Yaşanmış ramazan geyikleri -1-

Komşu iki mahallenin camilerinin kadrolu imamları arasında müthiş bir rekabet vardı. Rekabetin konusu ise yatsı ve vitir namazları ile de birleşerek toplamda otuz üç rekatı bulan ve ramazan ayının her gecesine damgasını vuran teravih namazlarının kim tarafından daha hızlı kıldırılacağına yönelikti.

Aynı zamanda dost olan bu iki kıymetli cami hocamızın da lakabı, halk arasında “jet imam” idi. Adeta bu özelliklerinden gurur duyuyorlardı. Camii cemaatleri de ramazan ayı süresince sürekli dolu olur iken tabiri caizse -yaşlılar da dahil olmak üzere- tüm cemaat gayet antrenmanlı ve kondisyon sahibi idi.

Bir gün, bu hocalarımızdan birine, diğerini kastederek, biraz da tahrik amaçlı: “Hocam, ..... Hocaefendi, nerdeyse dün akşam sana yetişecekti, dikkat et, performansından düşme” dedik.

Bunun üzerine aynı zamanda çok hazırcevap ve mukallit olan Hocamız: “Hiç olur mu öyle şey, Kardeşim. Ben O’nu tekerlek farkıyla her akşam zaten geçiyorum” dedi.

Bunun üzerine meraklandık sorduk: “Nasıl oluyor Hocam, bu tekerlek farkı meselesi?”

Gayet pişkin ve rahat tavrıyla: “Nasıl olacak kardeşim, yatsı ezanını on dakika erken okuyorum, oluyor-bitiyor işte.”