Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '17

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yaşlı Bireylerin Yeniden Evlenme Oranları Artıyor

Yaşlı Bireylerin Yeniden Evlenme Oranları Artıyor
 

        

TÜİK raporlarına göre, bir önceki yıla göre evlenme oranları genel olarak %0,6 azalırken, boşanma oranları %1,6 oranında artarak 125 305’e yükselmiştir. Ancak bu genel tablo içinde ilgi çekici olan şey, “son 14 yılda 60 yaş üstü 107 bin 777 erkek ve 25 bin 724 kadın olmak üzere toplam 133 bin 501 yaşlının“ evlenmiş olmasıdır.

Bu tablo ister istemez, akıllara yaşlı nüfusun evlenme oranının neden arttığı sorusunu getiriyor. Bunun en temel sosyolojik neden şudur: Türkiye gibi hızlı iç göç yaşayan ülkelerde, bu göçün hızına paralel olarak şehirleşme de artmaktadır.  Şehirleşme ise beraberinde bireylerin yalnızlığını getirmektedir. Ancak bu durumdan en çok mustarip olanlar hiç şüphesiz yaşlılardır. Çünkü genç ve yetişkin bireyler iş ve sosyal hayatın içinde oldukları için belli bir noktaya kadar yalnızlık hissetmeyebiliyorlar. Veya uyum yetenekleri oranında belirli bir zaman sonra kent ortamına uyum sağlayıp, toplumun bir parçası haline gelebiliyorlar. Ancak yaşlı bireyler hem uyum sorunu yaşamakta hem de iş ortamına uzak oldukları için zamanlarının  büyük bir kısmını evde yalnız başına geçirmek zorunda kalmaktadır. Kentlerde geniş aile yapısı çözülüp yerini çekirdek aileye bıraktığı için, zaten az olan hane halkı,  çocuklar okulda,  kadın-erkek de ev dışında çalıştığı için,  yaşlıları yalnız bırakmaktadır.

Köyde ve kırsal bölgelerde kahve kültürü veya komşuluk kültürü hala devam ettiği için, eşini kaybeden veya boşanan yaşlılar, yalnızlıklarını bir nebze de olsa oralarda unutabilmektedirler. Ancak kentler de bu imkân yok. Özellikle mal, mülk ve eşya veya geniş aile veya arkadaş çevresi ile sıkı bağ kuran,  onlara bağlı kalarak hayatını sürdüren yaşlı kuşakta, her an her şeyin değiştiği kent ortamında bağ kuramamak büyük bir boşluk duygusu oluşturuyor. Bunun için de  yaşlılar bağlanma ve paylaşma ihtiyaçlarını gidermek için belirli bir yaşın üstünde olmalarına karşı evlenmeyi tercih edebilmektedirler.

Ayrıca; Modernizmin getirdiği hayat anlayışı, daha çok sosyalleşme yerine bireyselliği, grup dayanışması yerine kendi ayakları üzerine durmayı, zorunlu kılmaktadır. Çocuk ve yetişkinler gün içinde sosyal ortamlara girip sosyallik ihtiyaçlarını kısmen de olsa doyurdukları için,  akşamları eve geldiklerinde kendi köşelerine çekilip  bireysel takılmayı tercih etmektedirler. Aynı zamanda sosyalliğini yaşayan ve modern hayat sistemi nedeniyle daima yapacak ve bitirecek işleri olan insan, yalnız kalıp bir şeyler yapma ihtiyacı da duyabilmektedir.

Bu durum iyi dengelenemediği zaman kişileri aynı zamanda bencil de yapabilmektedir. İnsanlar, rahatlıkla kendi duygu ve düşüncelerini, ihtiyaç ve önceliklerini diğerlerine tercih edebilmektedirler. Evin erkeği veya hanımı, kariyerini, iş hayatındaki başarısını, daha fazla para kazanmayı diğerlerine daha fazla zaman ayırmaya, onlarla ilgilenmeye tercih edebilmektedirler. Çocuklar, daha uygun bir odada,  her türlü imkânlar içinde rahatsız edilmeden, özgürce yaşamayı, ders çalışmayı, müzik dinlemeyi daha çok önemseyebilmektedirler. Bu da aile ile birlikte yaşayan ve eşini kaybeden yaşlı için daha fazla yalnızlık anlamına gelmektedir. Sosyalleşme imkânı bulamadığı için, yaşama karşı bıkkınlık, monotonluk duygusu yaşamaktadır. Aile ve Sosyal Politikalar eski bakanı Fatma Şahin’in de dediği gibi, ”Bireysellik yalnızlaştırıyor, yalnızlık mutsuzlaştırıyor." Bu durumda  evlenerek iletişim kurmak, sosyalleşmek, birileriyle etkileşim içinde bulunarak bunlardan kurtulmayı düşünmektedir.

Ayrıca, artan refah seviyesinden dolayı yaşlılar da kendi özel evleri dışında, çocuklarının bile evi olsa, başka bir yerde rahat etmemektedirler. Zaman zaman medyaya da yansıdığı gibi, zor şartlar da bile olsa köylerinde tek başlarına yaşayıp da, kentte oturan çocuklarının yanına taşınmak istemeyen birçok yaşlıyı görmekteyiz. Rahat yaşama alışkanlığı, eşlerini kaybettiklerin de onların bir başkasının yanında kalmalarını zorlaştırmaktadır. Bir anlamda bireysellik de diyeceğimiz bu durum da yaşlıların evlenip kendi evlerinde yaşamak istemelerinde ekili olmaktadır.

 
Toplam blog
: 81
: 623
Kayıt tarihi
: 18.10.17
 
 

1963 yılında dünyaya geldim. 1985 yılında Atatürk Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde..