Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Türkiyeyi Etkileyen iç ve dış politika sorunları

http://blog.milliyet.com.tr/sakin02

16 Şubat '10

 
Kategori
Öykü
 

Yaşlı adam ve Türkiyenin gündemi

Yaşlı adam ve Türkiyenin gündemi
 

Yaşlı Adam, her sabah ki saatinde rutin programına başladı. Son birkaç gündür ayda bir iki kez tekrarlanan karın ağrısı nedeniyle iki büklüm dolaşmıştı. Nedenini bilmiyordu açıkçası üzerinede gitmiyordu. Yediği bir şeyin dokunduğu konusunda bir teorisi vardı ancak ayni şeyi yiyen karısına neden bir şey olmadığını anlıyamıyordu.

Hızlı okuyabilmenin verdiği avantajdan yararlanarak bütün gazeteleri ve köşe yazarlarını okudu. Tuhaf diye düşündü hep ayni şeyler en önde olan konu ise Cumhurbaşkanının görev süresi. 2011 deki bir konunun bugün neden bukadar önemli olduğunu anlamakta zorlanıyordu. İki yol var dedi, ya gündem önemli konulardaki kamuoyu baskısını, kibar deyimle, hafifletmek için kasıtlı olarak değiştiriliyor, ya da gazetelerin ve köşe yazarlarının etrafında toplanan , sayıları hiçte azımsanmıyacak olan bir gurup , anlıyamadığı bir tür baskıyla gündemi belirliyordu. Tuhaf bir ülke Türkiye diye homurdandı. Eskiden futbol takımlarının taraftarları vardı ve bunlar sadece kendi takımlarını tutarlar, diğerleriyle milli maçlarda bir arada tezahürat yaparlardı. Sonra insanlar partilerinide ayni coşku ve fanatiklikle tutmaya başladılar. Onlara sadece kendi partisinin yaptıkları doğruydu. Bu arada başka partiye yapılan suçlamaların düzeyi yükselmiş, seviyesi düşmüş artık herkez birbirini satılmışlıkla veya vatan hainliği ile suçlamaya başlamıştı. Yabancı basından okuduğu kadarıyla bu konu bazı akedemik çevrelerde tez konusu bile olmaya başlamıştı. Son yapılan ise köşe yazarlarının etrafında toplanmaktı. Ayni fanatiklikle onları savunmak güncel değimle in olmuştu.

Satır aralarıyla geçen diğer konulara göz attı. Örneğin İran zaten zor olan durumu daha da zorlaştırmak yönünde sürekli yeni adımlar atıyordu. Son olarak Uranyumun %20 oranında zengişleştirilmesi konusu büyük gürültü kopartmıştı. Aslında nükleer enerjiden elektrik üretilmesi için bu boyutta bir zengişleştirmeye ihtiyaç yoktu. ABD sürekli savunduğu atom bombası yapacak teorisi içinse bu zenginleştirme oranı azdı ve % 95 gerekliydi. O zaman bu patırtı nedendi. Birden aklına Stalin'in bir zamanlar İnönüye söylediği iddia edilenler gelmişti. Neden demişti Stalin bu büyüklükte bir ordu besliyorsunuz. Bize ise az, diğer komşularınıza ise çok bu işi hiç anlamadım. %20 oranında zenginleştirilmiş Uranyum enerji için çok atom bombası için azdı. O zaman belkide planlanan zaten zor tutulan İsrailin, İranı vurmasını sağlamak ve punduna getirip onu yok etmekmiydi. İran Cumhurbaşkanının aklındakini ki bilebilirdiki. Bu kadar okumasına rağmen Türkiyenin bu konudaki pozisyonunun hiç anlıyamıyordu. Dışişleri Bakanı akıllı ve donanımlı bir adam diye düşündü. Stratejik Değerlendirme isimli kitabını ön yargılarınızdan uzak ve sabırla okursanız çok şey öğrenebilidiniz. O zaman Bu iş İran Cumhurbaşkanı ilk açıkladığı zaman hemen İran'a gitmek istemişti. İran devlet geleneği olan ve diplomatik teamülleri çok iyi bilip uygulayan bir ülkeydi. Bu kategorideki ülkelere böyle gidemezdiniz, hatta geçerkende uğryamazdınız. Herşey diplolomatların önceden çalışarak görüş birliği sağladıkları konular üzerinden yapılırdı. Nitekim beklediği olmuş İran program sıkışıklığı nedeniye bu acil gidişi kabul etmemişti.

Bir diğer konu AP nın kabul ettiği son rapora Başbakan Erdoğanın gösterdiği tepki idi. Medyada Hükümetin her yaptığının doğru olduğunu savunanlar konuyu fazla önemser görünmeden başarı olarak değerlendirmiş buna karşılık başkalarından ses çıkmamıştı. Halbuki pek çok sebepten önemliydi. Herşeyden önce Bu AP nin aldığı ilk aykırı karar değildi. Daha öncede benzer uygulamalar olmuş ancak karşılık verme düzeyi daha alt seviyede tutulmuştu. Bu sefer hem Başbakan cevap vermiş bunuda AB Elçilerine verdiği yemekte yapmıştı. Bir başka tuhaflık ise bu yemekte Dışişleri Bakanının bulunmayışı idi. Bu Türkiyenin AB politikalarına ilişkin bir tutum değişikliğimiydi yoksa Başbakanın dış politika konularında arasıra yaptığı fevri çıkışlardan birimiydi. AB deki çeşitli kademelerden bu çıkışsa muhtelif tonda karşılıklar gelmesine rağmen bizden hiç bir karşılık bulmamıştı. Anlaşılması zor bir durumdu.

Yaşlı Adam, gözlerinden birinde gittikçe ilerleyen kataraktının verdiği sıkıntıyla gözlerini ovuşturdu artık daha az çalışmalıyım diye düşündü. Bu yazıyı yazarken aklında birkaç konu daha vardı ama yorulmuştu işte. Yazıyı gönderdi ve bilgisayarını kapattı. Bu erken tatile, içerde oturan ve her zamanki gibi gazetelerdeki haberlere öfke kusan karısı çok sevinmişti...

 
Toplam blog
: 89
: 321
Kayıt tarihi
: 27.07.09
 
 

ODTÜ 1970 Kimya Bölümü mezunuyum. Çalışma hayatımın bir bölümü kamuda bir bölümü ise özel sektörd..