Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '07

 
Kategori
Edebiyat
 

Yaşamak güzel şey

Yaşamak güzel şey
 

Sabah gülümseyerek başlamak güne. Saçımızı tararken, dişlerimizi fırçalarken gülümseyebilmek kendimize aynada...ve düşünmek: "Yaşamak ne güzel şey / anasını sattığımın / yaşamak ne güzel şey!" 1

"Yaşamak güzel şey sahiden
Sabahleyin evimizin kapısından
Sokağa adım atmak
İlk kahveyi
İlk sigarayı içmek
Denizde maviyi
Ağaçta yeşili görmek." 2

Görüyor muyuz sahiden? Yoksa yürüyüp gidiyor muyuz? Günlük telaşın içinde kaçımız etrafındaki güzelliklerin farkına varıyor ki? Hep bir yerlere yetişmek, çalışmak, üretmek, kazanmak, daha iyi bir yaşam için- ya da sadece yaşamak için- hep çaba göstermek.
Sonra?
Ertelenen bir yaşam, yorgun bir beden ve sayılı günler...ve "Elde var, hüzün."3

Her günü lay lay lom geçirmek mümkün değil tabii. Benim demem yaşamı sevmek. Bize sunduklarını görerek, severek, tadına vararak yaşamak. Sevmediğimiz bir işi yaparken bile, "bir işimiz olduğu için" mutluluk duymak.
Hatta bazen sadece "nefes alabildiğimiz için"bile:

"Kış bitti... Uzaklarda ilk ümitler gibi yaz
Duyuyorum bu sabah, kış içimden çıkalı
İçimin dört duvarı bembeyaz badanalı
Ah, sade nefes almak, göğsüme dolan bu haz..." 4

İyimser,
aydınlık, umutlu ve yaşam sevinci ile dolu olmak için yaşamımızdaki her şeyin 4/4 lük olması gerekmiyor.
Bazen, gülen bir çocuğun yüzünde, ayaklarımıza dolanan yavru bir kedinin gözlerinde, bir kelebek kanadında, bir çiçeğin yaprağında, sevdiklerimizin sıcaklığında da gizlenmiş sizin onu fark etmenizi bekliyor olabilir.

"Kucak dolusu dostluk işte, işte gün ışığı
İşte öpülesi el, tapılası ağız.
İşte en mutlu gün, en güzel anı
Sular gibi dökmüşüz yollara aşkımızı
Gelmişiz bu dünyaya yaşamaya." 5

Yaşamak derken, ille de Orhan Veli... içindeki onca yaşama sevincine karşılık kısacık bir ömür. Galiba bir yerlerde birileri hata yapıyor! Ya da bu güzel insanları yanına almakta acele ediyor...
"Deli eder insanı bu dünya
Bu gece, bu yıldızlar, bu koku
Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç." Hangimizi deli etmez ki!

Aslında, "Yaşamak bir yürek işçiliği günümüzde."6
Bunu
yadsımamak gerek. Ama bir gün, "Alıştığımız bir şeydi yaşamak" 7
diyerek geride bıraktığımız günlere öykünmemek için, yaşamak ağır basmalı yüreğimizde.
"Yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı
yetmişinde bile, mesela zeytin dikeceksin
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için.
Yaşamak yani, ağır bastığından."8

Az sözcükle çok şey anlatan şiirlere bayılırım. O.Murat Arıburnu ile bitirelim:
"İstediği kadar/ dönsün bu dünya
Yaşadım
Yaşıyorum
Yaşayacağım.



1-Taranta-Babu'ya 5.Mektup / Nazım Hikmet,
2-Sahiden/ S. Kudret Aksal, 3-Elde Var Hüzün/ Attila İlhan,

4-Beyaz/ Z. Osman Saba, 5-Dostlar Sofrası/ A. Kadir, 6-Bir Sınavsa Eğer/ Rıfat Ilgaz, 7- Ölümden Sonra/ C.Sıtkı Tarancı, 8- Yaşamaya Dair/ Nazım Hikmet

 
Toplam blog
: 235
: 2079
Kayıt tarihi
: 26.09.07
 
 

Burada yazarken kim olduğumuzun, ne olduğumuzun bir önemi olmadığını düşünüyorum. Önemli olan yaz..