Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '08

 
Kategori
Öykü
 

Yasaklasakda mı saklasak

Yasaklasakda mı saklasak
 

Güneşli bir hafta sonunda, klavyeden parmaklarımın ucuna yüklenen tüm enerjiyi bedenime aktararak kalktım. Loş ışıklardan kurtul dedim kendime, aydınlığa koş, güneşe koş. Aç her yerini açabildiğince, gözünle birlikte gönlünle birlikte… Aç ışıklarını açabildiğince..ve bunu yapabildikten sonra , saçabilirsin artık …Örtünün yasa mı , yoksa birilerine tasa mı olduğunu bırakarak …açç..ve aydınlığını saç..

Sahile koştum , eski bir sevgiliyle kavuşurcasına denize koştum. Tüm sükunetiyle çağırıyordu beni dümdüz , masmavi, ayna gibi güneşi yansıtarak, , , Sanki bana uzaktan aynayla birbiriyle işaretleşen aşıkları hatırlattı…Toros yaylalarında bayramlarda damlarda salıncak kurarken, karşı damdaki yavukluma, damda olduğumu aynayla haber verirdim. Görüş mesafesi dışında olsak ta, aynayla işaretleşmek çok heyecanlı olurdu.Güneş gitti mi aynanın da hükmü kalmazdı. Güneş yavuklumla aramda bir aracıyken , birbirimize de aşık olmuştuk.Güneş yavuklum olmasa da beni ısıtır olmuştu.Şimdi bir camın ardından görmeden haberleşmenin , aşkların , meşklerin ilk temeliydi bu ..Her ne kadar teknolojiyle artık anında görüntü olsa da , o gizemli , uzaktan mesajların sıcaklığı olamıyor belki ama ilk temelleri , asırlardır önceden atılmış bunun .ilk kes ateş ve dumanla yanmalar başlamış birbirine , sonra aynayla devam etmiş .şimdi ise ..malum ..webcam..Bu düşünceleri bırakarak gerçek yaşantıdaki canlı görüntülere koştum..Aydınlığa , güneşe..sahile..hala dışarıdaki dünyadan habersiz, evlerinde kapalı , üşüyenlere inatla , uyarırcasına, bu evlerde üşüyenleri mecazi anlamda söylediğimi anlamayanlaradır bu .Belki hala bu havada , daha soğuk diyenlere…Her şeyin hala beyinde başlayıp bittiğini anlamayıp tabuları put edinenlere…

Cemre düşeli epey oldu .Toprak ısındı…ağaçlar çiçeklendi. Her gün güneşle uyanmayı uykudan kalkmak sananlar, ne anlar karanlık dehlizlerinde kaybolan tenlerinde onun ışınlarının etkisini…Allahın yarattığı nimetlerden olan , Güneşe, suya, havaya, rüzgara , yağmura asla müsaade etmezler tenlerine değmesine…rüzgar ise sadece çarşaflarının altından eser..örttükçe örterler.mahrum etmek için .Sonra da bir hastalığa tutulup , ışın tedavisi görürler.Öyle bir ders verir ki o nimetleri sunan onlara..Örtecek saçları kalmaz..bundan diğer hastalar alınmasın .çünkü her derdin bir dermanı , verilenin bir hayrı vardır.bu olaylar da hayırdır.Şerlere sabır .en büyük şifadır…Dermansız dertlere düşürmesin cümlemizi ..sadece bir kelime oyunuyla örnekleme amaçlı bir aktarımdır bu yazdığım…

Sahilde bir aile piknik yapıyor.İşte dedim , yaşamayı bilen bir aile.Ama o da nesi.kadınlar çarşaf içinde.herhalde bunlar Arap dedim.Erkeklerde takkeli ve şalvarlı..Etrafta başka kimsecikler yok ..amacım kumsala inmek.o yükseltilen duvarlardan atlayarak..Bunlardan uzak geçeyim dedim.o da nesi , olayın komikliğine bakın ..Aynı ülkenin vatandaşları , birbirini yabancı sanıyorlar..Ne hallere gelmişiz..Takkeli adam ayağa kalkıp gerinerek bana doğru yürüdü ve Hello dedi.Belli ki pişen etin kokusundan komşuya da düşürmek istemişti .sonrada kolumu tutarak oturdukları kilime doğru sürüklemeğe başladı.Kolumu silkeledim belki o adam takkeli ve şalvarlı olmasa kolumu tutmasını yadırgamazdım .Yada böyle tepki vermezdim.Bana bakın ben Türküm dedim. Şaşırdı .Gevşek gülüşüyle o misafirperver görünüm adete bir hırsa dönüştü .gözlerinden okudum .İnadına da bakıyordum içine içine..Karıları da oradan el ediyordu al getir diye bağırıyorlardı .Öyle ya cennetlik olacaklar eğer kocalarını üstlerine evlendirirlerse..ya da o kadar güveniyorlar ki kocalarına..Harama bakmaz diye…Adama madem bu kadar şeriat yolundasınız, ikram amaçlı da olsanız siz benim koluma nasıl dokunursunuz, namahrem değimliyim size dedim.Şaşırdı.Est deyip sizi yabancı sandım dedi.Özrü kabahatinden büyük ..Yani turist kadına sarkmak var ..e dilini de bilmez ki gidip derdini anlatsın..oradan çok uzak bir yere gidecektim .birden vazgeçtim. Kumsalda tam görüş alanlarına örtümü yayıp önlerinde aheste aheste soyundum.Hatta bikinimin üzerine kadar…Adamlar karılarını gölge olsun diye ağacın altına alırken , rotayı bana ayarladılar.Hiç de umursamadım .Demek b en bir turist olsam her şeye hakkım var.Ama Türk isem yandım bre kafir oluyorum.Yarın gidip bir Meryem ana kolyesi alıp boynuma takacağım ve kimseyle dilimi konuşmayacağım .Neme lazım .bunlar çıplaklara kezzap atıyorlarmış .Zındık diye.Nerdeyse engizisyon da yakacaklar cadı diye… ne günlere dönmüşüz..

