Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Yaşam savunucuları

Çevrenize baktığınızda en fazla ne çarpar gözünüze ?

Diyelim ki Fethiye körfezine bakıyorsunuz , neyi görürsünüz ?

Havada dönerek kıyıya inip kalkan martılara mı bakarsınız , denizde takla atan balıklara mı , balıktan dönen tekneler , ağlar , kıyıda çay içen insanlar , karşı dağlara yağan kar mı dikkatinizi çeker , kıyılarda boş kalan , yatırım yapılabilecek alanlar mı ?

İki bakış açısı var artık.

Birincisi , doğaya doğa olduğu için bakan , denizden , martılardan , balıklardan , kıyıda çay içen insanlardan , balıkçı teknelerinden keyif alan , dağlara yağan kara karşı çayını yudumlayıp Fethiye’de yaşıyor olmaktan mutluluk duyan , bu güzelliklerin korunması için çaba harcamaya çalışan , yaşamı savunan insan tipi.

İkincisi , doğa manzaralarına bakıp , şuralarda daha boş alanlar var , bunlar ne güzel yağmalanır , şu kenardan biz de bir yer kapatsak , g özüyle bakan , çıkarcı , yağmaya dönük , ilkesiz insan tipi.

Elbette insan hiç bir sınıflandırmaya tam uymaz , bu iki insan tipi arasında gidip gelen , belki ikisine de uymayanlar da var.

Ama son zamanlarda ikinci tip çok beğeniliyor , parasını ne şekilde olursa olsun bolca kazanan , parasıyla adam olanlara karşı olmadık bir de hayranlığımız var ki değme gitsin.

Yoğurdun gerisini karıştırma , adam kazanmış işte , diyorlar.

Tamam kazanmasın diyen yok da , nerde bu yoğurdun bolluğu , nerden , nasıl kazanmış diye sormaya hakkınız yok.

Anında bozguncu , bölücü , terörist oluveriyorsunuz.

Yaşamı kuru kuru savunmanıza , eğer çok paranız yoksa , sözünüzün dinlenmesine hiç gerek yok.

Bak bu yağmanın sonunda hayatımızın ağaçları kurur diyorsunuz , size ne o ağaçlardan , sen işine bak, diyorlar.

Akarsularım kirleniyor , göllerim kuruyor diyorsunuz , sen işine bak , evinin önüne asfalt döktük , çamurdan kurtuldun ya , daha ne istiyorsun , deyip kızıyorlar.

Çağdaşlık , laiklik elden gidiyor , ortalığı kara çarşaf zihniyeti kaplamaya başladı , diyorsun , seçimleri kazanalım da gerisini boş ver , şimdi oyları toplama vakti , deyip duruyorlar.

Çevremizi kuşatan , hayatlarımızı yok etmeye başlayan yağma zihniyetine karşı, her birimizin yaşam savunucusu olması zorunludur.

Ülkemizin götürüldüğü durumdan rahatsız olan her vatandaş , aynı zamanda bir yaşam savunucusu olmak , gördüğü yanlışlıklara ve haksızlıklara karşı koymak zorundadır.

Yaşam savunucuları arttıkça , ülkenin ve kentin gökyüzü açılmaya , martılar ve balıklar gibi umut kıpırdamaya başlar içimizin denizlerinde.

Asıl gereken şey inanç ve dirençtir elbette.

En basit olan şeyi , olup bitenlere , yanlış gördüklerimize karşı vatandaş olarak dilekçe verme hakkımızın olduğunu biliyor muyuz ?

Bizi ilgilendiren her konuda dilekçe verebiliriz ve talep edebiliriz.

Evlerimizde susup oturmak yerine hepimiz , önce bir araya gelmeye ve talep etmeye başlasak , inanarak değiştirmeye başlasak her türlü olumsuzluğu , yaşam savunucuları olarak yollara düşsek , kim durabilir karşımızda.

Dikkatinizi çekerim , yasa dışı bir eylemden söz etmiyorum , sadece Anayasa ve yasaların bize verdiği en doğal haklarımızı kullanmaktan söz ediyorum.

Benim akarsularımı kirletemezsin , göllerimi kurutamazsın , hayatımın gökyüzünü karartmaya , denizlerimi , martılarımı , balıklarımı yok etmeye izin yok , karşı duracağım bütün haksızlıklara , diyelim bakalım , kim durabilecek önümüzde.

Hem çoğuz biz , hem de korkuyoruz , içimize kapanmışız , susuyoruz.

Oysa biz susarken , yağma yüzlü insanlar , yaşanacak yer bırakmayacaklar bize.

Öyleyse hep beraber yürüyelim yasal haklarımızı kullanmaya ve yaşamı savunmaya…

 
Toplam blog
: 6
: 463
Kayıt tarihi
: 17.12.08
 
 

Yıllardır sanatın ve kültürün emek vereniyim. 1979 yılından bu yana çeşitli gazete ve dergilerde yaz..