Yaşanmışlıkların Şehri İstanbul

Dillerden düşmeyen  destan olmuş  bu şehrin diğer şehirlerden farkı neydi? İstanbul' u özel kılan şey neydi? O da diğer şehirler gibi büyük ve metropoldü. Ama diğer şehirler susarken o avazı çıktığı  kadar bağırıyordu. Şiirlere konu olmuştu. Herkesin gelmek için can attığı bir şehirdi. Neydi bu İstanbul?

 

Büyük aşkların , entrikaların, savaşların, hüzünlerin, gözyaşların, kavgaların şehriydi İstanbul. Her günü ayrı bir olaylıydı. Hergün bir aşkın başlayıp bittiği geriye kalan gözyaşlarının denizlere aktığı rüzgarın insanları acılarıyla savurduğu avazı çıktığı kadar bağıran insanların sesiydi bu şehir. 

 

Neler neler  görmüştü bu şehir. Bir konuşsa neler diyecekti kim bilir? Galata Kulesi ve Kız Kulesi'nin şahitlik ettiği o savaşlar , hüzünler , acılar ve sesler onları tarihin en değerli yapıtları olmalarını sağlamıştı.

 

Sadece bunlar değildi. Eminönün'deki balıkların martılardan kaçışı, martıların onları kovalarken yükselen sesleri, balıkçıların çığlıkları yankılanıyordu. Mısır çarşısı'n da ki insanı kendinden alan o baharat kokuları...

 

Denizin  kulakları sağır eden hırçın dalgalarının sesi insanları İstanbul'a aşık ediyordu. Aslında bir koşusturması vardı. İnsanı yoran , bitiren. Ama yinede öyle bir şehirdi ki insanı kendine aşık ediyordu. Dokunulan heryerde bir hikaye yatıyordu. Ya mutlu eden ya da üzen. Ama ne olursa olsun bir romandı bu şehir. Gecesinin bile gündüz kadar huzur verdiği bir şehir. Karanlığının Güneş ışığı kadar insanın içinin aydınlattığı bir şehir.

 

Şiirlere konu olmasının sebepleri belki de buydu. Şairlerin aşklarını İstanbul'a benzetmesinin nedenleri buydu. İstanbul kadar yakın ama İstanbul kadar fetih edilmesi zor. Tıpkı sevdiklerimiz gibi. Onlara bir nefes kadar yakınız ama kalplerini çalmak İstanbul kadar zor.

Bende bu şehire aşık olanlardanım. Ama tıpkı sevdiklerim gibi bu şehir benim için. Üzdüklerinde kaçtığım ama kaçınca deli gibi özlediğim...

 

Sosyal Medya Hesaplarım: