Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '08

 
Kategori
Güncel
 

Yassak hemşehrim!..

Bazı yasaklar, sanki yasağı koyanı memnun etmek içindir.

Zira o yasaklar ya geçmez ya da asıl gayesine hizmet etmez. Sadece yasaklayan “iş”yapmış olur.


Bloglar kişisel ve kurumsal özgürlük alanları.

İnsanlar ve bir çok kurumlar, kendilerini bu blogları kullanarak ifade edebiliyorlar.

Web siteleri biraz daha zahmetli daha masraflı olduğu için insanlar, kolayca yapılan hazır bloglarda rahatça yer aldı.Böylece sanal alem bloglarla daha bir zenginleşti.

Bizimde bir dizi bloglarımız var.

İnternetin yani sanal alemin meşhurlarından “blogger.com”da barındırılan çok sayıda web blog var.

Özellikle resim yüklemenin kolay olması açısından Bloger’i tercih ederek “Çavdar’ın Obası” ismiyle bir düzine blog açarak düşüncelerimizi başkaları ile paylaşıyor, faaliyetlerimizi ulaştırıyorduk.

Ancak bir gün olup da toptan defterinin dürüleceğini hesap etmemiş ve hiç ama hiç başkaları yüzünden bizimde sanal alemdeki yüzümüze kara sürüleceğini düşünememiştik.

Oysa burası Türkiye idi.

Düşünebilmeli idik.

Böyle bir kara mizahın sayısız örnekleri de vardı.

Nazlı Ilıcak’a kız, milyonların oy ve tercih ettiği partinin kapısına kilit vur.

Belki ilerde hoş olmayan hadiseler olur diye onların sosyalleşmesini önleyerek ve eğitimsiz olarak toplumda yaşamaya mahkum ederek üniversite kapılarını başörtülü kızların tümüne kapat.

Her hangi bir postaneden uygunsuz mektup gönderildi diye tüm postanelerin kapısına kilit vurarak ondan istifade edenlere tümden kapat.

Ne haber alsınlar ne de versinler. Böylece sorunu kökten çöz.

Blogger’e konan yasak bu cinsten

Tamam birileri suçlu olabilir.

Özgürlüğü istismar edebilir.

Ancak geri kalan milyonların suçu ne?

Suç ve cezalar, hani şahsi idi ve sadece ama sadece suçluyu ilgilendirirdi?

Konan yasak gerçekten kara mizah.

Bloglarımıza girmek için sanal alemde kapımızı çalanlar, sayfaya asılan şu yafta ile karşılaşıyorlar:

“Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir.

T.C. Diyarbakır 1. Sulh Ceza Mahkemesi 20.10.2008 tarih ve 2008/2761 sayılı kararı gereği bu siteye erişim engellenmiştir.

Access to this web site has been suspended in accordance with decision no: 2008/2761 of T.R. Diyarbakır 1st Criminal Court of Peace.”

Mesela köyümle ilgili olarak açtığım

khirka.blogspot isimli Çavdar’ın Obası’nı tıklayan arkadaş soruyor.

Ağbi bu neyin nesi?

Gel de cevap ver..

Sanki suç varsa, onu bizler işledik?

Yukarıdaki yafta, sadece yasaklanan yere değil, bizim bloglar dahil “blogger” deki tüm web blogların kapısına asılmış, astırılmış..

Üstelik bu yasak sadece Türkiye’den bağlanan insanlara konmuş. Başka ülkeden bağlanırsanız ne yasak var, ne sansür

Sansür bize..

.....

Yıllar önce sıkıyönetimli yıllarda Hakkari- Yüksekova’dayız.

İlçenin asayişinden sorumlu olan kaymakam, savcı, polis ve askeri yetkililer tüm kadro orda.

Masalarında bir telsiz. Hoş bir müzik çalıyor.

İddia şu.

“Kaçak ve korsan yayın yapılıyor.”

Kaçak ve korsan yayın yapıldığına göre bunu önlemek gerek.

O yüzden toplanan heyet, çareler düşünüyor.

Telsiz teknisyeniyiz ya.

Uzman olarak bu konuda bizimde görüşümüzü almak üzere çağırmışlar.

“Kaçak ve korsan yayını” telsizden bir süre dinledim.

Ve merakla ne diyeceğimi bekleyen heyete, “Bu mesele milletler arası bir mesele. Derhal dış işlerine müracaat ederek İran hükümetine ültimatom verilmesini sağlayın. İran’a nota verilmeli. Kabartmazsa savaş ilan edilmeli..” deyince gözleri fal taşı gibi açılan toplantıdakiler; “Ne alaka “dercesine daha bir meraklandılar.

Bizim ülkede daha FM radyo vericilerinin adının bile bilinmediği zaman diliminde İran Şahı, ülkesinde doğrudan radyo istasyonlarını FM bandında kurdurmuş, halkına tertemiz radyo dinletmişti.

Biz ise hala “Genlik Modülasyonlu”-AM”sisteminden vericilerle halkımıza gelir gider yayınları layık görmüştük.

O günün TRT’si yeni yeni FM istasyonları kurarak milleti modernleştirme projesinin parçası olarak sadece yabancı klasik müzik çalıyordu.

Böylece temiz ve duru yayınını sadece klasik batıl müzikten anlayan bir avuç bahtiyarlara (!)dinleme özgürlüğü tanımıştı.

Merakla bekleyenlere şöyle demiştim:

“Evet size göre kaçak olan bu ses İran halkına göre gayet normal. Ve kim bilir çok da hoşlarına gidiyordur.

Çünkü bu çalınan müzik, Tebriz radyosunun normal ve yasal yayını. Ha bundan hoşlanmıyorsanız ya telsizlerin ibrelerini değiştireceksiniz. Veya bizim hükümet, gücü yetiyorsa İran hükümetine bu yayını kapattıracak..

Çünkü ABD’nin verdiği bu telsizler, FM bandından yayın alıp veriyor.

İran radyo istasyonları da FM’den yayın yapıyorlar.

Vericileri bize yakın ve güçlü olduğu için onların yaydığı esas frekansların giderek güçten düşen değişik güçteki yan-harmonik- yayınlarını alıyoruz.

Mesela bu kadar basit”

O güne kadar sadece hava, arazi şartlarına ve mesafeye bağlı olarak gelip giden “genlik modülasyonlu” yayını dinlemeye alışkın FM radyo istasyonu ne demek bilmeyen sadece radyoyu açınca tek kanaldan kendilerine verileni almaya hazır insanlar, daha bir şaşırdılar.

Ve kimilerine göre “sakıncalı durum” elin istasyonunu kapattırmak yerine telsizlerin haberleşme frekansları değiştirilerek çözüldü.

Bize göre kaçak ve yasak yayın başkalarına göre pek ala yasal ve normal sayılabiliyordu.

Tıpkı bunun gibi web bloglarda yayınlananlar kimilerine göre sakıncalı iken kimilerine göre ifade ve özgürlük alanları.

Birilerinin belki kötüye kullandığı bu alanları, bir kişi kötüye kullandı diye milyonlara hele hele ellin oğlu özgürce istifade ederken kendi insanımıza kapatmak ne kadar hak ve hukuk kurallarına uyar?

Postaneden bir kişi kötü haber verecek diye tüm postaneleri halka kapatmak ne kadar doğru ise bu kararda o kadar doğru.

Siz bir şehir yada ülkede her hangi bir dükkanda işlenen suçtan dolayı sadece o dükkan ilgilisine ceza vererek mi işi çözersiniz, yoksa yabancılara serbest bırakarak tüm şehir ve ülkedeki dükkanları toptan milletinize kapatarak mı?

İnsanların fikri, sanatsal ve diğer sahalardaki üretimleri ele açıkken kendi insanımıza “yasak hemşehrim”demek gerçekten hoş değil.

Necati Çavdar

26.10.2008-Emiryaman-Ankara

 
Toplam blog
: 40
: 874
Kayıt tarihi
: 06.07.06
 
 

Hayata Elektronik teknisyeni olarak başlayan Çavdar, her kim  ne hal üzere gördü ise  öyle bilini..