Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yasaklar ve kurallar çiğnenmek içindir!!!

Yasaklar ve kurallar çiğnenmek içindir!!!
 

Çeşitli vesilelerle yazmış ve dillendirmişimdir; rahmetli hocam Prof. Dr. Ahmet Taner KIŞLALI, "En kötü yasa, kural bile kuralsızlıktan iyidir. Çünkü, insanlar neye uymaları gerektiğini, ne zaman suç işlemiş sayılacaklarını bilirler... Aksi halde karmaşa yaşanır" şeklinde konuşmuştu bir dersinde, yasaların, hukuğun gerekliliğini açıklarken. Türkiye'de ise özellikle son yıllarda, yetkilerini Anayasa'dan alan devlet yöneticilerinin bile yasaları hiçe saydığına tanıklık ediyoruz. Hukuk dışı uygulamalar, yargı sisteminin unsurları kullanılarak gerçekleştirilen adaletsizlikler, yaşanan büyük haksızlıklar olağan karşılanıyor.
 
Kadın hakları açısından çok önemli kazanımlar sağlayan; "resmi nikah" ve resmi nikahtan önce dinsel nikah (imam nikahı) kıyılmasını yasaklayan düzenleme, Anayasa Mahkemesi kararı ile değiştirildi. Yani, devletin en yüksek yargı organı, günümüzde hiçbir hukuksal ve resmi bağlayıcılığı bulunmayan dinsel nikahın, resmi nikah olmaksızın kıyılmasını onaylamış oldu. Bu elbette hukuk, medeni yasa, kadın hakları açısından geriye gidiştir. Ancak, öteden beri yaşananlara bir bakalım: Özellikle Doğu ve Güneydoğu kökenli birçok erkek – milletvekilleri de dahil – imam nikahıyla birden fazla kadınla yaşamıyor muydu? Hatta yıllar önce devletin bir erkek valisi, eşinin ölümü sonrasında ilişki yaşadığı ünlü bir kadın şarkıcıyla imam nikahı kıydırdığını basına açıklamamış mıydı? Basında "İmam nikahlı eş" tanımlaması kullanılarak, yasadışı ilişkiler meşrulaştırılmıyor muydu? Oysa bize meslekte öğretilen "İmam nikahıyla yaşadığı kadın / erkek" denilmesi ve yazılması gerektiğiydi... Hukukçular, kadın dernekleri, aydınlar, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararına haklı olarak tepkililer. Ama, ben örneklendirdiğim yaşanmışlıklara daha tepkiliyim. Çünkü, o zaman yasak yürürlükteydi.
 
 
Kur'an ne diyor?
 
"Bunların niyeti şeriatı getirmek" diyenlere de, müslüman geçinen bilinçsiz ya da gerici kitlelere de yeri gelmişken, diyeceklerim var. Kuran-ı Kerim'in Türkçe çevirisini dört kez okumuş müslüman bir aydın olarak, öncelikle kendini dindar, müslüman sayanların, sonra da körükörüne inanan ya da reddedenlerin Kuran-ı Kerim'i anlamaya çalışarak okumalarını hararetle öneririm.
 
Kadın-erkek ilişkilerini, evlilik, boşanma, nafaka, miras konularını, o çağa göre oldukça ilerici ve ayrıntılı biçimde işleyen Nisa Suresi'nin (4/98) özellikle 19'uncu ayetten 35'inci ayete kadarki bölümü, günümüz medeni yasası metnini çağrıştırır nitelikte. Hiç değilse, kadına orada tanınan haklara uyulsa! (Hemen feveran etmeyiniz; isterseniz önce dediğim ayetleri okuyun, sonra yazımı okumayı sürdürün...) Ama, biz günümüzde, çağdaş Medeni Yasamız yürürlükteyken bile, kırsalda ya da büyük şehirlerde "gerici ve geri kalmış" her kesimde, kadının yüzyıllar öncesinde zikredilen bu haklarından bile habersiz ve mahrum olduğunu biliyoruz.
 
Şimdi yapılması gereken; kadınların bilgilenerek, bilinçli davranarak resmi nikah dışında, "nikah" adı altında dayatılan birlikteliklere karşı durmalarıdır. Haklarının bilincindeyken, salt başka niyetlerle; resmi nikah olmaksızın bir erkekle ilişki yaşamak istiyorsa; ilişkisini başkalarının gözünde ya da kendi vicdanında makbul kılmak için imam nikahı istiyorsa, varsın, öyle yapsın. Sonra da kendi derdine kendi yansın... (Terk edilince, yaşam arkadaşı ölünce, 'Benim hiçbir miras, nafaka hakkım yok mu? Çocuğum niye gayri meşru?' diye hayıflanmasın...)
 
Her şeyi başkalarından beklemeyelim hanımlar! Siz bilgili, bilinçli, eğitimli, çalışkan, güçlü, özgür olmaya çabalamaz, bunun gereğini yapmazsanız, başkaları sizin öyle olmanıza uğraşmaz. Mustafa Kemal Atatürk'ün ve Cumhuriyet Devrimleri'nin Türk kadınına, birçok Batılı ve eski Doğu Blok'u ülkelerinden önce getirdiği demokratik, hukuksal, toplumsal hakların kıymetini bilip, onlara sahip çıkmazsanız, bunları da diğer birçok şey gibi yitirirsiniz.
 
Gülçin ERŞEN – 4 Haziran 2015 / Güllük
 
Toplam blog
: 134
: 869
Kayıt tarihi
: 06.07.11
 
 

Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu (İletişim Fakültesi) Radyo ve Televizyon Bölümü mezun..