Öfke ve acı

Deniz Kuvvetleri Komutanının, hayatına dünyadaki en pespaye yöntemin kışkırtmasıyla son veren bir albayın cenaze töreninde, teamüllerin dışında konuşması ve konuşurken yüzüne yansıyan acı ve öfke, Orgeneral Başbuğ'un askerin sabrınının bir sınırı olduğunu açıklamasında yüzündeki acı ve kimi zaman onu örten öfke, Başbakan Erdoğan'ın haksız ve yersiz biçimde eşine sataşılmasına Meclis kürsüsünden sergilediği öfke ve acı, Şehit cenazelerinde, yüksek rütbeli askerlerin , canları onlara emanet edilenleri, belki de haklı bir nedenle koruyamamalarının verdiği acı ve öfke, şehit edilen emniyet mensuplarının cenazelerinde yüzlere yansıyan öfke ve acı, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan şehit edildiğinde tesadüfen hayattta kalan çalışma arkadaşlarının yüzlerindeki öfke ve acı...

Bu kadar öfke ve acının olduğu bir toplumun artık bir temel soruyu da artık sorma zamanı, NEDEN?

Orgeneral Başbuğ'a göre dokuz, MHP lideri Bahçeliye göre on iki basın mensubu, inatla bütün yazılarında, NEDEN askeri yerden yere vurmaktadırlar. Elinde silah olan yediyüzbinkişilik bir gurubun moral bozukluğunun kontrolünün çok zor olduğunu, asker vesayeti kalksın, demokratikleşelim derken, ne asker vesayetini ne de demokratikleşmeyi hiç açıklamadıklarını bilmiyorlar mı?

Teknolojiyi kullanarak, kimi zaman kısmen doğru, kimi zaman tamamen kurmaca haber yapmanın basının etik kuralları ile uyuşmadığını, üstelik bu haberlerden bazılarının insanların ölümüne sebebiyet verdiğini, bunun tüm hukuk normlarında bilinçli ve planlıyarak cinayet işleme olarak sınıflandırıldığını ve TCK daki karşılığını bilmiyorlarmı. Bu mümkün olmadığına göre o zaman NEDEN?

Milletvekili Durmuş, Türkiyenin mufafazakar bir toplum yapısı olduğunu bildiği halde TBMM kürsüsünden eşini de içeren konuşmalar yapıyor. İyide milletvekili olan Başbakan Erdoğan. Eşi değilki. Bu söylemin gürültü çıkaracağını bile bile NEDEN?

Orgeneral Başbuğ, son yaptığı açıklamada ordunun sabrı olduğunu üçüncü kez tekrarladı. İsrarlı ne yapacaksınız sorularına ise elimizde her türlü bilgi ve belge var bunları kamuoyu ile paylaşırız dedi. Hiç niyeti olmadığı halde sürekli darbe yapacaksınız yayınlarıyla sarsılmaya çalışılan askerler ellerindeki en güçlü kozu açıkladılar. Bu durumdan Başbakan Erdoğan'ın haberi olmaması ve kendisine açıklığıyla söylenmemesi eşyanın tabiatına aykırı olduğuna göre, toplam tirajı orta boy bir gazetenin bölge satışından az olan bazı gazetelerin bunu anlamazdan gelmeleri, üstelik bazı köşe yazarlarının, ki görüşlerine çoğu zaman katılmasamda hergün okuduğum bir kaç kişinin, askerin açıklamalarını ihtilal fobisiyle birleştirmeye devam etmeleri, NEDEN ?

Ekonomideki ciddi sorunları, Finans ve Bankacılık kesimi için doğru olsada, imalat ve ihracat sektörünü hiç dikkate almadan tanımı meçhul bir teğetle eşleştirmek NEDEN?

Bir süredir grevde olan eski tekel işçileriyle ilgili problemleri çözmekteki gönülsüzlüğünü, anlaşılmayan bir inatla sürdüren, pozisyonunu koruyan ve hiç bir uzlaşma ışığı göstermeyen Başbakan Erdoğan bunu hızla seçime gidilen bir ülkede NEDEN yapmaktadır.

Anayasa değişikliği, hükümetin, çıkan her hukuki görüş ayrılığından sonra yeniden gündeme gelmekte ve sadece yargıyla olan sorunlarını kaldıracak çözümler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Alışkanlık olarak CHP tümüyle karşı çıkmakta, eski DTP sadece kendi Anayasa değişikliklerini kabul etmekte MHP ise kimi zaman desteklemekte kimi zamanda karşı çıkmaktadır. Anayasa değişikliği toplumsal bir talep veya siyasi bir gereklilikse o zaman herkesin oturup uzlaşması ve değişikliğin yapılması doğru yol ve mantık değilmidir? O zaman NEDEN yapılmamaktadır.

Eski DTP milletvekillerinin taleplerinin toplumun büyük kesimince kabulu mümkün olmadığına, yürürlükteki yasalar ve Anayasa ya aykırı olduğuna göre NEDEN israrla talep edilmeye devam edilmektedir.

NEDEN leri çoğaltmak, sebeplerini günlerce aylarca yazıp yorumlamak mümkün. Belkide tek bir doğru cevap var;

AKIL TUTULMASI...