Kumlarda bedensel ve ruhsal özgürlüğümün tadını çıkarmaya çalışırken , güneşimle oynaşıyorum ve onunla konuşuyorum ..içimden diyorum ki işte sana öykü ve fantezi..Sanki birilerinin benim günahlarımı yüklendiğini hissediyorum.çünkü o kadar hafifliyorum ki kumların üzerinde uzanmış yatarken..Bedenimden kumlara bir akım geçiyor ve kendimi nötrlüyorum..Bu rehavetle şekerlemeye başlıyorum .O da ne birden hava kararıyor.akşam oldu o kadar geçti mi vakit derken , tepemde birinin bana düşen gölgesiymiş meğer.Adama selam diyorum .Şaşırıyor.Hep kafasına odun yeme alıştığı belli.gel otur dikilme gölge etme diyorum .Bir köpeğe kemik gösterseniz de çağırsanız nasıl dilini dışarı çıkararak koşar aynı öyle bir hızla dörtayak üstü çöküyor yanıma.Ona;

_ Hayırdır birine mi benzettin , yoksa kendini şemsiye mi sandın da beni korumaya geldin ?diyorum.Ciddi ciddi yok diyor.Espriden haberi yok

_Sadece merak ettim

.Hah işte diyeceki şimdi bana turist sandım.Başka versiyonda cevaplıyor

_.Nerelisiniz.?

Aklıma bin bir oyun geliyor.Urfalıyım ezelden şarkısı geliyor..Urfalı sevdim geliyor..revaçta ya

_ Urfalıyım diyorum.(.Urfalılar kızmayın ..bu bir öyküdür .ve eğitim amaçlı dır)..Adamın yüzündeki şaşkınlığı anlatamam..ikinci soru

_ Evli misin?

Öyle ya kocam olsa yandım …namus gitti..aynen böyle diyorum.Merakını gidermek için de ..yalnız bir kadının kumda bu mevsimde ya da havada ne aradığını anlatmaya başlıyorum.bu anlatımı yaparken de ona doğruyu sorarak buldurma yön temini seçiyorum.

_Utanmak nedir ?

Yanıt veremiyor.Bak diyorum;

_Şimdi ben burada rahatça uzanmıştım.Senin merakını gidermek amaçlı yanıma çağırdım.ve şu anda ben yarı çıplağım.ve senden çekinmiyorum.gözleri parlıyor,

.Teşekkür ederim

Hoppalaaa..Biraz daha deşeyim diyorum.;

_Ben şu anda senin eşin olsam ?Adam neredeyse ….Benim böyle sere serpe uzanmama kızar mıydın? Kızarıyor …

_Bizde olmaz öyle ..Ancak eşim olursa benim yanımda bir noktaya kadar…

_Haklısın diyorum .Peki diyorum..Benim eşim yok ben uzanabilirim .Çünkü karışanım yok ..değil mi ..?.Yanımda bir erkek olması gerek..Çünkü yalnız bir kadın soyunup yatarsa sana helal , eşi olursa haram .

.Ve ilişkiye geliyor sıra..ben seninle yatarsam ikimiz zina ederiz değil mi?

Sorunun cevabını biliyor da, bir türlü diyemiyor.eşin olsam da yatsak , şaşırıyor.

_Ben daha evlenmeye niyetli değilim ..diyor..

İşte kafa ..benim onu çok beğendiğimi , yanıma çağırıp evlenme teklif ettiğimi sanıyor ve gidip belki ballandıra ballandıra anlatacak arkadaşlarına…

Ne derse desin , kimse benim güneşimin ateşini söndüremez.İbrahim in ateşine serin ol diye buyurandan , o ateşi bana duyurandan başka….bu ateşi bile yangın yeri sanan örümcek kafalar bunun aşk ateşi olduğunu ne bilsinler .Dünya nimetlerine şükretmeyi bilmeyenler, Allahın verdiğini bu dünyada kalsın almayım diye reddedenler aşkı ne anlar?

Beden denizindeki ırmaklardan akan, sütlerin , balların, suların hayat suyu olarak Rahim sıfatında şekillendiğinden haberi olmayanlar , Hayvanlardan ibret alsın..Su mübarektir arınmışlığı sağlar.Arınmak için de kirlenmek lazımdır Yanmadan sönülmez…, , ..

Nankörlük etmedim ben verilene şükrettim ve bugün Güneşle seviştim doyasıya..Zaten üryan gelmedik mi bu dünyaya
 
Toplam blog
: 165
: 856
Kayıt tarihi
: 17.10.07
 
 

Edebiyet fakültesi  mezunuyum. Öğrenmenin yaşı yoktur diyerek çeşitli kurslardan da el sanatları ..