Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '10

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Yarın

Yarın
 

e.u


Ağır bir sis yavaş yavaş yüreklere ve şehre çöküyor. İki Çamlıca Tepesi de, Kayış Dağı da görünmez oldu. Bu havada soluk almak da gitgide zorlaşıyor. Yarın 9 ŞUBAT SİGARAYI BIRAKMA GÜNÜ haydi diyorum bırakalım bu sigara nesnesini, tutunmayalım ona.. 2020 yılında 10 milyondan fazla kişi sigaraya bağlı hastalıklardan veda edecekken ( Cumhuriyet 8 ŞUbat 2010) onların arasında olmayalım, bırakıverelim kurtulalım bu sinsi düşmandan...Hele gençlerimiz körpecik ciğerlerinizi dünyanın tüm güzelliklerini soluyacak ciğerlerinizi doldurmayın bu musubet dumanlarla. Belki sosyal güvenlik bile olmayacak ilerde yolun başından öyle görünüyor, onun için bu konuda bencil olalım ve bırakalım sigarayı. İçeceğimiz her bir paketin giderini bir yerlere katkı parası olarak biriktirelim. Mesela TEKEL İŞÇİLERİ dayanışması için ayırsak bir kaç günlük sigara ederini ne olur? Çevremizdekiler için küçük mutluluklara çevirsek ya da saklayarak bütçemize katkı yapsak, kendimize yeni bir kitap alsak o paralarla ya da bir dergi alsak? Dergiler ah dergiler...

Öylesine güzel okunası dergiler var ki. Aslında bir ayda sigaraya ayırdığımız paralarla kimbilir kaç dergi okuyabiliriz. Ve sigara üfleyerek boş boş havalara bakınarak yitirdiğimiz saniyeleri toplasak ayda kaç dergiyi a dan z'ye okumuş olabiliriz acaba ?

VARLIK Dergisi var,NOTOS Dergisi var, KAR dergisi var, SÖZCÜKLER dergisi var, EKİN SANAT dergisi var, YASAK MEYVA dergisi var, AFRODİSYAS- SANAT dergisi var, İNSANCIL Degisi var, SİNCAN İSTASYONU dergisi var, PATİKA dergisi var, HAR dergisi var, ÖYKÜ TEKNESİ dergisi var, YENİ_YAZI dergisi var, SANAT CEPHESİ var, Çağdaş TÜRK DİLİ Dergisi var, KİTAP-LIK var, COGİTO var, ROMAN KAHRAMANLARI dergisi var, KIYI dergisi var,BÜTÜN DÜNYA var, HEr ŞEYE KARŞIN dergisi var, ÇEVİRMENİN NOTU GÖSTERİ var, MİLLİYET SANAT var, AKKÖY Dergisi var, AKKÖY GEZİ ÇEVİRİ Dergisi var, BEŞPARMAK Dergisi var, MESELE dergisi var, HAYAL Degisi var, BİLİM ve GELECEK Dergisi var, ÜTOPYA Dergisi var, HECE dergisi var, Yeni Harman Dergisi var, ARTist dergisi var, ATLAS dergileri var, GEO var, SÖKE ÖYKÜ dergisi var ve DİDİM'de MEANDROS DERGİSİ de yeniden yaşama geçecek. Seçin seçebildiğiniz dergileri , ederlerini toplayın, içinde ücretsiz olanlar da var ve bir aylık sigara keyfi yani sinsi düşman için harcadığımız ederin kaçta kaçı edecek görüverelim. Evet görüverelim kendimize neler etmekte olduğumuzu. Dergilerin bize açtığı yeni ufukları sinsi düşmanımız açabiliyor mu , bir de ona bakalım.

Bir de kapanan dergiler var 2009'da. Adlarını anamadıklarımız. Konya'vda yayımlanan ÇALI ile İstanbul merkezli VİRGÜL dergileri.e KÜL ÖYKÜ daha kimbilir nice dergiler. Dergiler bizim için, "Kültürsüzlüğümüzün Kışı'"ndan ürperten soğuk kışından biz sorumlu değil miyiz?

9 Şubat DÜNYA SİGARAYI BIRAKMA GÜNÜ. Bu irade ve kararlılığı göstermemiz gerekiyor. Sigara en sıkıldığımız anda sarıldığımız bir dost geliyor ama aslında sinsi bir düşman değil mi? Sinsi düşmanınız olduğunu bile bile bir insanla dostluğa yani sözde dostluğa devam eder misiniz? Olabildiğince uzak durmaz mısınız sinsilerden, düşmanlardan? İşte bu sigara da böyle. Yavaş yavaş kuyumuzu kazıyor. Bu kadar zararlı ise neden satılıyor onu da anlamak mümkün değil derseniz onu da kabul ederim ama bu içmek için bahanemiz olmamalı değil mi?

