“Evlenince aşk biter diyenlere inat”, birbirlerini tanıdıkça aşık olmuşlar, birbirlerini tanıdıkça sevdalanmışlardı sanki.

Tatil bitmiş eve, günlük yaşamlarına bıraktıkları yerden başlamışlardı. İkiside işten çıkınca buluşuyorlar, birlikte alışveriş yapıyorlar, birlikte mutfağa giriyorlar, hatta hafta sonu birlikte evi temizliyorlardı. İki ayrı beden ama sanki tek ruh olmuşlardı, bütünleşmişlerdi adeta.

Genç kadın hamileliğinin yedinci ayındaydı , sabah birlikte kalkmışlar el, ele işe gidiyorlardı. Sanki genç adam daha bir sıkı, sıkı tutuyordu elini genç kadının, yada ona öyle gelmişti. İşyerine gelmişler “hoşça kal sevdam, kendine ve bebeğimize iyi bak. Akşama görüşürüz” diyerek öpmüştü ve gözlerine öylece bakmıştı kadının… Cümlelerini gözleri teyit ediyordu sanki…! Ayrıldılar..

Genç kadın, öğleden sonra odasında çalışırken içinin daraldığını hisseti çok uzun bir gün gelmişti kendisine. “ne sıkıcı bir gün” diye düşündü. Odanın kapısında babası belirmişti. Oysa babası işyerine pek gelmezdi, Üstelik yüzüde allak bullaktı. “hayırdır baba” diyebildi. yüreği sıkıştı birden. Babası sarıldı kızına, “kızım eşin bir iş kazası geçirmiş ama iyi merak etme” dedi. Dünyası dönmüştü genç kadının artık bir şey hatırlamıyordu. Hatırladığı yalnızca ertesi gün yüzünü gösterdiklerinde İlk günden beri hep sevgiyle bakan ama şimdi derin uykudaymış gibi kapalı gözlerinden öpmüş ve “Hoşça kal şimdilik, Sevdamızın yarım kalacağını düşünme asla ..!!… aklın bende kalmasın, sevdana ve emanetine sadık kalacağım.”diyebilmişti.

Sevdalısının anılarıyla birlikte bıraktığı tek yadigarı kızı, yirmi dört yaşını doldurmuş, yurtdışında üniversiteyi bitirmiş, uzun biçimli vücudu, kumral teniyle, ışıl, ışıl aynı babası gibi sevgiyle bakıyordu kendisine. “yarım yaşanan, yarım kalan bir sevdaydı bizim sevdamız, ama bir ömür yetti bana” dedi… Geçen yıllar içinde, Hiç düşünmemişti bile, başka bir aşklara yeniden yelken açmayı, konup göçmeyi..!!

Yarım kalmadan, bir ömrü dolduracak sevdalar yaşamamız dileği ile..
Yarım kalan nice yaşanmış, ve yaşanacak sevdaları başka yazıda tekrar yazacağım arkadaşlar..tabiii isterseniz..!!!

 
Toplam blog
: 20
: 909
Kayıt tarihi
: 19.07.07
 
 

1963 doğumlu, Anadolu Üniv. İşletme Fakültesi mezunuyum. Kamuda orta düzey yönetici olarak çalışı..