Bırakalım sigarayı ondan sonra kentimizin havasını aymazca kirletenlerle , zararlı kükürt oranı izin verilenin üstüne olan kömürlerle havamızı zehirleyenlerden hesabını gönül rahatlığı ile soralım, çöplerin, lastiklerin yol kenarlarında yakılmasına göz yuman taşoran temizlik şirketlerinin cahil elemanlarına, filtresiz bacalardan atık gazları kentin kasabanın üstüne boşaltanlara, yeşillendik deyip egzosundan siyah dumanlar atan arabaları çalıştıran ya da izin verenlere, gidip kardeşim ne benim ne de kendi havanı kirletmeye hakkın var senin diyelim, hatta yasal yollardan diyelim. Burada sigara içmenin cezası yüz altmış bilmem kaç lira iken tüm bölgenin, tüm kasabanın, tüm kentin havasını kirletmenin hesabını soralım yasal yollardan.

Tam 20 yıl önce İngiltere'de sigara içenlere nasıl Üçüncü Dünya insanı, muhacir muamelesi yapıldığını hatırlayalım. Bugün herhalde çok daha tepkilidirler. Çok uluslu sigara şirketlerinin neden Üçüncü Dünya insanın ıve gelişmekte olan ülkeleri rahatlıkla ele geçirdiğine ama modern batıda başarısız kaldıklarına bakalım, kafa yoralım.

Geçen gün açılmamış paketi koydum önüme. Tam 3 saat dokunmadım. Orada gözümün önünde durdu bekledi paket. Ardından canımı sıkan bir şey oldu. Bir baktım ki önümde bir tabla ve içinde dumanı tüten 2 tane izmarit. Ne zaman açtım da içtim. Güne sigarayla başlayınca yasağım delinmiş oldu, bırakma dürtüm de kayboldu. Halbuki orada hayır 2 tane içmişim ama artık içmiycem, içmiyorummmm diyebilmeliydim. Çok sevgili bir dostuma her sözü verdim de sigara için evet bıraktım diyemedim. Şimdi bırakınca haykıracağım EVET evet evet bırakıyorum ve YAŞASIN bıraktım sigarayı diye.

En içiciler, gazeteciler, sanatçılar, yazarlar ve sıkı durun doktorlarmış yapılan bir araştırmaya göre. Akciğer kanserinin de % 85-90 oranında sigaraya ve tütün alışkanlığına bağlı olduğunu yazıyordu aynı araştırma. Bu dertli dünyada sorunları çözmüyor ki sigara ve hatta belki de mücadele azmi ve kararlılığını da alıp götüren o değil mi? Hayatında hiç ağzına sigara koymadı da hastalandı denilen tekil örneklere sığınmayalım. Yolun sonu belirsiz. Başımızda biz acıyla kıvranırken ilgilenecek bir dost, bir yakınımız bile olmayabilir. Evet yarın sigarayı bırakma günü.

9 ŞUBAT SİGARAYI BIRAKMA GÜNÜNÜ önemseyelim. En azından sabahleyin bir deneme yapalım. Soluduğumuz havanın temizliği ile şenlensin ciğerlerimiz odamızda. Sigara paketlerini masamızdan uzağa başka bir odaya da bırakabiliriz. O uzak yere paketi almaya giderken düşünelim, sigaranın ciğerlerimize yaptığını düşünelim her adım atışımızda, belki ilerde bu adımları bile attıramayacak olan birer isli lokomotife dönmüş olan ciğerlerimizin zavallı perişan halini düşünelim, yani kendi perişanlığımızı düşünelim. Bizi her an yarı yolda bırakabilecek olan zavallı ciğerlerimiz kapkara is içinde. Bu yarı yolda bırakma öteki dünya da olmayabilir. Felçler,akciğer hastalıkları, başka hastalıklarla birleşince etkileri, korkunç bir işkence tablosu çıkmıyor mu ortaya? Zaten yeteri kadar ortaçağ işkencecileri var bu dünyada bu çağdaş dünyada , çağdaş görünümler ve sözcükleri kiralamış olarak akılları çelen, hiç olmazsa birini eksiletlim atabilecek olduğumuzu atalım yaşamlarımızdan ve başımızdan. En sevdiğimizi sandığımız SAHTE dostumuzun bize reva gördüğü işkenceler dizisi, belleksiz yatmalar,el ayak damarları tıkanmaları, KOH'lar ve ağır hastalıklar. Daha fazla yazıp kimseleri üzmek istemiyorum ama bunu düşünelim kötü etkilerini. Hani nasıl yanıt verirken boğazımızda 7 boğum varmışçasına düşünüp yanlış şözcükler söylememeye çalışıyorsak yan odadaki paketimize gidinceye kadar da bunları düşünelim. Bırakalım şu sigarayı yarın, ne dersiniz.

ezgi umut 2010 şubat 8

 
Toplam blog
: 566
: 1338
Kayıt tarihi
: 11.07.06
 
 

Edebiyatla ilgileniyorum. Ayrıca amatörce belgesel film çalışmaları yapıyorum ve kültürel etkinlikle..